Kılıçdaroğlu düzeyinde uluslararası ilişkiler

  • GİRİŞ25.02.2017 12:02
  • GÜNCELLEME25.02.2017 12:02

DÜNYA enerji rezervlerinin % 65'i Ortadoğu, yani komşusu olduğumuz coğrafya, yani Türkiye'nin güneyi, yani Suriye'den tutun İran'a, Mısır'dan tutun, Yemen'e, yani bu bölgedeki İslâm dünyasına ait topraklardan, yani bizim bölgemizden çıkıyor. Bu “yani”lerle yazdıklarımı sadeleştirmemdeki amacım Kemal Kılıçdaroğlu da yazımızı okuduğunda kavrasın diyedir.
Hayır, Sayın Kılıçdaroğlu için anlayışsız ya da okuduğunu anlamaz demiyorum, bu hadsizlik olur. Lakin okuduğunu (tabi eğer okumuş ise, hele hele devletlerarası, milletlerarası ilişkilerle ilgili makale, kitap vb eserler okumuş ise) kavradığından emin olmak isterdim.
 
Beyninizden vurulmuş gibi

Ağır başladığımı düşünebilirsiniz, ancak, mesela Sayın Kılıçdaroğlu'ndan, “El-Bab'da ne işimiz var, Rakka'ya ne diye girme hazırlıkları yapıyoruz?” laflarını duyduğunuzda “Aman Allah'ım! Bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı ‘stratejik caydırıcılık', ‘önleyici saldırı',  ‘taarruz doktrini', ‘hard power',  ‘Rimland'ı  bilmiyor mu” diye endişe etmez misiniz? Bu lafları duyduğunuzda beyninizden vurulmayabilirsiniz, ancak Kemal Beyin ‘Avrasya/cılık',  ‘ABD yayılmacılığı',  ‘ileri hat',  ‘güney hattı',  ‘merkez-çevre' bilgisinden yoksun olduğunu öğrendiğinizde beyninizden vurulsanız da artık bir işe yaramayacağını bilmelisiniz.

Gerçekten, Sayın Kılıçdaroğlu sade ve sadece ‘stratejik caydırıcılık' konusunda malumat sahibi olmuş olsaydı,  “kardeşim El-Bab'da ne işimiz var” demezdi, diyemezdi, çünkü Küreselcilerin bu bölgeyi nereye sürüklemeye çalıştıklarını görebilecekti Kılıçdaroğlu.

Enerji meselesinin önemi

Evet, dünya enerji rezervlerinin 3'te 2'si bu bölgede. Enerji harcamaları ülkelerin dünya ticaretindeki hacmini, yani ekonomik gücünü direkt etkiliyor. Bu bölgeye çullanmalarının en önemli nedenlerinden biri de bu enerji meselesi. Mesela Türkiye gibi enerjide büyük oranda dışa bağımlı bir ülkenin bütçesinin % 20'sinden fazlası enerji ithaline gidiyor. Biz “Türkiye son 10 yılda 2017 yılı bütçesinin yarısından fazlası kadarını enerjiye verdi” desek eminim Kemal Beyin meseleyi kavraması kolaylaşacak. Ve; Anlamıyor sayın başkan

Bize Stratejik Ortak diyen ABD 12 bin km öteden gelip Rusya ve Çin'in önünü Cizre ve Nusaybin'de kesmeyi deniyor, anlamıyor Kemal Bey. ABD bu kez Rusya'yı hiç olmazsa Kilis civarında tutmak istiyor, Türkiye mani oluyor, Kemal Bey anlamıyor. ABD, bölgedeki ebedi rakibimiz İran'ı getirip Reyhanlı-Nurdağı-Pozantı güzergâhının jandarmalığı için konuşlandırmak istiyor, YPG'lilere ABD kapüşonu giydirip İncirlik'e indirmeyi planlıyor, anlamıyor Sayın Genel Başkan.

Peki Kemal Bey, sınırları bu kadar tehdit altında olan Türkiye, bu planı bozmak zorunda mı, değil mi?

Kemal Beyin cevabını merak ediyorum, emin değilim. Çünkü “Yok canım, bunları nerden çıkarıyorsunuz? Yurtta sulh cihanda sulh” diyebilir. Zaten bizim bol “yani”li yazmamızın sebebi Kemal beyin kavraması ile ilgili olduğunu belirtmiştik.

Türk akımı imzası

Putin'in Türk Akımı'nı imzalaması Küreselcilere atılan bir gol olduğunu Kemal Bey biliyordur. Keza, bu gidişle Türkiye'nin enerji sevkiyat merkezine dönüşeceğini de fark etmiştir Kılıçdaroğlu.
Peki, bütün bunlara karşı olan Küresel çete rahat duracak mı?

Yok, çünkü “2013 Gezi kalkışmasında da, 2015 yazından itibaren başlayan PKK ve DAEŞ saldırılarında da, 'arkadaşlar' hendek kazarken de, daha çok Kürt ölsün bildirisi akademisyenler tarafından imzalanırken de” Küreselcileri işin içinde gördük.

İmdi Sayın Kılıçdaroğlu,  Türkiye istese de istemese de burnumuzun dibindeki Irak işgal edildi, Suriye iç savaşa sürüklendi, Filistin neredeyse yok edildi, Libya paramparça edildi. Yani; Küreselciler İran ve Türkiye için de aynı kirli ve sinsi planlara sahip. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü bu güçlerin planıydı, yani her yönüyle kan, ihanet, katliam, sömürü akan küresel bir güçten bahsediyoruz.
Küreselciler önce İran'ın yayılmacı ihtirasından yararlanarak bölgede güçlendirilmiş bir İran ile Türkiye'nin çemberini daraltmak istiyor. Sonra kendilerine bağlı etnik ve dini argümanlarla kurulan PKK-DAEŞ gibi örgütlerle hem İran'ı hem Türkiye'yi kuşatmaya çalışıyor. Basireti ihtirasına yenilen İran bunu görmüyor ve maşa gibi kullanılmalarına izin veriyor. Sonraki aşama ise Rusya'nın çevrelenmesi.
İşte Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, sizin kavramadığınız, dolayısıyla çözemediğiniz konu bu.

“El-Bab'da ne işimiz var?” diyen bir parti ve onun başkanını tarih ve millet affetmemiştir. Böyleleri akıbet olarak ya keseci ya da tombalacı olmaya mahkûm olmuşlardır.
Kimse sınırlarımıza dayanıp oradan elini kolunu sallaya sallaya insanlarımızı katletmek üzere bu ülkeye gelip bombalarla, ağır silahlarla bize saldıramaz Sayın Kılıçdaroğlu.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat