İran Kazanı Kaynarken

.

  • GİRİŞ05.01.2018 06:52
  • GÜNCELLEME05.01.2018 06:52

Gezi olaylarında tüm batılı medya organları gibi sevinçlerinden tef çalıp oynamadıkları kalmıştı Tahran basını ve yayın organlarının. Müslüman (!) İran derin devletinin solcu, ataist gezicilerin yanında yer alması, ‘’AK Parti Hükümeti ha yıkıldı, ha yıkılmak üzere’’ diye batı medyasıyla birlikte yaygara koparmasını unutmamız mümkün değil.

Komşumuz İranda birkaç gündür devam eden gösteri ve olaylar için Hameney’in, “Son günlerde İran’ın düşmanları birleşti ve İslam Cumhuriyeti’nde karışıklık yaratmak için para, siyaset, silah ve istihbarat gibi farklı araçları kullandı” diyerek, halkın protesto ve isteklerinin basit bir yol ve kolaycı bir yorumla üstünü örtmesi bir dini lidere yakışmaz.

Dikkat! Olaylar İmam Rıza’nın kabrinin olduğu İran’ın dini merkezi Meşhed’te başlıyor. Bunların çoğu rejim taraftarlarıdır. Sokaktakiler de, ‘’Kahrolsun ABD, Kahrolsun İsrail… ‘’ diye bağırıyor.

Halkın şikayetlerini demir yumrukla savuşturmaya çalışmak problemlerin üstüne birazcık kül serpebilir ama içten içe bir mağma gibi yıllardır İran halkının yüreğinde kaynayan huzursuzluk ateşini söndürmeye yetmez.

Doğru teşhisler doğru çözümleri doğurur. Her türlü zorlamalar, dipçik ve süngü ucuyla aranan çözümler en iyimser bir gözle pansuman tedbirler üretebilir. Ama sorunları halletmeye yetmez. Uyuyan veya uyutulan proplemler içten içe kaynayan mağmalar gibi birgün tüm fay hatlarını harekete geçirebilir.

İran, devrimden sonra önce kendi devrimcilerini yedi. Bir kısmını iktidarı ele geçirme mücadelesinde, bir kısmını teröre kurban vererek, büyük bir kısmını da savaş cephelerinde kaybetti. Kendi dünya görüşü ve taassubuyla yetiştirdikleri gençler ( Pastaran, Besiç, Asker, Polist, İstihbarat) devrimi gerçekleştiren 1. kuşağı ezdi geçti.

Bugün İranda genç insanların birçoğu işsiz güçsüz, parasız pulsuz olarak kenar mahallelerde yoksulluk çekerken, evlenemezken, iş bulamazken büyük şehirlerin zengin mahallelerinde yaşayanlar ise her istediklerine erişebiliyor. İşsizlik ve yoksulluk gençlerin sokağa dökülmesinin asıl sebeplerinden sadece birisi.

Gösteri yapan halk, ‘’Suriye’ye ve Lübnan’a değil, İran’a bak!’’ diye isyan ediyor. İran’ın zenginlikleri Irak, Suriye, Yemen, Lübnan gibi ülkelerdeki militarist Şii güçlere silah, cephane, eğitim ve lojistik destek olarak akıtılıtıyor. Halk’ın rahatsızlıklarından birisi de bu.

Rejim kuruluşundan bu yana katı bir mezhebi taassup ile Şii olmayan vatandaşlarını ötekileştiriyor ve onlara 2. sınıf vatandaş muamelesi yapıyor. Özellikle Sünni Kürtler, Buluciler, Türkmenler, Araplar da devletin zenginliklerinden herkes gibi eşit pay almak ve devlet dairelerinde, bakanlıklarda, ordu, polis ve  ve emniyet güçleri ve bürokraside 1. sınıf vatandaş muamelesi görmek istiyor.Bu da İranda kronik hale gelmiş kangren olan sorunlardan birisi.

Sokağa çıkan ve isyan eden halkın ‘’İranın zenginlikleri devrim muhafızları eliyle Irak, Suriye, Lübnan, Yemen gibi ülkelerde tükettirmeyeceğiz.’’ diye haykırıyor. İran halkının yoksulluğunu, rejimin kendi halkına adaletsiz ve güven vermeyen davranışlarını görmezlikten gelerek olayları sadece ABD’ye ve İsrail, Suud ve BAE’ liklerinin tahriklerine bağlamak ne adalet ve ferasete, ne basiret ve insafa,  ne de merhamet ve dürüstlüğe sığmaz. Rejimin, rejim taraftarı olanlar ve rejim taraftarı olmayanlar ayrımı yaparak İran içinde cepheleşmeyi körüklemesi de başka bir sorun.

İran’ı yönetenlerin vatandaşların isteklerini duyması, kendi yanlışlarını anlaması, olayların yatışması, sukunet sağlanması huzurun sadece zenginlerin evine değil, fakir ve yoksulların, garip ve gurabanın da evine ve ocağına uğraması dileğimiz.

Hiçbir silahlı güç kendi halkının karşısında zafere ulaşamaz. Halkın inançlı, inatçı ve haklı mücadelesi karşısında yenilmez denilen Şah Pehlevinin ordusu kaç gün dayanabilmişti lütfen hatırlayalım.

İran sokakları karışır ve onlarca insan sokaklarda ölürken Hasan Ruhaninin ertesi gün yaptığı açıklamada, ‘’ Olayları sadece dış güçlerin komplosu olarak görmenin hata olacağını belirtmesi, insanların sorunlarının sadece ekonomik olmadığı, aynı zamanda daha fazla özgürlük talep ediyorlar" demesi doğru bir teşhis ve yaklaşımdır.

ABD ve İsrail gibi şer odaklar, Suud ve BAE gibi piyonlar her zaman Türkiye’de olduğu gibi İran ile de uğraştılar, uğraşıyorlar ve bundan sonra da uğraşacaklar. İranda halkın sokağa dökülmesinin ana nedeni dış güçlerin tahrikinden önce İran rejim ve yöneticilerinin yıllardır sürdürdükleri kendi yanlış politikalardır. Sağda solda suç ve suçlu aramak, hala asıl sorunu görememek demektir.

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar1

  • Ahmet 6 yıl önce Şikayet Et
    En doğru tespit ve yorum.teşekkürler, ülkemizde de gelir dagilimi konusunda araştırma yapsalar iyi olur.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat