Dünyanın en büyük ikinci rezervi Türkiye'de!

Son yıllarda nükleer enerjide ‘geleceğin yakıtı’ olarak gösterilen toryumda, Türkiye dünyanın en büyük ikinci rezervlerine sahip...

Dünyanın en büyük ikinci rezervi Türkiye'de!
Dünyanın en büyük ikinci rezervi Türkiye'de!
GİRİŞ 05.01.2018 06:10 GÜNCELLEME 05.01.2018 08:46
Bu Habere 27 Yorum Yapılmış

Aralık ayında Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun düzenlediği 7. AB İnsan Hakları Film Günleri’nde Myriam Tonelotto’nun “Toryum: Nükleer Enerjinin Bilinmeyen Tarafı” belgeseli de gösterildi. Film gösteriminin ardından Tonelotto ve Boğaziçi Üniversitesi Nükleer Fizik Profesörü Metin Arık’ın katıldığı panelde moderatör olarak yer aldım. Böylece toryumu ilk kez etraflıca dinleme ve tartışma imkânım oldu. Aslında filmin adı toryum gerçeğini çok güzel özetlemiş: Nükleer Enerjinin Bilinmeyen Tarafı. Çünkü baktığınızda nükleer enerjinin ilk aşamalarında uranyum gibi toryum ile çalışabilecek nükleer reaktörler de gündeme geliyor.

Ancak toryum, askeri amaçlı kullanıma kapalı olduğu için çalışmalar uzunca bir süre rafa kalkıyor. Bununla beraber son yıllarda toryumun adı daha sık gündeme gelmeye başladı. Çünkü “daha güvenli” bir nükleer enerji alternatifi olabileceğini savunanlar var. Türkiye açısından da oldukça önemli çünkü ülkemiz toryum rezervinde dünyada ikinci sırada bulunuyor.

TÜRKİYE'NİN BİN YILLIK ELEKTRİK ENERJİSİNİ KARŞILAYABİLİR

Toryum hakkında merak ettiklerimizi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) Bilim Komitesi Üyesi Prof. Dr. Saleh Sultansoy’a sorduk. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde de öğretim üyesi olan Sultansoy, “Şu anki bilimsel verilere göre, Türkiye toryum rezervleri bakımından dünyada ikinci sırada. Aslında birinci sırada çünkü Eskişehir’deki rezervler bilindiğinden daha çok. Eskişehir’deki bilinen rezervler bin yıl boyunca Türkiye’nin elektrik enerjisini karşılayabilir” diyor.

DÜNYANIN ENERJİ KAYNAĞI OLMAYA ADAY

SULTANSOY, toryum reaktörlerinin 2030’lu yıllarda dünyada ana enerji kaynağı olmaya aday olduğunu vurguluyor. Toryumun uranyuma göre bir avantajının da dünyada daha yaygın bir coğrafyada bulunması olduğu belirtiliyor. Buna göre uranyumdan üç kat daha fazla toryum var. Toryumun bu kadar bol miktarda bulunmasının da gelecekte toryum yakıtlı nükleer reaktörler açısından yeni alternatifler sunması bekleniyor. Bununla birlikte, toryumun radyoaktif doğasından kaynaklanan sağlık ve çevre sorunlarının, toryum pazarının büyümesini engellemesi de öngörüler arasında.

DEPOLAMA SORUNLARI DEVAM EDİYOR

TENVA’nın, “Türkiye’de Toryum: Enerji, Ekonomi ve Siyasette Fırsatlar” başlıklı raporunda, hızlandırıcı sürümlü toryum sistemlerinin, geleneksel reaktörlerde oluşan nükleer atıkların bertaraf edilmesi için imkân sağladığı savunuluyor. Raporda, “Uygun yakıt tasarımı sayesinde, toryumun tamamı reaksiyona sokularak güç üretimi gerçekleştirilebilir. Hâlbuki uranyum temelli reaktörlerde, uranyumun ancak yüzde 10 kadarı kullanılabiliyor ve geri kalan kısmı atılmak zorunda kalınıyor. Bu tip toryum reaktörlerinde açığa çıkan atığın bir sorunu özellikle yan ürün olan U-233’ün sebep olduğu sert gama ışınları gibi zararlı ışınların çıkması ve depolama konusundaki sorunlardan bazılarının devam ediyor olması” deniliyor. Toryum rezervlerine ilişkin değerlendirmeler ise şöyle: “MTA’ya göre Türkiye’deki kanıtlanmış toryum rezervi 380 bin ton. OECD ve UAEA’ya göre ise Türkiye’deki toryum rezervi asgari 744 bin ton olup Türkiye, Hindistan’dan sonra ikinci büyük toryum rezervine sahip.”

KAYNAK: HÜRRİYET
YORUMLAR 27
  • konyali 6 yıl önce Şikayet Et
    masallah inşallah
    Cevapla
  • konyali 6 yıl önce Şikayet Et
    masallah inşallah
    Cevapla
  • Omer 6 yıl önce Şikayet Et
    ben bu hafta hatta dün bunla alakalı sunum suncaktım bende şaşırmıştım 2. olmamıza . ve bunun gündemde olmayışına :D
    Cevapla
  • Zaman 6 yıl önce Şikayet Et
    Zaman makinesi sende olsa neye yarar kullanamadıktan sonra... Önce ilime bilime eğitime öğretmene önem ver.
    Cevapla
  • milletin ferdi 6 yıl önce Şikayet Et
    Cahilin biri KK’nın kadına şiddeti meşru gördüğü gibi ekonomik bahaneler arkasına saklanarak Gezicilerin yaptığı gibi ayaklanmalara destek verici tarzda yorum yapmış. O alçak ve hain yorumunu okuyan düşüncesiz ve arkasındaki açık ABD ve Batı desteğini göremeyecek kadar kör olan 15 gafil de Gezi kalkışmasını da azgın azınlık değil de işinde gücünde olan garibanlar yaptı sanarak yorumu beğenmiş, yazıklar olsun.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle