Öztürk Yılmaz

  • GİRİŞ21.03.2018 07:27
  • GÜNCELLEME22.03.2018 07:22

Şahıslar hakkında yazarken elimden geldiğince, dilim döndüğünce o kişinin şahsiyetiyle alakalı olumsuz cümleler sarfedip onları incitmemeye özen gösteririm.

Hele bu şahıs Öztürk Yılmaz gibi benim hemşehrim hatta komşu köylüm ise, bu durumda daha dikkatli olmak için kendimi zorlarım.

 

 

Bugün, burada da öyle yapacağım.

Öztürk Yılmaz, CHP’nin bilinen eski diplomat profiline uymayan bir şahıs.

CHP’nin “monşer” dediğimiz eski diplomatları okumuş, yazmış, umur görmüş, devlet tecrübesiyle maruf olmasa bile ucundan kenarından üzerlerine devlet yönetimi tecrübesi bulaşmış kimselerdi.

Batı kültüründen nasiplenmiş, Dışişlerinin usta çırak tezgahından geçmiş, Sabetaist dergahın kokusundan ve buğusundan mutlaka içine çekip hazmetmiş, şarabın ve viskinin iyisinden anlayan kimselerdi.

Bu kimseler Batılı diplomatlarla bazı özel mekanlarda, kulüplerde bir araya geldiklerinde ailece oturur sohbet eder, klasik batı müziği dinler, Türkiye’nin kaderini, geleceğini konuşur (!) hatta birlikte tiyatroya gider Molier’den, Racin’den klasik eserler seyrederlerdi.

Batı hayranı, Batı taraftarı, uzun vadede ve pek çaktırmadan Batı’nın çıkarlarını koruyan ama sanki Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ediyormuş gibi görünen diplomatlardı.

Şöyle de diyebiliriz bunlar, Batı’nın çıkarlarını Türkiye aleyhine, Türkiye ile özdeşleştirmiş salon monşerleriydi.

Bu anlayış, Türkiye’nin Dışişlerini bunlar olmadan da yönetiyordu ve AK PARTİ iktidara geldiğinde değil, muktedir olduğuna kadar da yönettiler.

Hemşehrim Öztürk Yılmaz’ın ise bunlara benzeyen bir tarafı yok.

Öztürk Bey ne Batı kültüründen, ne de Doğu kültüründen haberdar. Ne doğru dürüst bir devlet tecrübesi var, üstelik ne de tecrübesi ve birikimi olmadığı halde bunun farkında.

Çok sığ, kuru, donanımsız ve müktesebatsız bir arkadaş ve slogan vari konuşmaları büyük bir sermaye sanan biri.

Halbuki, Dışişleri konusunda konuşacak kimselerin en az eski CHP’’li monşerler gibi hiç değilse Batı kültüründe donanımlı olması beklenir. Yani onlar kadar konuşmalarının arkasında bir background aranır.

Öztürk Bey ise, hasbelkader bir sebeple bazı ülkelere gidip gelmiş oralar hakkında derme çatma bilgiler edinmiş, malumatfuruş dediğimiz zatlardan bir zat.

Öztürk Yılmaz’ın Türkiye’nin meselelerinden ne kadar uzak, bu meselelere ne kadar yabancı olduğunu anlamak için onun televizyonlarda yaptığı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) hakkındaki konuşmaları yeterli ama Afrin, Münbiç, Kuzey Irak ve genelde Suriye konusundaki konuşmalarına bakarsanız hemen hemen hepsinin içi boş ve dediğim gibi malumatfuruş ağzı.

Ortaya attığı görüşler; ayakları yere basmayan, dış politikadan sorumlu bir ana muhalefet partisi genel başkan yardımcısı seviyesinden uzak, bazen bir militan, bazen bir sokak kabadayısı edasıyla yüksek sesle dile getirilen basit ve sloganik laflardan ibaret.

Kabul ediyorum, daha çok genç bir arkadaş.

Hele hele dış politika konularında konuşmak, yorum yapmak, kanaat belirtmek ve hele hele kanaate varmak için yaşı genç ama bu durum, bir insanın bilmediği sınıfına girer ve normal karşılanabilir.

Fakat bu arkadaş bilmediğinin farkında değil yani bilmediğini bilmiyor.

Tabi böyle olunca da güya çok büyük laflar ediyormuş, çok biliyormuş havasına giriyor.

Hatta muhataplarını küçümseyerek, ortaya attığı görüşleri muhataplarının daracık ufuklarından dolayı akıl edemeyecekleri pozları veriyor.

Halbuki muhatapları, o uykudayken onun asla akıl erdiremeyeceklerini zaten uygulamış ve sonuç almışlar İşte bu durum, insanın sınırlarını zorluyor.

CHP’nin yeni diplomat profili bu mu?

Bunu bilemem ama şurası kesin: bu diplomat profili CHP’nin geçmişteki okumuş yazmış, Batı kültürüyle donanımlı olan monşer profiline de, bir ana muhalefet partisinin geleceğe yönelik yeni ve alternatif değerler ve projeler üretecek yapısına da uymuyor.

Öztürk Beye ve CHP’ye birileri bunları anlatsa iyi olur, benden söylemesi.

Ferman Karaçam - Haber 7 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

Yorumlar4

  • Erdem 6 yıl önce Şikayet Et
    20 yıl Dışişlerinde çalışmış ancak sokak ağzı ile konuşmaktan kendini kurtaramamış...
    Cevapla
  • Fuat Sağırqğlu 6 yıl önce Şikayet Et
    Nezaket ve zerafet dost bahçesinin beyaz ve kırmızı nadide iki gülü; dostluğun can suyu , hayat kaynağı ...
    Cevapla
  • Mehmet Doğan 6 yıl önce Şikayet Et
    CHP’lilerin tümü genel başkanları gibi sloganik. Kalemine sağlık
    Cevapla
  • Ömer Özyılmaz 6 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkürler, Ferman’cığım. Ağzına sağlık, yüreğine sağlık
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat