Türkiye'nin ''ısı yalıtımı''nda yolu uzun

Yalıtım yapılan binada yüzde 50-60 oranında enerji tasarrufu sağlanmasına rağmen Türkiye'deki 18 milyon konutun yüzde 85'inin ısı yalıtımsız binalardan oluştuğu bildirildi.

Türkiye'nin ''ısı yalıtımı''nda yolu uzun
Türkiye'nin ''ısı yalıtımı''nda yolu uzun
GİRİŞ 15.11.2012 11:50 GÜNCELLEME 15.11.2012 11:50

XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Feyzi Yörük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, enerjisinin yüzde 73'ünü ithal eden bir ülke olduğunu söyledi.

Binalardaki enerji kullanımının yaklaşık yüzde 40'nın ısıtma ve soğutma amaçlı harcandığına işaret eden Yörük, Türkiye'nin, Enerji Verimliliği Strateji Belgesi'nde belirlenen ''enerji verimliliği'' hedeflerine ulaşılabilmesi için binalarda ''enerji verimliliği'' uygulamalarına geçilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Yörük, 9 Ekim 2008 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan ''TS 825 Isı Yalıtımı Yönetmeliği''ne göre inşa edilen tüm yeni binalar da ısı yalıtımının zorunlu olduğunu anımsatarak, ''Söz konusu uygulamalar, yapı denetim firmaları tarafından denetleniyor. Ayrıca 1 Ocak 2011 yılında yayımlanan Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği'ne göre Enerji Kimlik Belgesi'nin yeni binalar için zorunlu olması da önemli bir gelişme. Mevcut binalar ise 2017 yılından itibaren bu belgeyi almak zorundalar. Enerji Kimlik Belgesi ile konutlar aynen beyaz eşyalarda olduğu gibi A'dan G'ye kadar sınıflandırılıyor'' dedi.

Yörük, A sınıfı tasarruflu ve SEG (Sera Gazları Emisyonu Göstergesi) emisyonunun düşük konutları, G sınıfının ise enerji israf eden ve SEG emisyonu yüksek konutları işaret ettiğini bildirdi. Binaların enerji tüketimlerinin düşmesinde ısı yalıtımı uygulamalarının büyük önem taşıdığını belirten Yörük, Enerji Kimlik Belgesi'nin, enerji tüketimi yüksek sınıfa sahip binalar için ısı yalıtımının ilk atılması gereken adımı oluşturduğunu, bu uygulananın da vatandaşların bina satın alırken ya da kiralarken bu bilinçle davranmalarını desteklediğini kaydetti.

Yörük, Türkiye'de yaklaşık 18 milyon konutun yüzde 85'inin ısı yalıtımsız olduğunun bilindiğini belirterek, ''Yeni yapılan binalar için ısı yalıtımı zorunluluk olmasına rağmen, mevcut yapı stokumuz ciddi oranda bu açıdan niteliksiz yapılardan oluşuyor. Bu durumun ülkemize maliyeti yılda 13,5 milyar TL'yi buluyor'' diye konuştu.

Avrupa'da ısı yalıtımı bilincinin 1970'li yıllarda yaşanan petrol krizi ile başladığını anlatan Yörük, şöyle konuştu:

''Bu sebeple bugün yalıtım bilinci ve AB ülkelerindeki enerji verimliliği politikaları oldukça etkin. Örneğin ülkemizde yalıtımsız bir binada ısıtma ve soğutma için harcanan enerji tüketimi yıllık 300-350 kWh/metrekare iken, yeni yönetmeliklerle bu oran 100-120 kWh/metrekarelere indirilmeye çalışılıyor. Oysa Avrupa ülkelerinde mevcut yönetmelikler metrekarede enerji tüketimini 60 kWh ile sınırlandırırken, 2019 yılından itibaren yürürlüğe girecek 'Pasif Ev' konseptiyle bu oranın 15 kWh/metrekareye düşürülmesi hedefleniyor. Isı yalıtımı ve enerji verimliliği, ekonomik boyutunun yanı sıra fosil yakıt tüketen sistemler için çok ciddi miktarda karbon emisyonu azaltımı anlamına da geliyor. Avrupa ülkeleri atmosfere karbon salımı miktarlarını azaltma hedefinde olduğu için enerji verimliliği uygulamalarında ısı yalıtımı büyük önem taşıyor.''

-Kendini amorti eden yatırım-

Yörük, yalıtımın, pahalı bir uygulama gibi gözükse da aslında birkaç yıl içinde kendini amorti eden bir yatırım olduğunu, bu nedenle hiçbir zaman artı maliyet gibi bakılmaması gerektiğini de söyledi.

Bir bina tasarlanırken ''enerji verimli'' olarak planlandığında ısı yalıtımının maliyetinin toplam bina maliyetinin yüzde 3 ila 5'ini geçmeyeceğini bildiren Yörük, ''Ancak mevcut binalarda sonradan ısı yalıtım uygulamasına karar verilirse, en doğru yol mantolamadır. Mantolama uygulamasının yaklaşık metrekare maliyeti ise 30 TL gibi bir rakamı buluyor. Tabi, standartlara uygun malzeme ve doğru işçiliklerle yapılırsa'' diye konuştu.

Yörük, yalıtımlı bir binanın, yalıtımsız bir binaya göre yüzde 50-60 oranında daha az enerji harcadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

''Bu tasarruf kışın ısıtma enerjisini azalttığı gibi yazın da klima kullanımından kaynaklanan soğutma için harcanan enerjiyi azaltır. Örneğin İstanbul'da mantolama yolu ile ısı yalıtımı yapılmış bir binada aylık ödenen doğalgaz faturası, yalıtımsız bir binaya oranla yarı yarıya daha düşüktür.

-Enerji kimlik belgeli binalar-

Yörük, yeni inşa edilen binalar için 1 Ocak 2011'den itibaren, mevcut binalar için de 2017'ye kadar ''Enerji Kimlik Belgesi'' zorunluluğu bulunduğunu da anımsattı. Yönetmelik çıktığından bu yana yaklaşık 45 bin binanın Enerji Kimlik Belgesi aldığını bildiren Yörük, ''Bunların 42 bini yeni binalar, 3 bin kadar da eski bina söz konusu belgeyi almıştır. Eski bina sahiplerinin de bu zorunlu uygulamaya 2017 yılından itibaren geçmeleri gerekiyor. Enerji tasarrufu sağlamak için binalara bir an önce ısı yalıtımı yapılması büyük önem taşıyor. Isı yalıtımı için de mutlaka CE belgeli, ulusal ve uluslararası standartlarına uygun ürünlerden oluşan sistemler tercih edilmeli. Çünkü CE güvencesi ürünün çevre ve insan sağlığına uygun şartlarda üretildiğini ve etikette beyan edilen performans değerlerini karşıladığını belgeleyen üretici beyanıdır'' diye konuştu.

Yörük, niteliksiz ürünlerle yapılan ısı yalıtımı uygulamalarının, harcanan paraların havaya savrulmasına neden olduğunu bildirerek, şunları kaydetti:

''Eski binada yapılacak mantolama uygulaması, 2-3 yıl içinde kendini amorti eden bir yatırım. Bu nedenle ısı yalıtımına kesinlikle maliyet gözüyle bakılmamalı. 2017'den itibaren mevcut binalarda Enerji Kimlik Belgesi alması zorunluluğu, herkesin oturduğu binada ısıtma ve soğutma için ne kadar enerji kullandığını sorgulamamıza neden oluyor. Böylece ısı yalıtım bilinci daha fazla yaygınlaşarak artacak. Sonunda hem aile bütçesi için, hem ülke ekonomisi için verimli uygulamalara geçilmiş olacak.''

KAYNAK: AA