Osmanlı mirası süsleme sanatı: KAT'I
Klasik İslam Sanatları'ndan biri olan kat'ı uzunca bir unutuluşun ardından yeniden hatırlanmaya ve icra edilmeye başlandı.
Altın varaklarla çerçevelenmiş cennet bahçeleri, kâğıttan yapılmış renk ormanları, kâğıdı nakış nakış işleyen kat'ı sanatı. Arapça bir kelime olan kat'ı, kesmek anlamına geliyor.
Kat'ı sanatı ise, kâğıt ve deri gibi farklı malzemelerin kesilerek motif ve resimlerin ortaya çıkmasından oluşuyor. Kökleri milattan sonra 2. yüzyıla dayanan bu sanatın, gelişerek derin ve ince bir üsluba ulaşması yüzyıllar aldı.
Osmanlı Devleti'nin yükselişiyle, geleneksel süsleme sanatları da ilerledi, 16 ve 17. yüzyıllarda kat'ı sanatı, altın çağını yaşadı. Ancak 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde bu sanata ilgi giderek azaldı. Geleneksel Türk sanatları ile beslenen kat'ı da, süsleme sanatlarınında yaygın olarak kullanılan motiflerden ilham alıyor. Kat'ı sanatının en önemli sermayesi dikkat, zaman ve sabır.
Osmanlı'da, sarayın sanat akademisi olan nakışhanelerde işlenen kâğıt oymalar, bugün Avrupa'daki koleksiyonlarda sergileniyor.
Günümüzde bu sanatı icra ederek unutulmamasını sağlayanlar arasında Kat'ı sanatçısı İsmail Erdem'de var. Erdem, Facebook sayfası üzerinden takipçileriyle paylaştığı kat'ı eserlerinin tamamen kendi el emeği olduğunu ifade etti. Ayrıca bu sanata gereken değerin verilmesini ve Osmanlı'dan kalan bu mirasa sahip çıkılması gerektiğini dile getirdi.
