Sanıyorum, “Türkiye’den istediğimizi koparmak için bundan daha iyi bir fırsat yakalayamayız” diye düşünüp harekete geçtiler.

Amerikan Kongre’sinden gelen heyetten söz ediyorum.

Michael R.Turner Başkanlığındaki Kongre heyeti, dün Ankara’ya gelip, Dışişleri ve Savunma Bakanlığı yetkilileriyle görüşmeler yaptı.

Yansıyan haberlere bakılırsa, ABD Kongre heyetinin gizlisi saklısı da yok.

“İlişkilerin düzelmesini istiyoruz. S-400'lerden vazgeçin, F-35'ler için engel kalksın" diye açık açık taleplerini ilettiler.

Ayrıca, bu taleplerinin de kamuoyu tarafından bilinmesinde bir sakınca görmediler.

Garp cephesinden yeni bir durum söz konusu değil tabi ki…

Amerikan Kongresi’nin Türkiye’nin ortağı olduğu F-35 savaş uçaklarının teslimatını Türkiye’nin Rusya’dan ilk taksidi ödenmiş olan S-400 savunma füzelerinin alımından vazgeçmesi şartına bağladığını daha önceden de biliyorduk.

Ama bu talebi Ankara’ya gelerek tekrarlamalarının başka bir sebebi olmalı.

Ne mi o sebep?

Türkiye’nin kurdaki tırmanış nedeniyle ekonomik açıdan zor duruma düştüğünü, bu zorluğu fırsata dönüştürmek için de bundan daha iyi bir zamanlama olamayacağını düşünmüş olmalılar.

Belki yaptıkları görüşmelerde daha açık konuşmuş da olabilirler ama lisan-ı halleri zaten “Ekonominizin daha da kötüleşmesini istemiyorsanız dediklerimizi yapın” diye bas bas bağırıyor.

Amerikan yönetimi, Rahip Brunson krizini çözmek yerine bilerek düğümleyip başka başka konularla birlikte Türkiye’den koparabildiği kadar taviz koparmak istiyor.

Kullanılan “Ya adamımızı gönderirsiniz, ya da türlü türlü yaptırımlara hazır olun” dilinin başka türlü izahını yapmak mümkün değil.

Türkiye bayram tatilindeyken Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Türkiye'nin Pastör Andrew Brunson'ı serbest bırakmayarak "büyük bir hata yaptığını" söyleyip eklememiş miydi:

“Katar'ın verdiği yatırım sözü Türkiye'nin ekonomisini etkileme konusunda tamamen kifayetsiz. Bunun kesinlikle bir faydası olmayacak.”

Bu durumda bütün söylemlerin, bütün eylemlerin çıktığı yer aynı oluyor.

“İstediklerimizi yapmazsanız, ekonominiz daha da kötüye gidecek.”

Bolton’un sözlerini de, ABD Kongre üyelerinin Ankara’da dile getirdikleri şartı da, ekonomideki sorunları şantaja dönüştürme niyetinden farklı şekilde okumak zorlaşıyor.

Amerikan aklı, mevcut sorunları fırsat bilerek Türkiye ile olan hesabını toptan kapatmak istiyor.

Türkiye’yi S 400 füzelerinden vaz geçirerek, Türk ordusunun ABD’ye olan askeri bağımlılık ilişkisini sağlama almaya çalışıyorlar.

Yine ekonomideki sorunları şantaj malzemesi olarak tutarak Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durma çabalarına ket vurmak istiyorlar.

Peki bu baskıdan kurtulmanın en ideal yöntemi ne olabilir?

Amerikan aklı, vahşi hayattaki çakallar gibi ekonomik verilerin daha da kötüleşmesini kolluyorsa eğer, bu niyet bozukluğuna verilecek en iyi cevap, sağlam duruşu korumak, bir de akıllıca yöntemlerle ekonomin sorunlarını azaltmak olabilir.