38 Yıl Sonra Coğrafyamızda Aynı İşgal

  • GİRİŞ29.12.2017 08:28
  • GÜNCELLEME30.12.2017 09:06

Ankarada, Akıncılar Derneği Genel Merkezinde bir gurup arkadaşla Afganistanın 27 Aralık 1979  de Sovyetlerce işgalini protesto etme kararı aldık. Yer; Hacı Bayram Camii, zaman; Cuma namazı sonrası.

Olay hızlıca Ankaradaki öğrenci yurtlarımıza ulaşmış. Toplu gösterileri için yurtlar hazır potansiyel kuvvetti. Şimdiki gibi telefon, wattsap vs. olmamasına rağmen yüzlerce kişiyi kısa zamanda bir araya toplayabiliyorduk.

Bir gurup aceleci arkadaş cemaat Cumanın sünnetini bitirmeden dışarıda protestoya başladı. Allelacele dışarıya çıksam da olan olmuş, protesto gösterisini önceden haber alan polis zaten gerekli tedbirleri almış, Ankaraya yeni gelen acemi öğrencileri derdest etmişlerdi.

Yakalananların çoğunun bizim yurtlarda kalan gençler olduğunu gördüm. Karakolda başlarına ne haller geleceğini defelarca Ankaradaki karakollarda misafir olmuş birisi olarak iyi bilirim. O zaman Sıkıyönetim vardı ve karakolların dini, imanı ve insafı yoktu.

Polis yakalayabildiği gençleri Hacı Bayram Camisinden Ulus’a inerken yolun solundaki Karakola götürüyordu. Gençleri Karakolun bodrum katına koyun sürüsü gibi tekme tokat doldurdular.

Anadoludan Ankaraya okumaya gelen gençlerin o zamanki karakol şartlarıyla hiç tanışmadığını biliyorumdum.Hemen ani bir kararla Karakola gittim. Gençlerin akibetini sordum.1402 Sıkıyönetim kanununa aykırı hareketten yargılanacaklarını duyunca, ‘’Ben de onlardanım, beraberdik dedim’’. Rütbeli bir polis oradaki polislere bağırarak;’’Atın şunu da içeri’’ dedi. Apartopar bodrumun içine itildim. Benim de isteğim buydu zaten.Arkadaşlarımızı yalnız bırakmazdım.

Beni gören bizim gençlerimizin gözleri parıldamaya, yüzlerindeki asık suratlar gülümsemeye dönüşüyordu. İçerdeki gergin hava biraz da olsa dağıldı.

Saatlerce mağara gibi bir bodrumda kaldık. Daha sonra bizi burunlu bir otobüs ile Etimesgut Zırhli Birliklerinin yazlık sinamasına götürüp hapsettiler. Şubat ayının en soğuk günlerinde biri idi. Her tarafı kar ve buzla kaplı sıfırın altında 16 derece soğukta askerin yazlık sinamasında 3 ay kaldık. Suçumuz; Sovyetlerin Afganistanı işgalininin 1.yılını protesto etmekti.

Yatakhane aynı zamanda hapishane, çift katlı demirden ranzalar dörder dörder yanyana dizilmiş, kirli, sert yatakların üzerinde, kullanıla kullanıla tüyleri dökülmüş birer yorgun battaniye… Ayakkabılarımızla yatmamıza rağmen sabaha kadar buz tutan bir gece…

Sabah kalk borusu yerine başımızda aslan kesilen bir onbaşının küfür ve hakaretleriyle hazırol vaziyetinde sıralanıyor ve sayım yapıyorduk. Mahkemeye çıkarılmak için yaklaşık üç ay kadar burada bizden sonra gelen ülkücüler ve solcularla birlikte toplam 272 kişi idik bu küçücük mekanda. Ve daha bir sürü anılarımız hala dün gibi hatırımdadır…

38 yıl önce Afganistan'ı işgal eden '’Kızıl Ordu’' bölgeden ağır kayıplar vererek bozguna uğrayıp çekilmek zorunda kaldı. Sovyetler çekilirken jeopolitik konumundan dolayı bölgeyi ABD ve Çin'e terketmedi. Geride büyük bir kaos bıraktı. Şimdi işgal bayrağını ABD ve müttefikleri birlikte taşıyor. Manzara insanlık adına utanç verici…

Sovyet işgali ile birlikte, soğuk savaş döneminin en sıcak coğrafyası Afganistan idi. 1980'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bu işgal oylandı. Oylama Sovyetler Birliği'nin aleyhine sonuçlandı. ABD’nin BM’ de Kudüs ile ilgili yapılan oylamayı (129 karşı 9)  tanımadığı gibi, o zaman da Sovyetler Birliği 104'e karşı 18 oy hezimeti tanımadı.O zaman da haklının değil güçlünün dediği oluyordu, şimdi de…

ABD’nin Afganistan’ı işgali, ardından Irak, Suriye, Libya, Yemen iç savaşını ateşlemesi, İslam topraklarını bir kaos anaforuna taşıdı. İsrailin önündeki engel ve prüzleri kaldırmak için Ortadoğuyu yeniden dizayn ederek bölgenin zenginliklerini sömürmek için her kılıga girdi, her yalanı söyledi, her alçaklığı yaptı.

Türkiyeyi bu oyunda yanında göremeyince bölgedeki terör örgütleri ve naylondan devletlerle iş tutmaya başladı. BAE, Suudi Arabistan, Mısır, PKK ve türevleri bölgemizde ABD’nin oyunlarını oynamaya dünden razı figüranlar olarak bugün sahnedeler.

Yakın tarihte Ortadoğudaki ABD, İsrail, İngiliz kontrolündeki garnizon devletlerin kendi halklarıyla imtihanı çok çetin olacak...

Öte taraftan ne ABD, ne Rusya veya başka bir süper güçün bizim için dost ve müttefik olamadığının bilincinde olarak, her alanda kendimizi zor ve çetin şartlara hazırlamak mecburiyetindeyiz.

Tarihe ancak güçlü milletler ve devletler yön verir. Aksi takdirde birileri gelir sizin tarihinizi arzu ettiği gibi yazar. Size kölelikten ve figüranlıktan başka bir iş düşmez.

Arif Altunbaş, Haber 7

 

Yorumlar2

  • hayri bostancı 6 yıl önce Şikayet Et
    yazı mükemmel
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Hüseyin. 6 yıl önce Şikayet Et
    Aynen katılıyorum.
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat