Ortadoğu Arenasında Sünni Şii Tezgahı -II-

.

  • GİRİŞ11.01.2019 08:45
  • GÜNCELLEME14.01.2019 08:51

Müslümanlar arasında Asrı Saadette başlayan bu farklı anlayış tarihin birçok dönemlerinde saltanat çekişmelerine sahne olmuştur. Halbu ki; ne Ehli Sünnet, ne de Şia’nın özünde Muaviye ile başlayan saltanat yönetimi 'İslami' bir devlet anlayışı olarak  tasvip ve kabul görmez.  

 

 

Kudüs Haçlıların eline geçmeden önce, şehri Selçuklulardan alan Fatimilerin en sonunda Haçlılarla  anlaşarak Kudüsü (1098) terk etmesinin altında Fatimilerin  Saltanat çekişmesi vardı. Selahaddini Eyyübi Kudüs'ü tekrar Haçlılardan geri aldıktan sonra bu yüzden Fatimileri  taa Tunus'a kadar kovar.  

Yavuz ve Şah İsmail arasındaki savaşta bir Saltanat kavgasından kaynaklanmakta idi.Öyle ki;

 

 

1-Batıda Balkanlara ve Avrupa içlerine akın eden Osmanlı ordusunun doğudan Şah İsmail tarafından arkadan vurulması Osmanlının Haçlılara karşı yaptığı savaşı zaman zaman zora sokuyordu.

2-Türkmen kökenli Şah İsmail'in Anadolu'daki Türkmen aşiretleri arasında Osmanlı  otoritesine karşı isyanlar çıkarması Yavuz’u Şah İsmail’e karşı harekete geçirmek zorunda bırakmıştı.

3-Hacc, İpek ve Ticaret yollarının doğuda Şah İsmail ile güneyde Haçlıların eline geçmesi Osmanlı donanmasını ve tüccarlarını rahatsız ediyordu.

4-Şianın Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz Aişey'e hakaret küfür ve iftiralarda bulunarak Osmanlı İslam toplumunda derinden rahatsızlıklara sebep oluyordu. (Osmanlı- İran arasındaki en son yapılan ve hala yürürlükte olan Kasrı Şirin anlaşmasında bu madde özellikle bu anlaşma metnine konulmuştur.)

Asırlardır Haçlılar müslümanları birbiriyle savaştırıp zayıflattılar, daha sonra da onların topraklarını ele geçirip işgal edip sömürdüler. Zamanımızda da ABD, İsrail, AB ve onların müttefikleri aynı oyunun ve hesabın peşindeler. Bir mezhep çatışması çıkararak İslam dünyasını omurgasını oluşturan Türkiye, Pakistan, İran, Mısır gibi ülkelerin belini kırmak, onların bütün yeraltı ve yer üstü servetlerini yağmalamak, ülkelerini işgal edip sömürmek istiyorlar. Afganistan, Irak, Somali, Libya, Yemen ve Suriyeyi deki savaşlar bu amaca dönük sinsi bir planın parçasıdır.

Türkiye'nin içeriden ve dışarıdan terör belasıyla, Gezi Olayları, 7 Şubat komplosu,  17-25 Aralık ihaneti, 15 Temmuz darbesiyle kuşatılarak teslim alınmak istenmesi de bu planın bir parçasıdır.

Başkan Erdoğan liderliğindeki hükümetlerce takip edilen batı güdümlü sömürge devleti anlayışına karşı konulması, ülkemiz, bölgemiz ve coğrafyamıza dönük yeni ufuklara yönelmesi neticesinde Astana süreci, Fırat Kalkanı, Afrin Harekatı, İdlib girişimi ve şimdi de Fırat'ın doğusu kararlılığı  ABD güdümündeki Suudi, BAE, Mısır, İsrail, Rumlar gibi batı kuklası devletlerin Akdeniz'in doğusunda, Suriye'deki, Körfezdeki oyunlarını boşa çıkardı.

Taliban, El Kaide, DEAŞ, BOKO Haram gibi emperyalizmin güdümündeki hareketleri besleyen, büyüten ABD ve İngiliz kuklası petrol şeyhlerdi, şimdi de onlar.

İslam ülkelerinde kışkırtılan ve ateşlenen mezhep savaşları dün olduğu gibi bugün de işgalci ve istilacı batılıların oyunudur. Şiasıyla Sünnisiyle dünya müslümanları bu küresel Haçlı saldırılarına  ve onların müttefik kuklalarına karşı birlik ve beraberlik içinde olmak zorundadır. Aksi takdirde İslam düşmanlarının Coğrafyamızı baştan sona işgal planlarına yardım etmiş olurlar.

Zamanımızda İslam ülkeleri ve coğrafyası ekonomik, ticari, siyasi ve askeri olarak ABD, Rusya, Çin, Hindistan, İngiliz, Fransız ve diğer batı ülkelerine bağımlı olup sözde özgür ve bağımsızdırlar. Çoğu batının kuklaları tarafından yönetilmektedirler.

Birlik ve beraberlik içinde olmayan/olamayan İslam coğrafyasını bekleyen son; iki asırdır emperyalizmin pençesinde inledikleri gibi, aynı acıyı gelecekte de evlatları ve torunlarına miras devretmesi olacaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun liderliğindeki Türkiye İslam coğrafyasını çepeçevre kuşatan Haçlı kuşatmasını kırmanın savaşını veriyor. Dünya müslümanlarının birçoğu bunun farkında.Bunun için onu ve Türkiyeyi Ümmetin umudu olarak görüyor ve lideri olarak bağrına basıp sahipleniyor.

İçimizdeki ahmaklar, hainler ve yerli münafıklar bunu görmese/göremese ve düşmanın safında Erdoğan ve Türkiye'ye karşı savaşsa bile…

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar2

  • osmanlı torun 5 yıl önce Şikayet Et
    Bizans artıklarını unutmuşsunuz.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Salim Çankırı 5 yıl önce Şikayet Et
    İsabetli ve güzel tesbitler abi...Kalemine ve yüreğine sağlık...
    Cevapla Toplam 9 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat