Medeniyet Aklı ve Barzani'nin Hayali

  • GİRİŞ18.10.2017 07:24
  • GÜNCELLEME19.10.2017 07:21

Barzani, büyük çilelerle yoğrulmuş bir aileden geliyor.

Babası Molla Mustafa Barzani, Batılı ülkelerin, Özellikle de İngilizlerin kendisine taktığı çelmeler yüzünden, hayatını hep düşe kalka geçirdi.

Bir dönem gene Türkiye kendisine el attı, bir dönem de yakın arkadaşları ile birlikte Rusya'ya kaçarak hayatını zor kurtardı.

Babası Molla Mustafa Barzani'nin yaşadıklarının büyük bir kısmına şahit olduğu için Mesut Barzani, geçmişten ders çıkarmıştır diye düşünürdüm.

Hatta neden inkâr edeyim, çevremizdeki aklı başında adamlardan biri olarak onu görürdüm.

Fakat yanılmışım.

Mesut Barzani'nin ufku, kendi aşiretinin sınırları ile sınırlı kalmış meğer.

Evvela İran'ın damarlarına zerk ettiği ırkçılık zehirini, hiç sorgulamadan yuttu.

İkincisi İran'ın, yıllardır kendisine rakip ve hatta hasım olan Celal Talabani ve KYB çevreleri ile iş tuttuğunu anlayamadı.

Üçüncüsü ve çok daha önemlisi, İran'ın ufak ufak itmeleri ile Kerkük ve çevresinde KYB'nin has adamlarının yerleştirildiğini göremedi.

Dahası, Kasım Süleymani'nin Süleymaniye ve çevresinden hiçbir dönemde uzaklaşmadığının sebebini anlayamadı.

Son olarak da; Kerkük düşünce, güya suikaste falan uğramış görüntüsü vermek için ortalıktan kaybolan ve Kerkük'ün eski Valisi iken Irak merkezi hükümetine efelenen Necmettin Kerimi'nin kimin adamı olduğunu bile çözemedi.

İsrail'in gazına gelmesini, ABD'nin el altından kendisini kışkırtmasını ise hiç söylemiyorum artık. 

Söylemiyorum çünkü, Barzani Ailesi bir delikten bir ısırık yemiş adam değil ki; aynı delikten yüzlerce defa ısırılmıştır.

Hem söyler misiniz bana, İsrail, vadedilmiş büyük imparatorluğunun toprakları üzerinde Bağımsız bir Kürdistan kurulmasına neden taraf olsun ki?

Olsa olsa, Barzani efendi sen, ancak o merdivende tek bir basamak olabilirsin, hepsi bu kadar.

Ha bir de referandumun ardından renk ve çeşit olsun diye bayraklarını gönderip çocuklara sallattırır Erbil'in sokaklarında. 

Erbil'in imarını, ticaretini, kalkınmasını ve hatta memurunun maaşını veren Türkiye'nin yönetimi ile istişare etmek yerine, İsrail'in bayrağını sallamak sana nasıl bir heyecan verdi sahi ? 

Yanı başında meşrebi, hedefi, istikameti, kıblesi senin halkınla aynı olan 80 milyonluk bir ülke, her dara ve zora düştüğünde elini uzatan bir liderlik anlayışı varken, bu anlayış ile birlikte adım atmak dururken, bu coğrafyanın insanına ve hasseten senin ailene onlarca defa ihanet etmiş olanlara nasıl inandın Barzani? 

Tarihe bakınca görülür ki; gerçek devlet adamları geçmişten ders çıkaran, gündelik hayatın dayatmaları karşısında eğilip bükülmeden dimdik duran ve en önemlisi de, kendi Medeniyetinin aklı ve hafızası ile olaylara bakan kimselerdir.

Bu konuda, Barzani ile aynı topraklarda doğmuş, aynı bölgenin sularından içmiş, yaşayan en büyük düşünürlerimizden Sezai Karakoç'a bir nebze kulak verseydin sanırım bugünkü hezimeti yaşamazdın Mesut Barzani: " Devlet adamının, geleceği sezme antenlerinin çok gelişmiş olması, onun siyasi yetkinliğinin bir delilidir.

Büyük yer sarsıntılarından önce bazı hassas aletlerin titreştiği gibi, gerçek devlet adamlarının yürekleri de, toplum için bir risk söz konusu olunca, adeta fizik bir rahatsızlıkla titreyecektir daha kimselerin kılı kıpırdamazken..(..) Devlet adamı için, bir handikap da kendini aşırı bilgiç görmek, günümüz tabiri ile "kurt" olmaktır. Fazla kurt olanların kendine güvenlilikleri yüzünden kuzuların oyununa geldikleri de görülmemiş değildir politika tarihinde.." 

Üstad kuzular diyor ama tabi bunu tefsir edince kuzu postuna sarınmış kurtlar olduğu görülür bunların.

Ve ne acıdır ki bunca tecrübe, bunca acı ve bunca yıllık birikime rağmen bir kez daha hem Kürt halkını yeni sıkıntı ve acılar içine attın, hem kendinin ve ailenin siyasi geleceğini riske attın, en önemlisi de sana güvenen büyük bir mütedeyyin kesimin geleceği ile oynamış oldun.

Bunun sebebi, mensubu olduğun medeniyetin aklını ve bakış açısını yitirmendendir, kendi kısa aklını, duygularını kullanıp, düşmanın havucunun peşinden gitmendendir. 

Mesela, bunca birikim ve acılarla beraber bir parça da, Selahaddin Eyyubi ufkundan bakmayı öğrenseydin eminim, her şey çok daha bambaşka olacaktı. 

 

 

Ferman Karaçam - Haber

 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

 

Yorumlar2

  • Mehmet Doğan 6 yıl önce Şikayet Et
    Bir medeniyet tasavvuru olsaydı Selehaddin-i Eyyûbi'yi takip eder, İsrail Bayrakları sallanmazdı. Teşekkür ederim Üstadım.
    Cevapla
  • Ömer Topçu 6 yıl önce Şikayet Et
    Acı gerçekleri dile getirmişsin . Kalemine ve yüreğine sağlık, abim.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat