'Merkez'in hamlesi tezleri çürüttü! İndirim devam edecek

4.5 yıl aradan sonra yüzde 4.25 faiz düşüren TCMB bu anlamda dünyada da başı çekerken, faiz aşağı çekilince döviz kurunun fırlayacağı tezi de böylelikle çürütülmüş oldu.

'Merkez'in hamlesi tezleri çürüttü! İndirim devam edecek
'Merkez'in hamlesi tezleri çürüttü! İndirim devam edecek
GİRİŞ 29.07.2019 14:01 GÜNCELLEME 29.07.2019 14:11
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Merkez Bankası'nın hamlesini ve ABD merkez bankası FED'in olası faiz indirimini değerlendiren uzmanlar, Türkiye'nin geçen yıl zor geçen Ağustos ayından sonra bu ağustosta rahat bir ay yaşanabileceğine dikkat çekiyor. Uzmanlar öte yandan indirimlerin devamının da geleceğini öngörüyorlar. 

 

 

Konuyu Milliyet'teki köşesinde değerlendiren Ali Ağaoğlu, "Geçtiğimiz hafta toplanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizini 425 baz puan indirerek, yüzde 24’ten yüzde 19.75’e düşürdü. Merkez Bankası başkanı Murat Çetinkaya’nın görevden alınması sonrasında göreve gelen Murat Uysal’ın ilk hamlesi radikal bir faiz indirimi oldu. Çetinkaya da görevde kalsaydı 200 baz puanlık bir indirim zaten bekleniyordu. Uysal’ın göreve gelmesi ile birlikte daha radikal bir indirim beklentisi artmıştı" ifadelerini kullandı.

PSİKOLOJİK SEBEPLERLE İNDİRİME GİTTİ

 

 

"Merkez Bankası Başkanı’nın sürpriz bir şekilde değişmesi sonrası 250 - 300 baz puan arasında yoğunlaşan beklentilerin de üzerinde gelen indirim miktarının arkasında biraz da psikolojik sebepler olduğunu düşünüyorum" diyen Ağaoğlu, "Bunun başında da yüzde 20 nominal seviyenin altına inilmek istenmesi, son 625 baz puanlık faiz artışının önemli bir kısmının “geri alınması” gibi sebepleri sayabiliriz" şeklinde değerlendi.

Ağoğlu şöyle devam etti: 

Yine aynı sohbetlerde böylesi bir faiz indirimi sonrasında dolar/TL kurunun 5.7750 - 5.85 bandına kadar çıkabileceğini ancak daha fazla bir yükseliş beklemediğimi, 5.9250 seviyesinin üzerine çıkılmasının da hayli zor olacağından dem vurmuştum. 

FED SAYESİNDE ÖTELENDİ

TCMB kararı sonrasında dolar/TL kuru ilk tepki olarak 5.7680’e tırmanırken daha sonra çok da beklenmedik bir şekilde 5.65’li rakamlara, sonrasında da geçtiğimiz cuma günü 5.62’nin altına kadar geriledi. Bu düşüşün çok da anlamlı olduğunu düşünmeyenler - ki aralarında ben de vardım - düşüşe ilk aşamada bir anlam veremediler. Faiz indirimi kurlarda oynaklığı artıracağı beklentisi, Fed’den de gelecek bir faiz indirimi nedeniyle bir anlamda dengelenmiş oldu. Ya da biz bu kırılganlık olasılığını Fed sayesinde bir süre daha ötelemeyi başarmış olduk!

‘25 BAZ PUAN PLASE 50 PUAN (HOŞ) SÜRPRİZ’

1854’ten bu yana tutulan kayıtlar içindeki en uzun büyüme dönemini, hisse senedi endekslerinin tarihi rekor yükseliş seviyelerini gördüğü, son 50 yılın en düşük işsizlik oranlarının görüldüğü Amerikan ekonomisinde yeni bir parasal genişleme döneminin gelip gelmeyeceği bu hafta belli olacak. Piyasalar en azından 2008 krizinden sonraki dönemdeki ilk faiz indiriminin 25 baz puan olacağına neredeyse kesin gözüyle bakıyorlar. Bahisçilerin deyimiyle ’25 baz puan plase, 50 baz puan (hoş) sürpriz’ olacak!

ABD ekonomisinden karışık sinyaller geliyor. Henüz sinyallerin tamamı faiz indirimini gerektirir gibi görünmüyor. Ama yine Wall Street’in “istediği” olacak ve 25 baz puanlık indirim bu toplantıda gelecek gibi. 17 - 18 Eylül’deki toplantıdan da 25 baz puan indirim beklentisi ısrarla devam ediyor. Fed başkanı Powell’ın da Trump ve Wall Street’in baskılarına direnmesi zor görünüyor. İşin ilginç yanı Fed’in olası faiz indirimi beklentisine, ABD 10 tahvil getirilerinin yeniden yüzde 2.10’un altına gerilemesine rağmen dolar endeksi (DXY) mayıs sonundan sonra ilk kez yeniden 98’in üzerine çıkmayı başardı. Bunda büyük oranda doların gücünden çok, karşısındaki hemen her para biriminin değer kaybediyor olmasının payı daha büyük.

DOLAR TL DAHA DA DÜŞER Mİ?

Dolar karşısında hemen her para birimi gerilerken, TL’nin değer kazanmasının ne kadar devam edeceğini kestirmek bu aralar hayli zor. Turizm gelirlerin arttığı, hemen tüm Kuzey yarıkürenin yaz tatilinde olduğu bu aylarda TL’nin değer kazanması az çok anlaşılabilir. Ancak geçtiğimiz yılı 5.29’lu seviyelerden kapatan, arada yüzde 25 ortalama fonlamanın üzerine eklendiği dolar/TL kurunun 5.60’lı seviyelerini koruyor olması ayrı bir başarı. Teknik olarak 5.6250 önemli bir destek. Bu seviye aşağı kırılacak olur ise 5.5650 seviyesi önem kazanacak! İlkinin dahi altına inilmesini zor görüyorum, ikincinin altına inilmesini daha da zor görüyorum. İnilecek olur ise geçen yıl sonu, yılın başından bu yana yaşanan faiz ortamını da göz önüne aldığımızda bahsetmiş olduğum seviyelerin altına inilmesi yeni “enerji birikimlerine” sebep olacaktır.

DOLARI DÜŞÜREN 10 NEDEN

Merkez Bankası'nın faizde düşüş kararı ile dolarda yükseliş beklentisi vardı. 'Doları düşüren 10 neden' başlıklı yazısında Merkez Bankası'nın faiz kararına rağmen gerileyen doları analiz eden Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım, 'TL'yi destekleyen gelişmeler'i sıraladı. Yıldırım, ilk sıraya ABD'den Türkiye'ye yönelik S-400 yaptırımlarının gelmeyişini koydu. FED'in para politikasında U dönüşü yapması ve faiz düşürecek olmasının da TL'yi desteklediğini ifade eden Yıldırım, enflasyondaki düşüşün etkisini de ekledi.

Abdurrahman Yıldırım'ın yazısında şu ifadelere yer verdi:

Türkiye geç kaldığı faiz indirimine önden yüklemeli şekilde sert başladı. 4.5 yıl aradan sonra yüzde 4.25 faiz düşüren TCMB bu anlamda dünyada da başı çekti.

Faiz kararında dikkat çekilen dünyadaki faiz indiriminde düğüm bu hafta çözülüyor. Küresel piyasalara yüksek etkisi nedeniyle artık bu hafta bütün dikkatler ABD merkez bankası FED’in kararına çevrildi.

ABD Başkanı Trump’ın da büyük baskı kurduğu FED’den ağırlıklı beklenti çeyrek puanlık indirime gitmesi.

Yarım puana varan indirim ise biraz sürpriz olacak ve ilk başta piyasalara doping etkisi yapsa da, sonrasında “Nerede, ne kötü gidiyor” endişesine yol açabilir ve tartışma başlatabilir. FED’in kararı 31 Temmuz Çarşamba akşamı açıklanacak. -Haziran sonunda G20 Zirvesi’ndeki görüşmelerle ABD-Çin ticaret görüşmelerinin yeniden başlatılmasının kararlaştırılması küresel piyasalara yaz ortasında doping etkisi yapmıştı.

BU AĞUSTOS RAHAT GEÇEBİLİR

Türkiye piyasaları ise hem küresel piyasalardaki pozitif gelişmelerden hem de aynı zirvede Trump ile Erdoğan görüşmesinden yaptırım kararının hemen çıkmayacağı mesajının gelmesiyle duble pozitif etkilenmişti. Türkiye piyasaları gelişmekte olan piyasalardan pozitif ayrışmıştı.

Temmuz sonunda eğer dışarıdaki rüzgarı destekleyecek bir faiz indirimi ve açıklaması gelirse, içerideki pozitif rüzgar da buna katılabilir. Bu anlamda geçen yılki ağustos ayı cehenneminin ardından bu ağustosta rahat bir ay yaşayabiliriz.

İNDİRİMİN DEVAMI DA GELECEK

İçerideki pozitif gelişmelerden biri faiz indiriminin önden yüklemeli şekilde başlaması. Koşullarda dramatik değişmeler olmazsa, bu indirimin devamı da gelecek.

Nasıl geleceğini de geçen Cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan “yıl sonuna kadar kademeli”olarak açıkladı. Devamında “Bunu usturuplu şekilde indireceğiz” demesi de, faiz düşüşünde ölçülü hareket edileceği, kantarın topunun kaçırılmayacağı, gelişmelerin dikkate alınacağı konusunda güvence verdi.

TRUMP, YAPTIRIMLARA DİRENECEK

-Piyasa beklentisiyle uyumlu bu söylem sonrasında faiz düşüşüne asıl pozitif tepki Cuma günü verildi.

-Söylem öncesi 6.6850 olan dolar/TL kuru 5.6200’ye geriledi. 2 Yıl gösterge tahvil faizi yüzde 17.25’ten yüzde 16.35’e indi ve bir günde 90 baz puan geriledi. 10 Yıllık tahvil faizi de yüzde 15.96’dan yüzde 15.47’ye düştü ve 49 baz puan indi.

-Cuma günkü pozitif tepkide Trump’ın açıklamaları da belli bir rol oynadı. ABD Başkanı Trump “S400 konusunda Türkiye’yi suçlamıyorum” dedi. Suçlamıyorsa yaptırımlara da direnecek demektir.

TL’Yİ DESTEKLEYEN GELİŞMELER

1-ABD’den S400 yaptırımının gelmeyişi çok önemli pozitif bir gelişme.

2-FED’in para politikasında U dönüşü yapması ve faiz düşürecek olması TL’yi destekliyor, doların TL karşısında düşmesine yol açıyor.

3-Enflasyon düşüyor ve önümüzdeki aylarda baz etkisinden dolayı sert bir şekilde gerileyecek. Enflasyon- devalüasyon sarmalını herkes biliyor. Enflasyonda tersine sarıyorsak, benzer bir gelişmenin de kurda yaşanması normaldir. 

4-Mevsimsel olarak döviz gelirlerinin turizm kaynaklı fazla, döviz giderlerinin de dış borç ödemesi kaynaklı az olduğu bir dönemden geçiyoruz. Kur üzerine buradan bir baskı gelmiyor.

5-Bu sene 18 yıl aradan sonra cari dengede açıktan fazlaya dönüyoruz. 2001 krizi sonrası ilk kez aylarca devam edecek bir yıllık bazda cari fazla verilecek. Buradan yaklaşık 50 milyar dolarlık dış kaynak ihtiyacını ve finansmanı azaltmış durumda.

6-Şirketlerin dövizdeki açık pozisyonları son bir yılda 35 milyar dolar azaldı ve 188 milyar dolara indi. Hatta bir yıl ve daha kısa vadede net bazda döviz pozisyon açıkları olmadığı gibi, 9 milyar dolarlık fazlalıkları var. Yani kısa vadede dış borç ödeme kaynaklı olarak şirketlerin döviz piyasasına gelmesine gerek yok.

7-Yurtiçi yerleşiklerin de döviz varlıkları rekor düzeyde. Şirket ve kurumların dahil yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 19 Temmuz’la biten haftada 186.66 milyar dolara ulaştı. Buna karşılık bireylerin döviz borcu bulunmuyor. Dolayısıyla bu kanattan dövize bir doygunluğun olması lazım. Dövize ekstra bir talep gelebilmesi için de, atmosferin daha kötüye gitmesi, beklentilerin daha bozulması gerekiyor. Ancak ortada da öyle bir görüntü ve hava yok. Hatta şirketler ihtiyaçları için ay sonları kısmen döviz bozdurma yoluna bile gidiyor.

8-Yabancıların Türkiye piyasalarından ve döviz piyasasından önemli oranda çekilmesi de, yine spekülatif hareketleri minimum düzeye indiren gelişmelerden biri. Yabancıların kısa vadeli sermaye yatırımları yani sıcak para 68 milyar dolarla son 10 yılın en düşük düzeyinde.

9-Her şeye rağmen yine de döviz piyasasında dalgalanma yaratacak iç veya dış işlemler olduğunda ise kamu bankaları nöbetçi durumunda. Genelde sattıklarını ve çok az da olsa aldıklarını duyuyoruz. Böyle bir mekanizma da geçen yılki şoktan sonra oluşturuldu.

10-Faizin düşüş dönemlerinde genelde TL araçlara yatırım ve mevduat yapma isteği artar. Çünkü kalkan bir trene başta atlamak hemen herkese para kazandırır. Bu nedenle döviz kuru da geriler. Yüksek faizi yakalayıp parayı daha uzun vadeli bağlama isteği ve eylemi, parayı dövize gitmekten alıkoyar. Bedeli ise hemen her zaman istasyona varmakta veya son duraklarda trene binenler öder.

DİĞER FAİZLERİ DE DÜŞÜRÜR

Yurtiçinde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi söylemine uyarak faiz indirimde ipin ucunu kaçırmayacağını, sınırları zorlasa bile döviz kurunu azdırmamak adına işi dozunda bırakacağını varsayıyoruz.

-Sonuçta politika faizi indirimleri diğer faizlere de sirayet edecek. Merkez Bankası faizinden kredi faizine, devlet iç borçlanma faizinden mevduat faizlerine kadar indirimler aynı oranlarda olmasa görülecek.

Nitekim ikinci el piyasada borçlanma faizlerindeki düşüşü görüyoruz. Geçen hafta gösterge tahvil faizi yüzde 1.33 geriledi.

TL ticari kredi faizi bankaların ortalaması bazında haziran sonunda yüzde 27.31 iken 19 Temmuz’da yüzde 24.05’e indi. Başlayan bir iniş var. Geçen haftanın indirimini de bu hafta göreceğiz. Merkez Bankası politika faizinin yarısına yakın bir indirimi kredi faizlerinde görebiliriz.

Yine mevduatta bütün vadelerin ve bankaların ortalaması olarak faiz haziran sonunda 22.90’dan 19 Temmuz’da 21.69’a geriledi. Buradaki azalma da yüzde 1.21 düzeyinde. Buradaki düşüşün enflasyona paralel gideceğini tahmin ediyoruz.

YORUMLAR 1
  • murtaza 4 yıl önce Şikayet Et
    Bankalar hala neyi bekliyor, madem faizler indi, bankalar bunu yansıtması gerek
    Cevapla