Hedef Adam ve hedef ülke Türkiye
- GİRİŞ22.03.2019 11:15
- GÜNCELLEME26.03.2019 08:43
Hoşunuza gider gitmez, seversin sevmezsin, desteklersin desteklemezsin bu bir tercih meselesi. Ama; Türkiye'nin ‘’Bekası’’ söz konusu olunca bazı insanlardaki akıl tutulması ve ihanet çapındaki eylem ve söylemleri anlaşılır gibi değil.
Milletimize, ülkemize, devletimize hizmet yolunda ömrünü harcayan, milletin oyunun en az yarısını, onun sevgi ve saygısını en az %70 ini kazanmış bir lidere nefret duymak, ona düşmanca davranmak kabul edilebilir bir durum değil.
Bizim kültürümüzde ve medeniyetimizde ‘’vefa’’ diye bir anlayış vardır.Düşmanın dahi olsa, ‘’Sana bir adım yaklaşana, sen on adım yaklaş’’ soylu toplumların ahlaki değeridir.
Bizim tarihimizde, geleneğimizde, hayat tarzımızda milletin ve devletin başında sizden olan liderlere karşı saygı ve sevgi vardır. Bu bir köklü medeniyet anlayışıdır.
Yaptığı binlerce hizmetten, coğrafyamızı bir baba şefkatiyle kucaklamasından, ülkemize ve insanımıza kazandırdığı sayısız eserlerden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğana sadece Türkiyede değil, dost ve kardeş ülkelerde milyonlarca tebrik, teşekkür ve hayranlık besleyenlere rağmen ona Türkiye ve dünyada düşmanca davrananlar var.
‘’Düşmanlarınızın okları kimim üzerine doğrultulmuşsa sizin dostunuz odur’’ diyen İmamı Şafii ne güzel bir öğüt vermiş, ne güzel bir yol göstermiş bizlere.
İsrail'in, Amerikanın, Avrupa'nın, Rusya'nın ve emperyalizmin uşağı Arapların yüz karası petro-şeyhlerin hedefinde Erdoğan'ın olması kadar tabi bir şey olmaz. Ama, toplumumuzda bu güzel insana karşı duyulan çirkin öfkeler, bu adi düşmanlıklar hangi anlayıştan kaynaklanıyor bunu derin derin düşünmeliyiz.Türkiye'nin de, İslam aleminin de odaklanması gereken esas nokta burası.Bu kör düğümü çözmeden ülkemizin de, coğrafyamızın da sorunlarını kolay değil.
Ey alnı secdeye gidipte kalbi düşmanın cephesinde atanlar, ey Müslümanım deyip de islam düşmanlarıyla yan yana, kol kola, omuz omuza durup çakal yuvasında yatanlar. Ey namer köprüsünden geçip milletine ve ülkesine ihanet edenler, bal diye millete zehir içirenler, birkaç bin oy ve birkaç belediye başkanlığı kazanmak için ayının tarafında yer alıp da düşmana moral verenler siz hangi ihanete yelken açtığınızın farkında mısınız?
Nasıl oluyor da; Türkiye'de ezanı susturan, camileri kapatan, Kuranı yasaklayan, Hitler Faşizmine, Stalin zulmüne taş çıkartacak katliamlar yapan CHP ve zihniyetiyle inkarın ve tuğyanın kara bayrağı altında yan yana gelebiliyorsunuz?
Nasıl oluyor da; PKK ve onun partisi HDP ve bileşenleriyle gizli açık bir ortaklık içinde bulunabiliyor, hainler ve katillerle aynı cephede Erdoğan'ı ve Türkiyeyi hedef alabiliyorsunuz?
Kin ve nefret oklarınızı doğrulttuğunuz insan ve ülke Haçlıların da öfke ve intikam hırsıyla namlularını çevirdiği, çıkar ve menfaatleri yolunda kendileri için engel ve sorun gördüğü lider ve ülke olduğunu daha anlayamadınız mı?
CHP bu milleti kendi özünden koparmak için Haçlı Avrupalıların milletimiz içine allayıp pullayıp soktuğu bir turuva atı olduğunu daha göremediniz mi? O bir virüs gibi halkın içinde var oldukça bu millet huzur ve barış yüzü görmez. Bu fitne bertaraf edilmedikçe ülkemizde mecusinin ateşi gibi bir asırdır yanıp duran İslama ve Müslümanlara karşı yanıp duran kin ve öfke ateşi sönmez.
Ey milletim! ’’CHP bir parti değil millete dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir’’ diyen fikir ve düşünce adamımız üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ‘’Büyük Doğu’’ yolunu hiç duymadın?
Ey davayı bir partinin, cemaatin, ırkın, mezhebin, milletin iktidar olmasından ibaret sanan fikrin gafilleri, düşüncenin şaşkınları, politika cambazları, ahlak bezirganları… Bugün İslam kültür ve medeniyetinin yetiştirdiği çağımızın en büyük devlet adamlarından birisi olan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef tahtana oturtman, can, kan, din ve vatan düşmanlarıyla aynı cepheyi, aynı siperi, aynı ideali paylaşman demektir.
Lidersiz bir ülke başsız bir millete, perdesiz bir ev ahlaksız bir insana benzer. Böyle bir millet ve insan ya satılıktır veya kiralık.
Bunu daha anlamadınız mı ey ihanetin Everest tepesinde yolunu kaybeden ahmaklar, mağaralarında kandilleri sönmüş yarasalar, metropollerde yolunu şaşıran şaşkınlar, ey yoldan sapan doğru yolun eğri kolları, yoldan çıkan yolun yolcuları… Unutma! Benim ne satılık, ne de kiraya verilecek bir aklım ve vatanım var!
Arif Altunbaş, Haber 7
Yorumlar5