Muhalefet adayları Münbiç uzlaşması konusunda ne düşünüyor?

  • GİRİŞ05.06.2018 07:00
  • GÜNCELLEME07.06.2018 07:34

Seçim döneminde olmamıza rağmen, memleketin güvenliğini, geleceğini ilgilendiren temel konularda önemli gelişmelerle karşı karşıyayız.

ABD/Türkiye ilişkilerinde uzun dönemdir yaşanan kriz iklimi, Suriye’nin kuzeyinde olup bitenler, kaç seçim yapılırsa yapılsın, Türkiye’nin geleceğini birinci derecede ilgilendiriyor.

 

 

 

 

Dün, 4 Haziran idi ve dikkatlerimiz Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Washington’da yapacağı görüşmeden gelecek haberlere çevrilmişti.

Çavuşoğlu, ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Pompeo ile buluştu ve buluşmadan Münbiç özelinde Kuzey Suriye’nin geleceğini ilgilendiren önemli kararlar çıktı.

 

Bir önceki ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson döneminde iki ülke arasındaki krizi çözme amacıyla üç ayaklı komisyon sistemi oluşturulmuştu.

Bu komisyonlardan biri de Suriye üzerinde çalışmalar yaptı.

Dünkü görüşmeden çıkan en önemli sonuç, Münbiç’in YPG’den temizlenmesi ve Türk/ABD işbirliğiyle kentin yönetiminin yerel unsurlara devri konusunda varılan mutabakat oldu.

Çavuşoğlu/Pompeo görüşmesinde varılan mutabakat üzerine ortak bir açıklamada yapıldı.

Açıklamanın en önemli kısmını oluşturan şu paragrafa bir göz atalım:

 

“İki Bakan, Suriye konulu Ortak Çalışma Grubunun, Münbiç’te güvenlik ve istikrarın sağlanması için adımların atılmasını da içerecek şekilde, Suriye’de ortak çıkarları ilgilendiren konularda ikili işbirliğimizin geleceğine ilişkin tavsiyelerini değerlendirmiştir. İki bakan, bu amaç doğrultusunda bir yol haritasını onaylamış ve sahadaki gelişmelerin yakından takip edilmesine ilişkin mutabakatlarını yansıtacak şekilde haritanın uygulanması hususundaki ortak taahhütlerini vurgulamışlardır.”

 

Diplomatik bir dille yazıldığı için, sürecin detaylarına hakim olmayanlar açısından metnin ne anlama geldiği tam olarak anlaşılmayabilir. 

 

Anlayacağımız bir şekilde sadeleştirecek olursak, ortak açıklamadan çıkan sonuçları şöyle özetleyebiliriz:

 

-En önemlisi, Türkiye ile ABD arasında Münbiç konusunda bir anlaşmaya varıldığı vurgusu.

 

-Anlaşmaya varılması demek, ABD’nin Türkiye’nin hassasiyetlerini gözeterek adım/adımlar atmaya yanaşması anlamına geliyor.

 

-Buradan ilerleyecek olursak, Münbiç’ten YPG’nin çıkarılması konusunda bir mutabakat sağlandığı, Çavuşoğlu’nun geçenlerde Almanya dönüşü bize söylediği gibi, Münbiç’te sağlanan ortaklığın Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın Doğusu’nda da uygulanmasının önü açılmış oldu, diyebiliriz.

 

-Detaylar açıklandığında daha net anlaşılacaktır ama, Çavuşoğlu’nun geçen hafta söylediklerinden yola çıkarak, demografik yapıya göre, yani nüfus dağılımına göre, Kuzey Suriye’deki diğer kentlerde de, örneğin, Kobani’de, örneğin Rakka’da, örneğin Tel Abyad’da, Münbiç modelinin uygulamaya geçeceğini düşünebiliriz.

 

Tabi, dün Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın da dillendirdiği gibi, ABD’nin masada varılan mutabakata, sahada da uyması halinde bunlar mümkün olacak.

 

Mutabakatın sağlıklı bir şekilde hayata geçmesi, yani yol haritasının düzgünce uygulanması demek, Türk Amerikan işbirliğiyle Kuzey Suriye sorununun Türkiye lehine çözülmesi anlamına da gelebilir.

Tabi, bu iddianın arkasını doldurabilmek için, sahadaki gelişmeleri izlemek gerekiyor.

 

Seçim dönemindeyiz ama muhalefet partilerinin böylesine kritik konularda kayda değer bir politikalarının olmadığını da gözlemleyebiliyoruz.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri için yarışan Muharrem İnce’den, Meral Akşener’den, Türk/Amerikan ilişkilerinin geleceği, dış politika ve güvenlik meselelerinde üzerinde ciddi şekilde fikir egzersizi yapılabilecek düzeyde politik bir söylem görebilmiş değiliz.

 

-Afrin için bundan sonra ne düşünülüyor?

 

-PKK kuşağı projesini etkisiz hale getirmek için neler yapılacak?

 

-ABD’nin S 400 füze alımından vaz geçin baskısına nasıl karşılık verilecek?

 

-PKK tehdidine karşı Erdoğan’ın sergilediği kararlılık duruşu korunacak mı?

 

-ABD/ NATO/Rusya üçgeninde gelişen gerilim ve yeni hamleler konusunda nasıl bir duruş vaat ediliyor?

 

Ne Muharrem İnce, ne Meral Akşener, bu konularda dişe dokunur bir söylem geliştirebilmiş değil.

Bunlar önemsiz konular mı?

Hayır, aksine cumhurbaşkanlığı adaylığı için iddiasını ortaya koymuş her bir ismin bu meselelerde bir duruş ortaya koyması, seçmenin birincil derecede beklentileri arasında yer alır.

Kişisel fikrimi söyleyeyim:

Muhtemelen Tayyip Erdoğan bu konularda doğru yapıyor demek istemedikleri için, üç maymunu oynuyorlar.

 

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat