Eğitim Terörü

  • GİRİŞ17.08.2019 09:45
  • GÜNCELLEME19.08.2019 07:59

Doğuştan kötü insan yoktur. Her insan yaratılışı gereği barışcıl olarak güzel özelliklerle doğar. Onu iyi veya kötü insan yapan başta ailesi, çevresi, içinde yaşadığı toplumun sosyal, kültürel, siyasi ve eğitim yapısıdır. İyi ve kötü, güzel ve çirkin her toplumun din ve kültürüne, hayat tarzı ve dünya görüşüne göre farklılık arzeder.Bir müslüman ile Hıristiyan ve yahudinin değer ölçüleri farklıdır.

 

 

Ezilen, sömürülen, baskı ve terör altında büyüyen, hakları zorla elinden alınan bir kişi ve toplumdan uysal ve barışcıl bir davranışı bekleyemezsiniz. Kişinin aldığı eğitim, kültür ve bizzat yaşadıkları olumlu veya olumsuz olaylar o birey ve toplumun kendi hayatını direkt etkiler.

Baskı ve tehdit altında yaşayan insan ve toplumlar özlediği ve hakettiği bir hayata ulaşmak için imkan ve fırsat bulunca içinde bulunduğu durumdam kurtulmak ister. Bu davranış insanoğlunun süregelen bir varoluş mücadelesidir. Bu bazen kültür ve sanatla, bazen ekonomi ve ticaretle, bazen siyasi iktidar mücadelesiyle, bazen de zoru zorla bozmakla yapılmaya çalışılır.

 

 

Her insan başkaları gibi özgür ve bağımsız olarak yaşama güdüsüne ve hakkına sahiptir. Hayat boyu bu hayallerle ve bunun mücadelesini vererek yaşar. Hayat; insanca yaşamak için verilen mücadelenin kendisidir.

İnsan yaratılış olarak baskıya ve zorbalığa karşı başkaldırma güdüsüyle donatılmıştır. Aynı zamanda hemcinsleri de dahil olmak üzere hakim olabileceği herşeye sahip olmak isteyen bir özelliği de vardır. Bu isteğinde de bir türlü doyuma ulaşmaz. Zaten kavga da burada başlar. Yaratıcısına teslim olmayan insanın Kur’an ifadesiyle, mayasında, ‘’zalimlik ve cahilik vardır.’’

Cehaletini (Yaratanın ölçülerini tanımama) aşabilen insan insanlık değerlerine sahip olan insandır. Diğer insan tipi ise, insanı ve insanlığı değil kendini ve egosunu putlaştıran, haksızlığı adaletsizliği bayraklaştıran defolu bir karektere sahip olandır.

Ademin iki oğlunda görülen bu iki davranış biçimi tarih boyu insanlığın izlediği iki zıt kutup olarak karşımıza çıkar. Kimi insan; Kabil soylu katiller cephesinde, kimi insan; Habil soylu mazlumlar cephesinde bulunarak bazen; Hak ve batılın, bazen; güçsüz ve güçlünün, bazen de; köleliğin veya direnişin sembolü olmuşlardır.

Batı emperyalizmi ve sömürgecilerine göre terörist; onların çıkar ve menfaatlerine, otorite ve hakimiyetlerine karşı duran, savaşan herkes, her lider, her millet ve devlettir.

Türkiye 200 yıldır bir batılılaşma ve yabancılaşma, kendi öz ve milli değerlerinden koparılma terörüyle karşı karşıyadır. Bugün dini, kültürel, ekonomik, siyasi her alanda içine düştüğümüz bütün sorunların ana kaynağı bu batılılaşma yabancılaşma teröründen kaynaklanmaktadır.

Tanzimatçılar, Jöntürkler ve İttihatçılar Osmanlıyı içeriden kemirdiler ve nihayet batılı devletlerin yardım ve desteğiyle 600 yıllık çınarını yıktılar. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan bir müddeet sonra ittihatçı artığı  Kemalist, solcu, ataist, dinsiz, dönme, sabataistler terör örgütleri devlet içinde devlet oldular ve Tanzimatla başlatılan batılılaşma, yabancılaşma, soysuzlaşma hareketini bazen askeri darbelerle, bazen aba altından sopa göstererek, bazen seçilmiş iktidarları devirip devlet terörü ve baskıyla milletimizin İslam medeniyet ve kültüründen kopuşunu düşmanlarımızı imrendirecek bir zorbalıkla sürdürdüler.

Türkiye kendi milletine karşı savaşan bu batı kuklası guruplardan kurtulmadan kendi dışındaki terörist devletlere ve yapılara karşı verdiği her mücadelede bunlar ayağına takılmaya ve köstek olmaya devem edecektir.

Bu fitne guruplarının kökünü kazımak polisiye tedbirlerle, hapishanelerle, dağlarda adam avlamakla mümkün değil. Bu, devlet ve millet kaynaşması ve birliği ile, eğitim ve öğretimle aşılacak önümüzde dağ gibi milletimizi bekleyen, ama mutlaka aşılması gerek bir sorundur.

Suçluları hapisle cezalandırmak ve öldürmekle ne suçu nede suçluları bitiremezsiniz. Hiçbir tedbir ve silah eğitimden daha tesirli ve daha netice alıcı değildir.En büyük terör müslüman bir toplumu düşmanlarının anlayışı, ölçüleri ve hayat tarzıyla eğiterek onları kendi din, tarih, kültür ve ruh kökünden koparmak ve mankurtlaştırmaktır. Gerçek terör işte budur. Bir ülkjede eğitim terörü aşılmadan hiçbir terör bit/mez/irilemez.

Arif Altunbaş, Haber 7

 

Yorumlar4

  • Doğrucu davut 4 yıl önce Şikayet Et
    Milli eğitim bürokrasisi en az 20 yıl tebeşir tozu yutmuş öğretmenlerden oluşmak zorunda nasrettin hoca eşekten düşünce bana eşekten düşmüş birini bulun demiş Üni koridorlarında ömür tüketmiş insanlar milli eğitime faydalı olamaz ki bugüne kadar olamadılar
    Cevapla
  • Herneyse 4 yıl önce Şikayet Et
    Doğru söze ne denir.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Vatandaş 4 yıl önce Şikayet Et
    Özümüze dönmeyiz. Başkalarının sistemi değil kendi sistemiz kurmalıyız.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Tahsin 4 yıl önce Şikayet Et
    Tam isabet. Devamını bekliyoruz.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat