Para Politkası Kurulu toplantı raporu yayınlandı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetini yayınladı. Yayınlanan özette şu konulara vurgu yapıldı.

Para Politkası Kurulu toplantı raporu yayınlandı
Para Politkası Kurulu toplantı raporu yayınlandı
GİRİŞ 30.04.2015 16:35 GÜNCELLEME 30.04.2015 16:35

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Uygulanan temkinli para ve maliye politikaları ile alınan makro ihtiyati önlemler enflasyonu, özellikle enerji ve gıda dışı (çekirdek) enflasyon göstergelerini olumlu yönde etkilemeye devam etmektedir" denildi.

Kurulun, 22 Nisan 2015 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, mart ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1,19 arttığı ve yıllık enflasyonun 0,06 puan yükselerek yüzde 7,61 olduğu anımsatıldı.

Gıda ve ilişkili hizmet fiyatlarında enflasyonun yüksek seyrini sürdürürken gıda ve yemek hizmetleri dışı yıllık tüketici enflasyonundaki gerilemenin devam ettiği belirtilen özette, şunlar ifade edildi:

"Bu dönemde çekirdek enflasyon göstergelerinin ana eğilimleri bir miktar yükseliş kaydetmiştir. Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon mart ayında 0,42 puan artarak yüzde 14,12 seviyesine ulaşmıştır. Bu gelişmede yıllık enflasyonu yüzde 17,93'e ulaşan işlenmemiş gıda grubu fiyatları belirleyici olurken özellikle sebze-meyve ve et fiyatlarında süregelen yüksek artışlar öne çıkmıştır. İşlenmiş gıda grubunda ise yıllık enflasyon gerilemiştir. Gıda fiyatlarının enflasyona olumsuz etkisi bu dönemde artarak sürmüş ve mart ayı itibarıyla gıda grubunun yıllık enflasyona katkısı 3,47 puana ulaşmıştır. Diğer taraftan, enerji fiyatları mart ayında yüzde 1,60 oranında yükseliş kaydetse de grup yıllık enflasyonu yüzde 0,19 ile düşük seyrini korumuştur."

Hizmet fiyatlarının mart ayında yüzde 0,56 arttığı ve grup yıllık enflasyonunun 0,1 puan azalarak yüzde 8,53'e gerilediği hatırlatılan özette, yıllık enflasyonun kira ve lokanta-otel dışındaki gruplarda yavaşladığı belirtildi.

Bu dönemde gıda fiyatları kaynaklı maliyet baskılarının artarak sürmesiyle yiyecek hizmetleri grubu yıllık enflasyonu ile diğer hizmet gruplarının genel seyri arasındaki ayrışmanın devam ettiğine işaret edilen özette, ana eğilim itibarıyla, hizmet enflasyonunun şubat ayındaki yükselişini bu dönemde de devam ettirdiği kaydedildi.

Mart ayında temel mal grubu yıllık enflasyonunun 1,25 puanlık azalışla yüzde 5,54'e gerilediği ifade edilen özette, şu değerlendirmeler yapıldı:

"Bu dönemde yıllık enflasyon, büyük ölçüde baz etkisiyle, dayanıklı tüketim malları başta olmak üzere tüm ana gruplarda azalmıştır. Yılın ilk çeyreğinde, zayıflayan talep koşulları altında döviz kuru gelişmelerinin temel mal enflasyonuna yansıması sınırlı olmuştur. Temel mal enflasyonunun ana eğiliminde ise bu dönemde bir miktar bozulma olduğu gözlenmiştir. Özetle, uygulanan temkinli para ve maliye politikaları ile alınan makro ihtiyati önlemler enflasyonu, özellikle enerji ve gıda dışı (çekirdek) enflasyon göstergelerini olumlu yönde etkilemeye devam etmektedir. Yurt içi talepteki yavaşlamaya karşılık, gıda fiyatlarının yüksek seyri ve döviz kuru gelişmeleri enflasyon görünümü üzerindeki başlıca risk unsurları olarak değerlendirilmektedir."

- "Net ihracat 2014 yılında büyümeye en yüksek katkı sağlayan talep bileşeni oldu"

TÜİK tarafından açıklanan milli gelir verilerine göre, 2014 yılının dördüncü çeyreğinde Gayrisafi Yurtçi Hasıla'nın (GSYH) yıllık bazda yüzde 2,6 artış kaydettiği ve 2014 yılı büyüme oranı yüzde 2,9 olduğu anımsatılan özette, "Veriler, üretim tarafından değerlendirildiğinde, son çeyrekte inşaat dışındaki sektörlerin katma değerlerinin yıllık bazda arttığı gözlenmektedir. 2014 yılı genelinde ise kuraklık nedeniyle oluşan ürün kayıplarının etkisiyle tarım katma değeri yıllık büyümeye düşüş yönünde katkı verirken inşaat, sanayi ve hizmetler katma değerleri artmıştır" denildi.

Özette, harcama yönünden incelendiğinde, son çeyrekte özel kesim tüketim ve makine-teçhizat yatırımı talebinin büyümeye olumlu katkı sağladığı, kamu kesiminin ise büyümeye katkısının daha zayıf kaldığı kaydedildi.

Bu dönemde ithalatın ihracattan daha hızlı artması neticesinde net ihracatın büyümeye katkısının olumsuz olduğuna işaret edilen özette, şu ifadelere yer verildi:

"2014 yılı geneline bakıldığında, Avrupa ülkelerinde görülen düşük büyüme ve çevre ülkelerdeki jeopolitik problemler ihracatı sınırlayan faktörler olmuştur. Buna karşılık yurt içi talepte artış hızının azalmasıyla birlikte ithalatın yataya yakın seyretmesinin etkisiyle net ihracat 2014 yılında büyümeye en yüksek katkı sağlayan talep bileşeni olmuştur. 2015 yılı ilk çeyreğine ilişkin açıklanan veriler iktisadi faaliyette nispeten zayıf bir görünüme işaret etmektedir.

Sanayi üretimi şubat ayında aylık bazda yüzde 1,7 oranında artış kaydetmekle birlikte, üretim seviyesi ocak-şubat döneminde 2014 yılı son çeyreğine kıyasla değişmemiştir. Bu görünümde, iç talebin artış hızında gözlenen yavaşlama ile dış talepteki zayıf seyre ek olarak, ocak ve şubat aylarındaki olumsuz hava koşullarının tedarik zinciri ve inşaat faaliyetlerini kesintiye uğratmasının da etkili olduğu düşünülmektedir. PMI ve İktisadi Yönelim Anketi (İYA) göstergeleri mart ayında zayıf seyrin süreceğine işaret etmektedir."

"Yılın ilk çeyreğine ilişkin veriler iktisadi faaliyette toparlanmaya işaret etmemektedir"

Harcama tarafına ilişkin verilere göre, ocak-şubat döneminde önceki çeyrek ortalamasına kıyasla tüketim malları üretiminin gerilerken, ithalatın arttığı bildirilen özette, söz konusu dönemde iç piyasaya yapılan beyaz eşya satışlarının düştüğü ve otomobil satışlarının ise yılın ilk çeyreğinde artış gösterdiği kaydedildi.

Tüketici güveninin küresel piyasalardaki belirsizliklerin de etkisiyle azalmaya devam ettiği aktarılan özette, diğer taraftan, yatırımlara ilişkin göstergelerden makine-teçhizat üretimi ve ithalatının bu dönemde önceki çeyrek ortalamasına kıyasla gerilediği ifade edildi.

Özette, inşaat yatırımlarına ilişkin göstergelerden mineral maddeler üretimi ve ithalatının da düşüş gösterdiği belirtilerek, "Yatırım eğilimi ise, 2015 yılı ilk çeyreğinde istikrarlı bir toparlanma göstermemiş, böylelikle söz konusu dönemde zayıf seyrini sürdürmüştür. Bu çerçevede, yurt içi özel kesim talebinin 2015 yılı ilk çeyreğinde bir miktar yavaşlayabileceği ve büyümeye ılımlı düzeyde katkı yapabileceği düşünülmektedir" denildi.

Dış talep göstergelerinin, 2014 yılı ikinci yarısında duraklayan altın hariç mal bazında dengelenme sürecinde ocak-şubat dönemi itibarıyla iyileşme olmadığına işaret ettiği değerlendirilen özette, şu ifadelere yer verildi:

"Söz konusu görünümde, dış ticaret ortaklarının büyüme hızlarındaki azalma ve yurt içi talepteki artışın yavaşlayarak da olsa sürmesi etkili olmuştur. Nitekim, bu dönemde önceki çeyrek ortalamalarına kıyasla altın hariç ihracat gerilerken altın hariç ithalat artış göstermiştir. Bununla birlikte, dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi desteklemeye devam etmektedir.

2015 yılı ocak döneminde toplam ve tarım dışı işsizlik oranları tarım dışı istihdam artışının etkisiyle gerilemiştir. Tarım dışı sektörler incelendiğinde, hizmetler sektöründeki artış eğiliminin ve inşaat sektörü istihdamında Aralık dönemiyle birlikte gözlenen olumsuz seyrin devam ettiği görülmektedir. Diğer taraftan, önceki aylarda gerileyen sanayi istihdamı artarak işsizlikteki azalmaya önemli katkı sağlamıştır."

Yılın ilk çeyreğine ilişkin verilerin iktisadi faaliyette toparlanmaya işaret etmediğine dikkatin çekildiği özette, bu dönemde dış talep zayıflarken, iç talebin büyümeye ılımlı düzeyde katkı verdiğinin öngörüldüğü belirtildi.

Öte yandan, küresel piyasalardaki belirsizlikler ve tüketici ile yatırımcı güvenindeki zayıf seyrin gelecek dönemde büyüme üzerindeki aşağı yönlü riskleri belirginleştireceği ifade edilen özette, "Bu görünüm altında, talep koşullarının enflasyondaki düşüşü destekleyeceği değerlendirilmektedir" sözlerine yer verildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Petrol fiyatları, TL cinsinden ithalat fiyatları ve çıktı açığı gelişmeleri göz önüne alınarak 2015 yıl sonu enflasyon tahmini yukarı yönde güncellenmiştir" denildi.

PPK'nın 22 Nisan 2015 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, sıkı para politikası duruşunun ve alınan makro ihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızlarının makul düzeylerde seyrettiği belirtilerek, kredilerin bileşiminin de arzu edilen yönde ilerlemeye devam ettiği kaydedildi.

Ticari kredilerin, tüketici kredilerine kıyasla daha yüksek bir hızla büyüdüğüne işaret edilen özette, kredilerdeki bu görünümün, bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlarken diğer yandan cari dengedeki düzelmeyi desteklediği aktarıldı.

Özette, Avrupa'da büyümenin zayıf seyretmesi ve çevre ülkelerdeki jeopolitik gelişmeler sonucunda dış talepte yaşanan zayıflamanın, ihracat büyümesini sınırlandırıcı etki yapmayı sürdürdüğü dile getirilerek, buna ek olarak avronun dolara karşı son dönemde yaşadığı yüksek değer kaybının avro üzerinden ihracat yapan firmaları olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunuldu.

Buna karşın Avrupa pazarından Türkiye'nin aldığı payın güçlü seyrini sürdürdüğü, yakın dönemde Avrupa ekonomisinde gözlenen toparlanma işaretlerinin de dış talebi destekleyici bir gelişme olabileceği değerlendirilen özette, şu ifadelere yer verildi:

"Kurul, iktisadi faaliyetin yılın ilk çeyreğinde bir miktar ivme kaybettiğini değerlendirdi. Söz konusu yavaşlamada dış talepteki zayıf seyir, finansal piyasalardaki oynaklık ve olumsuz hava koşulları etkili oldu. İktisadi faaliyetin ikinci çeyrekten itibaren kademeli ve ılımlı bir artış eğilimi sergileyeceği öngörülürken, aşağı yönlü riskler önemini korumaktadır.

Küresel finans piyasalarında oynaklığın devam etmesi ve güven endekslerindeki zayıf seyir özel kesim nihai talebinin büyümeye yaptığı katkıyı sınırlayabilecek risk unsurlarıdır. Dış talepte ek zayıflama gözlenmesi ve küresel büyüme oranlarının önemli oranda gerilemesi durumunda, emtia fiyatlarında yaşanacak düşüşler enflasyonu azaltıcı etki yapacak, fakat aynı zamanda yurt içi iktisadi faaliyet üzerinde belirgin olumsuz etkiler gözlenebilecektir. Bu durumda, Kurul politika araçlarını ekonomiyi destekleyici yönde kullanacaktır."

"Gıda fiyatları, enflasyon tahmini üzerinde temel risk unsuru olmayı sürdürüyor"

Kurul'un, toplantıda Nisan ayı Enflasyon Raporu'nda yer alması öngörülen orta vadeli tahminleri değerlendirdiği bilgisi verilen özette, "2015 yılının ilk çeyreğinde yıllık tüketici enflasyonunun Ocak Enflasyon Raporu tahminlerinin üzerinde gerçekleşmesinde gıda fiyatlarındaki yüksek seyir temel unsur olmuştur. Ayrıca bu dönemde petrol fiyatları ve TL cinsinden ithalat fiyatları enflasyonda maliyet yönlü baskılara sebep olmuştur. Enflasyon tahminlerine esas oluşturan varsayımlar ve dışsal koşullar bir arada değerlendirildiğinde; petrol fiyatları, TL cinsinden ithalat fiyatları ve çıktı açığı gelişmeleri göz önüne alınarak 2015 yıl sonu enflasyon tahmini yukarı yönde güncellenmiştir" değerlendirmeleri yapıldı.

Özette, uygulanan temkinli para ve maliye politikalarının yanı sıra alınan makro ihtiyati önlemlerin, enflasyonu özellikle enerji ve gıda dışı (çekirdek) enflasyon göstergelerini olumlu yönde etkilediği kaydedildi.

Uluslararası emtia fiyatlarının düşük seviyeleri ve toplam talep koşullarının ılımlı seyrinin, enflasyondaki düşüş sürecine destek verdiği kaydedilen özette, Kurul'un, kısa vadede baz etkisinin de desteğiyle çekirdek göstergelerin yıllık artış oranının düşmeye devam edeceğini tahmin ettiği, bununla birlikte yakın zamanda gözlenen döviz kuru hareketlerinin çekirdek enflasyon görünümünü olumsuz etkileyebileceği belirtildi.

Özette, gıda fiyatlarının enflasyon tahmini üzerinde temel risk unsuru olmaya devam ettiği aktarılarak, şu öngörülerde bulunuldu:

"Baz senaryoya göre gıda enflasyonundaki yüksek seyrin kısa vadede devam etmesi beklense de yaz aylarında yeni sezon ürünlerinin pazara girmesiyle birlikte gıda fiyatlarında kayda değer bir düzeltme yaşanması beklenmektedir. Ayrıca, Gıda Komitesi'nin alınmasını önerebileceği önlemlerin önümüzdeki dönemde gıda enflasyonunun düşürülmesine katkı sağlayabileceği değerlendirilmektedir. Ancak, bazı gıda kalemlerinin fiyatlarının döviz kuruna duyarlı olması ve arz yönlü gelişmelere dair belirsizlikler gıda enflasyonuna dair temkinli olunmasını gerektirmektedir."

"Risk iştahı ve sermaye akımlarındaki oynaklık sürüyor"

PPK toplantı özetinde, küresel piyasalardaki oynaklığın devam ettiğine değinilerek, küresel ekonomiye ilişkin azalan öngörülebilirlik ve gelişmiş ülkelerin para politikalarındaki farklılaşmayla artan belirsizliklerin küresel piyasaların veri akışına duyarlılığının yüksek seviyelerde kalmasına neden olduğu ifade edildi.

Bütün bu gelişmeler sonucunda, risk iştahı ve sermaye akımlarındaki oynaklığın sürdüğü aktarılan özette, "Kurul, son dönemde döviz likiditesi, aracılık maliyetleri ve basiretli borçlanmaya dair alınan tedbirlerin, küresel finans piyasalarına ve iktisadi faaliyet gelişmelerine dair belirsizliklerden kaynaklanan makrofinansal riskleri azaltmayı amaçladığını vurgulamıştır. Önümüzdeki dönemde makrofinansal riskler yakından izlenecek ve gerekli görüldüğü takdirde ilave tedbirler alınmaya devam edilecektir" değerlendirmeleri yapıldı.

Özette, küresel piyasalardaki belirsizlikler ve gıda fiyatlarındaki artışların, para politikasındaki temkinli yaklaşımın sürdürülmesini gerektirdiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

"Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacaktır. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlar yakından izlenecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki temkinli duruş sürdürülecektir.

Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edilmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır.

Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir."

Açıklanan yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceği belirtilen özette, mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbirin makroekonomik istikrarı destekleyeceği, uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacağı ifade edildi.

KAYNAK: AA