İşte Kılıçdaroğlu’nu tasfiye planı

.

  • GİRİŞ18.08.2017 07:32
  • GÜNCELLEME18.08.2017 07:32

Doğru söylüyor, kendisine hak veriyor ve destekliyorum. Kemal Kılıçdaroğlu tasfiye edilmek isteniyor. Hem de oldukça uzun süreden beri. Üstelik bu planın faillerini tanıyorum. Gerekçelerini de biliyorum.

Kemal Bey’den çok, ama çok rahatsızlar. Göndermek ve kendisinden kurtulmak istiyorlar. Uğraşıyor, çabalıyorlar; ancak bir türlü beceremiyorlar.

Kimler mi bunlar?

Bana sakın “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan” ya da “AK Parti ve İktidar sahipleri” cevaplarını vermeyin. Onlar Kemal Bey’den daha iyisini bulamazlar. Kılıçdaroğlu’nu gönderip CHP’yi büyütmek istemezler.

Kemal Bey’i tasfiye planları yapanlar, çevresindeler, CHP’nin içindeler. “Kim onlar?” diye sorarsanız, belli: Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha önce tasfiye ettiği isimler. Kılıçdaroğlu da bunu biliyor. “Beni tasfiye etmek istiyorlar” derken, aslında hedef şaşırtıyor. Farklı yerlere dikkat çekerek, asıl tehlikeye karşı güç kazanmak istiyor.

***

Şimdi tek tek sıralayalım CHP içindeki tasfiye ekibini…

Deniz Baykal ve arkadaşları. En güçlü oldukları ve kendilerine en çok güvendikleri dönemde bir kaset kumpasıyla tepetaklak oldular. Kendileri gittiği gibi “etkisiz eleman” olarak gördükleri, bir dönem çok fazla ciddiye almadıkları Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir isim başlarına geldi. Hem de son derece çirkin bir oyun sonucu!

Hazmetmeleri mümkün mü bunu?

Bir zamanlar CHP içinde Önder Sav gibi son derece güçlü bir isim vardı. Teşkilatı avucunun içinde tutuyordu ve partinin hafızasıydı. Kılıçdaroğlu, önce ondan yararlandı, sonra sahanın dışına çıkardı.

Kabul edilebilir bir operasyon mu bu? Arkadan hançerlenmek kolay mı?

Kemal Bey öncesi, CHP içinde “ulusalcılar” vardı. Emine Ülker Tarhan, Onur Öymen, Şahin Mengü ve Kemal Anadol ilk aklıma gelenler. Deve dışı gibi adamlardı. Hem etkisiz hale getirildiler, hem de CHP içindeki izleri silindi.

Rahatsız olmaları. Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmak istemeleri son derece doğaldır!

Bir Dilek Akagün Yılmaz örneği var ki, yazmadan geçmek olmaz. Aileden, çekirdekten CHP’liydi. Ön seçimle Meclis’e girdi. Basında çıkan “ABD’nin TR 705 kodlu haber alma elemanı CHP’de Genel Başkan Yardımcısı” haberlerinin üzerine gitti. Sert tepki gösterdi. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu tarafından listeye bile alınmadı. Bugün “TR 705” denilen kişi milletvekili, ama Dilek Akagün Yılmaz değil.

Evlat acısı gibi içine oturur insanın!

Daha pek çok örnek verip, isimlendirebiliriz. Bunların içinde bir de Birgül Ayman Güler gibi “Partimiz, Fetullah Gülen’le işbirliği yapmıştır” diye tepki gösteren CHP’liler var. Bir dönem çok ağır suçlamaları oldu. Hem de medyanın önünde.

Onlar da etkisizleştirildiler. Ama KHK ile “FETÖ’cü” oldukları gerekçesiyle üniversitedeki görevlerinden alınan Alper Keten ve Ahmet Caner Yenidünya, CHP’de PM üyesi olarak görev yapmaya devam ediyor. Üstelik oraya seçimle gelmediler; Kılıçdaroğlu’nun “Bilim Platformu” listesinden girdiler.

Daha neler var, neler... Kılıçdaroğlu’na ağır suçlamalar yönelten Muharrem İnce ve ekibi ile disiplin kararıyla etkisiz hale getirilen Fikri Sağlar’ı saymıyorum bile…

Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP’de “olmaz” denilenler oldu, pek çok partili için can acıtıcı ve hayret veren gelişmeler yaşandı. O yüzden muhataplarının Kemal Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmak istemeleri çok normal.

Kılıçdaroğlu, başka yerleri ve isimleri işaret edebilir. Ancak, asıl “tasfiye ekibi” dışarıda değil içeride. Uygun bir an bulunlarsa, hiç şüphesiz harekete geçerler. Kemal Bey ise, bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyor. 1) Mazlum rolü oynayıp, kahramanlık nutukları atarak müttefiklerini yanında tutmaya çalışıyor. 2) Sanal düşmanlarla asıl tasfiyecilerin önünü kesmeyi planlıyor.

***

Oysa, kendisine yöneltilen iddialar ve suçlamalar yenir ve yutulur gibi değil. Bugün CHP’nin Genel Başkanı, Türkiye’ye kurulan dış destekli büyük bir kumpasın içinde yer almakla suçlanıyor.

Hakkında çok önemli iddialar ve kendisine yöneltilen sorular var… Kemal Bey ise, o iddialara cevap vermek yerine, tartışmayı farklı noktalara çekip, “Kumpas var, beni tasfiye etmeye çalışıyorlar” türünden ifadeler kullanıyor. “Mazlum” rolüne soyunuyor.

Kemal Bey zaten hep böyle yapıyor. Biliyorsunuz, daha önce de Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’a açıklattırdığı bazı belgelerin kaynağının FETÖ olduğu iddia edilmişti. Kılıçdaroğlu yine benzer bir tavır içine girmişti.

Bugün de klasik bir Kemal Kılıçdaroğlu tavrı ve tarzıyla karşı karşıyayız. Alıştık artık, hiç yadırgamıyoruz.

Yorumlar1

  • bekir 6 yıl önce Şikayet Et
    Yalancının mumu yatsıya kadar,elbet birgün o da tarih olacak,ağlayanın malı gülene hayır getirmeeeezzz...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat