Dikenli çalılarla dolaşma

.

  • GİRİŞ27.08.2018 08:06
  • GÜNCELLEME27.08.2018 08:26

Adamın biri yol üstüne dikenli çalı dikti. Yoldan geçenler bundan rahatsız oldular ve bu adamı, o yörenin idarecisine şikâyet ettiler. Yönetici, adama dikenli çalısını sökmesini söyledi; fakat adam söz dinlemedi ve çalıyı sökmedi.

O dikenli çalı gür bir şekilde büyüyor ve çoğalıyordu. Halkın ayağı diken yarası ile kanlara bulanıyordu. Geçenlerin elbisesi dikenlerden yırtılıyor, yalın ayak gezen yoksulların ayakları paramparça oluyordu. Yönetici, “Bu çalıları sök!” dedikçe adam, “Bir gün sökerim.” diyerek, hem kendini, hem de yöneticiyi oyaladı ve o dikenler daha çok yeşerdi, kuvvetlendi. Onu sökecek olan da ihtiyarladı, kuvvetten düştü. Dikenli çalı da serpildikçe serpildi ve halkı çok rahatsız etti.

 

 

Aslında her bir kötü huyumuz, kötü alışkanlıklarımız bir diken gibi değil midir? Hem bize batıyor, hem de çevremizdekilere. “Bana ne, ben kendi hayatımı yaşıyorum, benim özel hayatımdan başkalarına ne?” diyenleri çok görmekteyiz. Evet, ama senin yaşadığın özel hayat, başkalarını olumsuz yönde etkiliyorsa, bunun sorumlusu sen değil misin?

Özel hayatınmış ve içkiyi içtin. Sarhoşluğun başkalarını rahatsız ediyorsa, bu nasıl özel hayat?

Birçok insan niçin yaratıldığının farkında bile değildir. Cahilliği sadece kendini vurmuyor, başkalarını da etkisi altına alıyor. İbadetler, insanın ahlâklı yaşaması ve çevresine zarar vermemesi için, Allah tarafından insanlara hediye olarak sunulmuş büyük nimetlerdir. Vücutta meydana gelen herhangi bir hastalık ilaç kullanmadan geçmiyorsa, aynen bunun gibi, kötü huylar da ibadetsiz tedavi olmuyor. Ruhun gıdası ve ilacı ancak Allah’a kulluktur; bunun dışındaki her oluşum şeytanın oyunudur.

Nefsini bahçe edinen ondan tatlı meyveler değil, zakkum toplar. Nefis ateş bahçesidir, onu söndürmek için iman aşkıyla ibadet suyunu onun üzerine dökmek gerekir. Nefsin ateşiyle dolananlar, etrafı ateşe vermektedirler.

Ruhunun gül bahçesini sulayanlar, oraya “adalet, ihsan-yardım, merhamet, sevgi, saygı…” gibi altın değerler ekmedikçe, “dikenli çalılar” hepimizin baldırını kanatacaktır.

Nefsinin ateşi söndükten sonra, gönül bahçesine ne ekersen biter: Laleler, papatyalar, fesleğenler, güller, güzel kokulu bütün çiçekler.

Ey nefs! Aklını başına al da bugünün işini yarına bırakma! Yarın yaparım, diyenler çoktan toprak oldular, bir türlü yarına kavuşamadılar. Zamanın kıymetini bilemeyen, dünyayı alsa da onun kölesi olur.

Geçenlerde sosyal medyada okudum, ilgimi çektiğinden sizlerle de paylaşmak istiyorum:

Çinli bir dolar milyarderi ölür. Onun senelerce özel şoförlüğünü yapan adam, milyarderin karısıyla evlenir ve şu ibretlik sözü söyler: “ Ben kendimi, efendimin hizmetçisi, kölesi olduğumu sanıyordum; meğer o benim hizmetçim, kölem imiş!”

Dünyayı başının üzerinde taşıyanları, dünya tost yaparak onlarla alay etmiştir de, dünyayı ayaklarının altına alanları, dünya yüceltmiştir. Vesselam.

D. Ali TAŞÇI - Haber7.com

dalitasci@hotmail.com 

twitter:@DAliTasci

Yorumlar1

  • Toprak 5 yıl önce Şikayet Et
    İnsan kendinede başkasınada zulm etmemeli, Hem diken hemde gül olunmuyor bunun farkına varılmalı, güzel bir yazı daha sizden Kalben Teşekkür ederiz.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat