Ders verirken ders çıkarmak

  • GİRİŞ20.07.2018 07:19
  • GÜNCELLEME21.07.2018 07:48

Cumhurun Başkanı R.T.Erdoğan’ın sadece Türkiye'nin değil, tüm dünya Müslümanlarının ve mazlumlarının umudu olduğunu 24 Haziran seçimlerinden sonra bir daha şahit olduk.

AK Partinin bir parti değil bir dava olduğunu, bu davanın sınırlarının Türkiye sınırlarını aştığını,tüm islam alemini ve dünya mazlumlarını kuşatıp kucakladığını, onların sevgi ve umudlarının sığındığı limanı olduğuna bir daha şahit olduk.

 

 

Bir umut ve sığınak olan bu limana yönelen gemilerin,  bu sevda yüklü kervanların Türkiyenin tartışılmaz lideri Recep Tayyip Erdoğanın başarısı için dua ettiklerine şahit olduk.

Reisi bu mücadelede yalnız bırakmanın, ona destek vermemenin davamıza, soylu mücadelemize karşı durmak olduğununa bir daha şahitlik olduk.

Nefsi bir davranış ve şahsi hareketlerin inanmış bir Müslümanın yapamayacağına, yapmaması gerektiğine bunun bir hatadan öte; kendi ülkesine ve milletine, kendi geleceğine, istiklal ve istikbaline karşı çıkmak, bunun da ihanet  çapunda bir hata anlamına geldiğine şahit olduk.

Gözünü hırs, kalbini, kin, gönlünü buğz ve haset bürüyenlerin bu hassas inceliği ve mantığı anlamaya yetmediğini, bu tip kişi ve toplumların kendi bindikleri dalları kendi elleriyle kestiklerine şahit olduk.

Bu hata ve yanlışlardan en önce ders ve ibret alacak olanların islami ve ahlaki  çizgiden sapan, şahsi ve nefsi hesaplar peşinde koşan, davayı bu yolda sıçrama taşı gibi kullanmaya çalışan bazı samimiyetsiz AK Parti kadroları, kimi arsız yöneticiler ve bunların etrafındaki fırıldak menfaat çeteleri olduğuna şahit olduk.

Dava adamlığıyla zerre kadar alakası olmayan bu palyoçaları, bu artisleri, bu kirli ve defolu kişileri hangi neden ve sebeple olursa olsun göreve getiren, bu makamlara layık gören ve hala onları orada tutanların sorgulanması, hatta cezalandırılması gerektiğine şahit olduk.

Dava; kimsenin şahsi malı ve mülkü değil, hepimizin ortak tarlası ve mücadele alanıdır. Ona zarar getiren kim olursa olsun mutlaka cezasını bulmalı, o kaygı veya bu nedenden dolayı tertemiz bir dava yanlış ve zararlı insanlar yüzünden kirletilmemesi gerektiğine bir an önce bunların tedbirlerinin alınmasının zaruretine şahit olduk.

Hatalardan ve yalnışlardan ibret almayan bir toplumu Allah musibetlerle terbiye eder. Kendi kendimizi ateşe ve tehlikeye atmamamız gerktiğine şahit olduk.

Birçok yanlış ve hatalardan dolayı ‘’AK Partiye ders vermek’’ niyetiyle kırılan, küsen, beklediğini ve aradığını bulamayan, istediğini alamayan, aksaklık, eksiklik ve  yanlışlardan hoşlanmayan ve daha bilmem hangi sebeptan ve nedenden dolayı kızıp AK Partiye değil de başka partiye oy veren veya pireye kızıp yorgan yakanların şikayet ve  rahatsızlıklarının iyi anlaşılması gerektiğine şahit olduk.

Vatandaşın tepkisi hiçbir zaman boşuna değil ve boşta değildir. Bunlar, basit savunma ve kendini kandırma taktikleriyle, şark kurnazlığıyla, vurdumduymazlıklarla geçiştirilemeyecek kadar önemli olduğına şahit olduk.Seçmen evlilik adayı nazlı bir bayan gibidir bir sefer kalbini ve gönlünü incirtesiniz bir daha gönlünü almak, kalbini kazanmak susuz kuyudan su çıkarmaya benzer

Özellikle milletin gözü, kulağı, dili ve yüreği olan aydınlar ve yazarlar ‘’O, ne der b ne der’’, ‘’yanlış anlaşılırım’’ vs kaygı ve düşüncelerle tabanın istek ve arzularını, şikayet ve rahatsızlıklarını köşelerinde cesaretle dile getirmeliler. Varsın bazıboşboğaz,  şom ağızlı, yağcı, sahtekar, dava adamlığından nasibini almamış, cahil particiler ve parti yöneticileri sizi, bizi tefe koyup çalsınlar, ihanet  ve parti düşmanlığıyla suçlasınlar doğrular uygun zamanda ve zeminde, uygun bir uslup ve lisan ile dile getirlmelidir. Kağnı devridikten, fatura kesildikte, bela ve musibetler başımıza geldikten sonra bilgelik taslamanın, felaket tüccarlığı yapmanın, akıl ve fikir vermenin anlamı yok.

Yazarın ve kalemin namusu Hakkı hak bilmek, doğrunun, gerçeğin ve hakikatin yanında yer almak  yalandan, sahtekarlıktan, haramdan, kul hakkını yemekten, ihanetten uzak durmak Allahın rızası, milletin menfaati ve kalemin namusu için doğru zamanda ve yerde, doğru kişilere ve doğru bir uslüp ve ifade ile Hakkı yazmak ve söylemektir.

Özeleştiri yapmayan, yapamayan veya onu içine sindiremeyen kişi ve toplumları bekleyen en büyü afet yenilgi, hezimettir. Geçmişten ders almayan toplumları gelecekte bekleyen başlarına gelecek felaketlerdir. Güç ve iktidar sarhoşu olup hata ve  yanlışlarımızı asla unutmayalım, unutturmayalım.

Birilerine dersler verirken kendimiz de o derslerden dersler çıkarmayı fırsat ve ganimet bilelim. Selam ve dua ile..

Arif Altunbaş, Haber 7

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat