Kudüs’ü korumak...

  • GİRİŞ14.12.2017 09:45
  • GÜNCELLEME14.12.2017 09:45

Dün İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul’da toplandı. ABD’nin kabul edilemez Kudüs kararından sonra, en yüksek tepkiyi veren Türkiye’nin dönem başkanlığında toplanan İİT zirvesinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas “Bize yüzyılın tokadını vurdular” diyordu.

“Biz tam barış görüşmeleri yaparken, bize yüzyılın tokadını vurdular. Biz ABD’nin arabuluculuğunu artık kabul etmiyoruz. ABD bundan sonraki süreçlerde arabuluculuk vasfını kaybetmiştir.”

Aynı tespiti açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da ifade etti.

Amerika’yı yeniden büyük yapmak isteyenlerin onu ne kadar küçülttükleri ortada.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Filistin 1967 sınırlarını kabul etmiş, yani sahip olduğu toprakların beşte birine razı gelmişken, çatışmaların önünü açmanın mantığı nedir?” diye soruyordu.

Artık kendimizi kandırmayalım; buradaki mantık, oyalama taktiği ile Filistin’i yok olana kadar ufalamaktır. Çünkü her çatışmadan İsrail arkasına aldığı pervasız destek ile kârlı çıkmıştır. Arap baharlarından sonra gelen kış, Suriye, Libya, Irak, Yemen ve diğer bölgelerde yaşanan çöküş, DEAŞ maymuncuğuyla başlayan dizayn, Suud, BAE ve Katar’da yaşananlar, belli ki nihai çözümün taşlarını döşemek içindir.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken unsur, mücadelenin hukuk ve diplomasi çerçevesinde verilmesidir. Bu mücadelede ise Hıristiyanlar ve barış yanlısı Yahudiler dahil tüm kesimlerin sürece dahil edilmesi gerekir. Bu şekilde haklı bir dava marjinalleşme, yalnızlaşma tehlikesinden korunmuş olur.

Balfur Deklarasyonu’ndan yüz yıl sonra bölge nihai manada dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Ortadoğu meselesinde enerji kaynaklarının paylaşımı öne çıkarıldığından Filistin ve Kudüs üzerindeki amaçlar gölgelenmektedir. Hatta DEAŞ’ın da bu amaca hizmet için zuhur ettirildiği görülmektedir. Bu açıdan bölgeye bütüncül bir bakış açısını yakalamak hayati önem arz etmektedir.

Kudüs ve Filistin, daha doğrusu İsrail sorunu hakkında ABD’nin son tutumu sonrasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Filistin Devlet Başkanı Abbas’ın dediği gibi, uluslararası bir inisiyatifin kurulması gereklidir.

Bu esasen bölgedeki Yahudilerin huzurlu ve barış içinde bir düzene ulaşmaları için de geçerli tek yoldur. Bölgenin kardeş halkları artık savaşmaktan vazgeçmeli, bir arada yaşamanın yolunu diyalog ile bulmalıdırlar.

ABD’nin kabul edilemez Kudüs kararına barışçı bir şekilde karşı koymak bu diyalog yolunu açacaktır. Konu zor, yol dikenlidir. Ancak birlik olunursa zorluklar tahmin edilenden daha hızlı aşılabilir.

Akşam

Yorumlar1

  • ylç 6 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkürle Markar bey
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat