1.Dünya savaşının başlamasıyla birliktr İngilizler 6 Kasım 1914’de Basra Körfezindeki Osmanlıya ait Fav adasını işgal eder. Böylece Osmanlı 1. Dünya savaşına girer. Kahramanca Basrayı savunan Osmanlı askerlerinin şehit olmasının ardından İngiliz ordusu  ve Hint yarımdasından getirdikleri sömürge askerlerine Bağdat yolu açılır.

Osmanlı Ordusunun başında Kurmay bir Alman General vardır.Bu generalin hastalıktan ölmesinin ardından yerine Halil Kut Paşa getirilir. Orduyu hızla organize ve disiplin altına alan Halil Kut Paşa kendilerinde sayıca, silah ve cephanece üstün olan işgalci İngilizlere karşı İslam topraklarını savunmak için çetin bir mücadeleye girer.

1.Dünya savaşında İngilizlerin Çanakkaleden sonra kaybettiği savaş Kutül Amaredir. Yıllarca bunu kendi tarihlerinde yazmazlar.Yakın zamana kadar Türk tarih kitaplarında bile Kut’ül Emareden bahseden olmaz. İşin içinde bir İngiliz parmağı vardır.

Kahraman Osmanlı askerlerinin imanı, cesareti ve yiğitliği yenilmez denilen Büyük Britanya ordusunu 29 Nisan 1916’da Kutül Amare’de ağır bir yenilgiye uğratır. Beşi General 13 bin kadar esir, bir o kadar da ölü vererek mağlup olurlar.

1914 ile 1918 arasında onlarca cephede savaşmak zorunda kalan Osmanlı devleti tüm Ortadoğuda; Basrayı, Bağdatı ,Yemeni, Mekkeyi, Medineyi, Kudüsü, Filistini, Halebi, Şamı, Balkanları, Kafkasları yıllarca kahramanca savunur.

Bu savaşlarda Osmanlı en büyük ihaneti bugünkü Suudiler ile Körfezdeki Emirlerin dedelerinden görür.Çünkü İngilizler bu topraklarda buldukları petrol ve gaz rezervlerinin değer ve kıymetinin paha biçilmez olduğunu bilmektedir.Bu zenginliğe sahip olmak için her aşiret reisini kendi koruma ve kontrolleri altına alıp etkisiz hale getirirler.

Bu ülkecikler Amerikanın kaçıncı eyaletleri veya ABD’nin kaçıncı vesayet altındaki kukla devleticikleri olduğunu artık bilmeyen yoktur.

Bu gün bile Basra Körfezindeki petrol zengini olan aşiret devletlerinin ve Irak, Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan gibi garnizon devletlerin İngiltere ve onun gayri meşru çocuğu Amerikaya göbekten bağlıdırlar. Amerikanın gönüllü uşaklığını yapmak onlara Osmanlıya ihanette sınır tanımayan dedelerinden ve babalarından miras kalmıştır.Tarih bugün de tekerrür ediyor. Dün dedelerinin ingilizler ile birlikte Osmanlıya yaptıkları ihaneti bugün de petrol şımarığı ve dolar azgını torunları ABD ile birlikte ittifak halinde Türkiyeye karşı yapıyorlar.

Birleşik Arap Emirliği Dış İşleri Bakanı Abdullah bin Zayed,  "1916 yılında Türk Fahri Paşa'nın Medinetü'l Münevvere halkının hakkına girdiğini ve onların mallarını çaldığını, onları kaçırdığını, Şam'dan İstanbul'a "Seferberlik" ilan ederek , Medine'deki el yazması eserleri çaldığını biliyor muydunuz? İşte Erdoğan'ın dedelerinin Müslüman Araplarla ilişkisi buydu’’ diyerek Fahrettin Paşayı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı aşağılamaya çalışıyor.

Bre şerefsizler! Şu anda emperyalistlerin koruması altında Firavun gibi yaşadığınız toprakları bizim atalarımız aç susuz, silahsız ve cephanesiz kanları ve canları pahasına savundular.Herbiri şehit oluncaya kadar ingilizlere karşı kahramanca savaştı ve şehit oldular. O vakit sizin atalarınız İngilizlere zağarlık ve yalakalık yapıyor, Osmanlıya ihanet etmekte sınır tanımıyordu.

Osmanlıya karşı isyan etmeyen samimi müslüman Arap kardeşlerimi tenzih ederek diyorum ki, işbirlikçi emperyalist İngiliz uşağı araplar topunuz alçaksınız, zalimsiniz, gasıpsınız, şerefsiz ve hainsiziniz. Bu gün Kudüs, Filistin elden gidiyor ise, Basra, Bağdat, Şam, Hama, Humus bu hale geldi ise, ümmetin petrol ve gaz zenginlikleri ile stratejik noktaları batılıların eline geçmiş ise bütün bunların 1. Derece sorumlusu sizin dedeleriniz, babalarınız ve siz alçaklarsınız.

Siz, Medine müdafii Fahrettin Paşanın ayağının küçük parmağının tırnağı kadar bile olamayacak adi emperyalizmin tescilli uşaklarısınız.

Biz atalarımızın yolundayız, alnımız açık başımız dik elhamdulillah! Ya siz? Şimdi siz atalarınızın yolunda hangi ihanet çukurunda debeleniyor ve hangi islam düşmanı batılılara uşaklık yapıyorsunuz?

Arif Altunbaş, Haber 7