Bahreynli bakanın cep telefonuyla kaydedilip Netanyahu’nun YouTube kanalında yayınlanan bu sözleri, Arap ülkeleri rejimlerinin Filistin davasını yük olarak gördüklerinin itirafı.

 

ABD ve Polonya’nın girişimiyle Varşova’da gerçekleştirilen Ortadoğu konulu konferans, İsrail ile Arap ülkelerini bir araya topladı.

Konferansa katılan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Arap ülkelerinden gördüğü sıcak ilgiden gayet memnundu.

 

Mutluluğu yüz hatlarından rahatlıkla okunabiliyordu.

Konferansın resmi başlığı “Ortadoğu'da Barış ve Güvenliğin Geleceğini Desteklemek” olsa da yapılmak istenenin İran hedef gösterilerek bölgedeki Arap ülkelerini İsrail’in liderliğinde bir cephede toplamak olduğu biliniyor.

Yüzyılın Anlaşması adı verilen projenin amacı da aynı.

Arap ülkeleri eskiden İsrail’le ilişkilerini gizli tutmak zorunda hissederlerdi.

İsrailli liderler de bu taleplerini anlayışla karşılar ve görüşmeleri gizli tutardı.

Fakat artık buna çok fazla ihtiyaç duymuyorlar.

Birçok şey perde önünde gerçekleşiyor.

Görüşmeler Araplar tarafından basına servis edilmese bile İsrail tarafından deşifre ediliyor.

Umman Dışişleri Bakanı Yusuf Bin Alevi’nin Varşova’da Netanyahu’yla yaptığı görüşmede olduğu gibi.

Alevi, Netanyahu’nun kaldığı otele ön kapıdan değil garaj kapısından gizlice girmeyi planlamıştı.

Fakat İsrailli gazeteciler garajda kendisini bekliyordu.

Böylelikle Umman Dışişleri Bakanı’nın görüşmeyi kameralardan uzak tutma planı boşa çıkmış oldu.

Bu arada, Arap sokağında Alevi’nin kardeşi ve oğlu olmayan Umman Sultanı Kabus Bin Said sonrası için yatırım yaptığının konuşulduğunu belirtelim.

Varşova’daki konferansta Netanyahu’nun hemen yanı başında Yemen Dışişleri Bakanı Halid El-Yemâni oturuyordu.

İsrail Başbakanı’nın mikrofonu arızalanınca El-Yemani kendi mikrofonunu Netanyahu’ya verdi.

Yemen Dışişleri Bakanı’nın toplantıya katılması ve bu “centilmen” tavrı Yemenlilerin tepkisine yol açtı.

El-Yemani’nin selefi Abdülmelik El-Mihlâfi, Filistin davasının tüm davaların anası olduğunu ve hepsinden önce geldiğini belirterek, işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirme görüntülerinin Yemen halkının sabitelerine, tarihine ve hatta anayasasına aykırı olduğunu söyledi.

El-Mihlâfi ayrıca, diplomatik mücâmelelerin başta Siyonistler olmak üzere ümmetin düşmanlarına hizmetten başka bir işe yaramayacağına işaret etti.

Varşova’daki konferansa katılanlardan biri de Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid Bin Ahmed El-Halife idi.

El-Halife, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah Bin Zayed ile Suudi Arabistan Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Adil El-Cubeyr’in katıldığı ve Netanyahu’nun da dinleyicileri arasında olduğu oturumda aynen şöyle dedi:

“Çocukluğumuzdan beri İsrail-Filistin ihtilafının en önemli sorun olduğunu, öyle ya da böyle bu sorunun çözülmesi gerektiğini dillendiriyoruz.

Ancak geldiğimiz noktada çok büyük bir meydan okumayla karşı karşıya olduğumuzu gördük.

O da modern tarihimizin en tehlikeli meydan okuması olan İran İslam Cumhuriyeti'dir.

Dolayısıyla hâlihazırda İran tehdidiyle mücadele Filistin davasından daha önemlidir.”

Bahreynli bakanın cep telefonuyla kaydedilip Netanyahu’nun YouTube kanalında yayınlanan bu sözleri, Arap ülkeleri rejimlerinin Filistin davasını yük olarak gördüklerinin itirafı.

Kudüs’ten ve Mescid-i Aksa’dan tamamen vazgeçmeye, Mescid-i Aksa’nın yıkılıp enkazı üzerine Süleyman Mabedi’nin inşa edilmesine de razılar.

Müslüman halkların özgür iradelerini temsil etmeyen kukla Arap diktatörleri Tel Aviv’e doğru o kadar hızlı koşuyorlar ki, İsrailliler bile bu işe şaşırıyor.

Hatta aralarında Suudi Arabistan İstihbaratı eski şefi Prens Türki El-Faysal gibi İsrailli gazeteciye Arap kızıyla evlenmeyi tavsiye edenler bile var.

DİRİLİŞ POSTASI