Şeytanın uşaklarına güven olmaz

.

  • GİRİŞ28.12.2018 09:16
  • GÜNCELLEME29.12.2018 11:02

Şeytana ve onun uşaklarına asla güven olmaz. Onlar, her zaman ve mekanda dost görünen düşmanlardır. Onların dostluğuna güvenen, dayanan yolda kalır.

 

 

Şeytanın uşakları; Yeryüzünde fitne çıkaran, haksız yere kan döken, mazlumu, güçsüzü sömüren, sömürdükçe daha çok sömürmek isteyen aç gözlülerdir

Amerika ve Avrupalı kolonyalistlerin ortak vasıflarından biri de zayıf ezmek, sömürmek ve onlara zulmetmederek şaytana uşaklık yapmaktır. Onlar, kendi çıkarları için hiçbir ölçü ve kural tanımayan azgınlardır.

 

 

Yeryüzünün neresinde çiğnenen bir hak ve hukuk, ezilen ve sömürülen bir halk ve ülke varsa; orada mutlaka şeytanın uşakları olan emperyalist devletlerin parmak izleri vardır.

Meşhur bir Kızılderili atasözünde;’’Bir suda iki balık kavga ediyorsa; Bilin ki, biraz önce oradan ince bacaklı bir ingiliz geçmiştir.’’  sözünde ifade edildiği gibi.

Afrikalı devlet adamı Kenyatanın; ‘’Avrupalı papazlar ülkemize geldiler ve bize; Gözlerinizi kapayın! Tanrının kitabını verip sizi özgürleştireceğiz, dediler. Biz de, onlara güvenip gözlerimizi yumduk. Açtığımızda bir de ne görelim; Bütün topraklarımız elimizden alınmış. Bizim elimizde sadece bir İncil ile bileklerimize vurulan kelepçe ve ayaklarımızdaki prangaları var’’ dediği gibi.

Amerikanın Suriyeye girmesi haksız ve hukuksuz bir kabadayılıktan ibarettir. Suriyeden çıkıyorum demesi de, bir lütuf ve ihsan değildir. ABD’ye kimse inanmıyor zaten. Nasıl şeytana güvenilmez, sırtımız ona dönülmez ve yaslanılmazsa, aynen Amerika ve yandaşlarına da ne güvenilir, ne de yaslanılır. Kim güvenir ve ona yaslanırsa; burnu yere sürtülmekten, gövdesi sürünmekten kurtulamaz.

ABD’denin Afganistandan da çekiliyorum demesine rağmen; yıllarce hala burada kan dökmekten, insanları katletmekten, ülkeyi yerle bir etmekten bir türlü vazgeçmediği gibi ‘’Suriyeden çekiliyorum’’ derken; nasıl çekilecek, ne şekilde çekilecek, çekildikleri yerlere kimleri yerleştirecek konusu da dipsiz bir bilinmez. Kim bilir daha hangi oyunların, planların, ihanet ve alçaklıkların muhatabı olacağız Suriyede…Göreceğiz.

Bir kıssa, bin hisse;

Şeytan ve Temel anlaşamadıkları bir mesele üzerine kavga etmeye karar verirler. Ortada biri uzun biri de kısa iki sopa vardır. Şeytan; Temele hangi sopayı alacağını sorar.Temel; uzun sopayı der. Şeytana kısa sopa kalır.Kavga başlar. Temel uzun sopası ile Şeytanı yanına yaklaştırmaz ve ona güzel bir meydan dayağı atar.

Şeytan Temel’e, ‘’Bu kavga adil olmadı.Şimdi sen kısa sopayı, ben de uzunu sopayı alayım adalet yerini bulsun’’ der.Temel; ‘’Bir şartla bunu kabul ederim diye cevap verir. Komşularımın benim senden dayak yediğimi görmemesi lazım. Gel şu odada dövüşelim’’ der. Şeytan bu teklifi kabul eder ve kavga başlar. Temel uzun sopayı odanın içinde çeviremeyen Şeytana iyice yaklaşır ve kısa sopayla Şeytanı tekrar bir güzel pataklar. Şeytan; kan revan içinde mahçup ve kızgındır.Elini göğe kaldırır ve ;’’ Ya rabbi madem ki bu Temel vardı da, beni niye yarattın?’’ diye Allaha sersenişte bulunur.

Tabii ki kısadan hisse; Türkiyenin bu Amerikan şeytanına pabucunu ters giydirecek askeri, siyasi ve diplomatik bir akılla hareket edecek Temel gibi bir Lidere ve lider kadrolara ihtiyacı var.

Hamasi nutuklarla, öfke ve nefret söylemleriyle, herkesle kavga ederek, gerginlikleri ve düşmanlıkaları çoğaltarak değil de aksine; bölgemizde ve coğrafyamızda, dostlukları ve kardeşlikleri inşa ederek, olaylara ve hadiselere soğuk kanlı ve dikkatlice yaklaşmamız gerektiği kritik bir dönemden geçiyoruz.

Ülkemiz, coğrafyamız ve İslam ümmeti üzerinde oynanan oyunları boşa çıkarabilmek ve kendi geleceğimizi garanti altına alabilmek için, artık; ne ABD’ye, ne AB’a, ne Rusya’ya, ne Fransa’ya ve ne de Çin’e güvenmek ve yaslanmak gibi bir yanlışa düşme lüksümüz yok.

İnanıyor ve güveniyorum ki, Türkiye’yi yöneten irade bunların hepsinin farkında ve hadiselere bu zaviyeden bakıyor ve yaklaşıyor.Fincancı katırlarını ürkütmeden, Karıncanın belini kırmadan her türlü zor  şartlara rağmen yürüyüşümüzü aksatmadan sürdürmeye çalışıyor. Millet olarak bize düşen; daha çok çalışmak ve dik duran adamın ardında dik durarak yürüyebilmek…

 Allah cc milletimizin ve yöneticilerimizin yar ve yardımcısı olsun.

Arif Altunbaş, Haber 7

 

Yorumlar1

  • Salim Çankırı 5 yıl önce Şikayet Et
    Amin Hocam! Allah milletimize yardım, düşmanlarımızı da kahru perişan etsin .
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat