Medeniyet ve Modernizm

.....

  • GİRİŞ09.02.2019 09:18
  • GÜNCELLEME11.02.2019 08:46

17. YY. Kıta Avrupa’sında ortaya çıkan Modernite, felsefi gücünü  Aydınlanma/Rönesans hareketlerinden, ekonomik gücünü, sanayi kapitalizminden, politik gücünü ise Fransız Devriminden almaktadır. Moderniteye geçişin ilk aşaması Rönesans  hareketleri, ikinci ve önemli aşaması ise ‘Aydınlanma Felsefesidir.’ Din merkezli hayatı dışlayan aydınlanma felsefesinde akıl, bilim ve toplum önemli bir yer tutar. Genellikle ortak noktaları ‘aklın fonksiyonları ‘olan modernitenin öncüleri; Kant, Derri, Heiddegger, Weber, Marks, Durkheim ve Thomson’dur. Bu akıma karşı çıkanlardan Horkheimer, “Moderiniteyi bir akıl tutulması”,  Bauman, ‘Yıkım çağı’, Hobsbawm ise ‘Aşırılıklar Çağı’ olarak ifade etmişlerdir. Modernistler, bilgiyi iktidarı devam ettirme aracı olarak görmüşlerdir. Oysa bilgi otoritenin kaynağı olmamalıdır. Comte, pozitivist bilim anlayışına uygun hareket edildiğinde akılla birlikte yeni bir dünyanın kurulacağına inanır. Fukuyama, insanlık tarihi modernite ile birlikte pozitivist bir evreye geçtiğini ve “tarihin/ideolojinin son bulduğunu”, ifade etmesine karşın,   ABD ve Avrupa’da  seçimle işbaşına gelen liderlerin; ‘İncil üzerine yemin etmeleri’,  ABD ve Avrupa’yı kabus gibi saran ırkçılığın yayılması ve İslamofobia  Fukuyama’nın yanıldığını göstermiştir.

 

 

         Modernleşme ile birlikte toplumsal alanda birçok değişiklikler olmuştur. Sanayileşme, kentleşme, bilimsel, teknolojik ve politik devrimler var olan yerleşik düzenleri alt üst etmiş, kapitalizmin acımasız gelişmesiyle; emek, sermaye, sınıfsal sorunlar, dini inançlar ve geleneksel değerlerin dışlanması ve hatta reddi toplumları kaotik bir ortama sürüklemiştir.  Modernleşme, ideolojik ve kültürel anlamda bir batı projesidir. Dolayısıyla batı dışındaki toplumların (Asya, Afrika ve Uzak Doğu) kendilerine ait olmayan tarihi ve kültürü kabule ve yaşamaya zorlanmalarıdır. Batı ve ABD bize diyor ki: “ Ben üreteceğim, sen alacaksın. Çünkü sen müşterisin.  Ben nasıl düşünüyorsam, sen de öyle düşüneceksin. Benim dediğim gibi olmaz, söylediklerimi yerine getirmezsen, medeni, uygar, çağdaş ve modern değilsin.” Avrupa’nın kendisi dışında ki toplumlara mütekebbir bakışı, mağrur davranışı ve nefretinin sebebi Müslüman ve doğu toplumlarının moderniteye uygun  ‘batılı seküler değerlere’ sahip olmamalarıdır. Başından bu tarafa İslam toplumlarının karşı karşıya bulunduğu durum modernleşme sorunudur.  En önemlisi de bu “empoze edilmiş modernleşme” ile gerçek medeniyet arasındaki ilgidir. Ne yazık ki modernizm,  Avrupalı  olmayan Müslüman toplumlara medeniyet adı altında empoze edilmiştir. Bu gün AB’nin dayattığı; sosyal mobilizasyon, siyasal katılım, kültürel gelişme ve IMF himayesinde ekonomik kalkınma! Batılı anlamda ‘kimliksel değişimin’ aracısıdırlar. More, ‘Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri’ adlı eserinde; Modernleşme olgusunun farklı toplumlarda farklı yöntemlerle girdiğini ileri sürer:

1-Kapitalist ekonominin parlamenter, başkanlık ve yarı başkanlık sisteme entegre edilmesi ve liberalizmin buna eşlik etmesi ile sonuçlanan İngiltere, Fransa ve ABD’de görülen ‘Burjuva Devrimleri’ ve oluşan ‘burjuva sınıfı.’

 

 

2-Geleneksel elitlerin tepeden inme devrimlerle iktidarı elinde tutan; asker, sivil bürokrat ve politik liderlerin oluşturduğu Faşizm. Almanya, İtalya, eski Yugoslavya ve benzeri ülkelerin yönetimi.

3-Kökeninde işçi sınıfının yer aldığı daha çok Asya toplumlarında gördüğümüz ‘Komünist Devrimler’. Rusya ve Çin. Bugün gelinen noktada ikinci ve üçüncü kategoride sözü edilen ülkelerin yönetim tarzları liberalizm eksenli yapıya dönüşmüş durumdadır.

        Osmanlının batılılaşma hareketi Tanzimat’la başlar, Cumhuriyetle resmileşir. Batılılaşmanın etkisiyle üç tarz siyaseti  Yusuf Akçura’nın tanımlamasıyla ortaya çıkmıştır: “Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük.” Batılılaşmanın en güçlü savunucusu Türkçülük hareketiyle Ziya Gökalp olmuştur. İslamcı çizgi; Mehmet Akif, Cemil Meriç, Nurettin Topçu ve Necip Fazıl ile gelişip büyümüştür. İttihat Terakkinin Ulus Devlet ideali ile Hegel’in ‘Ulus Devlet çizgisi’ ‘Yeni Cumhuriyet Dönemi Paradigmasının’ ana parametresini oluşturmaktadır. Buna kendi tarihi ve kültürel değerlerine nefret duyan “Türk aydınlanmacıları” öncülük etmiştir.

Dünyada karizmatik kadim şehirler, genellikle başşehirlerdir. İstanbul başta olmak üzere dünyadaki diğer kadim şehirlerde; ekonomi, kültür, sanat, eğitim ve siyaset yüzyıllar öncesinden inşa edilmesi ve bugün de bu canlılığı dinamik olarak sürdürmeleriyle öne çıkmışlardır. İstanbul’un fethinin yalnızca dini bir hassasiyet sebebiyle yapıldığını düşünmek yeterli değil, aynı zamanda haksızlık ve tarihi hafife almaktır. İstanbul sekiz bin yıllık kadim bir tarihin ve medeniyetlerin merkezidir. Cumhuriyetle birlikte yeni merkezin “Ankara’ya alınması” bu kadim kültürden, kimlikten, tarihten ve medeniyetten kopuşun ilk başlangıcıdır. Farabi, “Kadim şehirlerin ruhu vardır” diyor. Ankara, kadim şehirlerin ruhunu yansıtmayan bir kenttir, fakat şehir değildir.

Cumhuriyet, devlet eliyle kendi özel sektörünü, kimliğini, ekonomisini, kültürünü, eğitimini  ve siyasetini  kısaca yeni hayat  tarzını seküler moderniteye uygun olarak bütün kurum ve kuruluşlarıyla oluşturmaya başladı. CHP, batılılaşma ve modernitenin merkezidir. 1. ve 2. Dünya savaşları sonrası ortaya çıkan kapitalist seküler toplumun hiçbir hastalığı bizlerde bulunmuyorken, neden batılılaşmaya talip olduk? Türkiye batılılaşmasının entelektüel anlamda hiçbir karşılığı yoktur.  Batılaşma, birbirlerinden farklı yapıya sahip toplumlarda halkların kendi irade ve istekleriyle vücut bulmamış, tepeden inmeci bir anlayışla zorla kabul ettirilmiştir. Modernizasyon, Müslüman Osmanlı kimliğini muhafaza ederek devem etseydi, kendi tarihi ve kültürel değerlerinden soyutlanmayıp kendisi olarak kalsaydı, bizim için bir anlam ifade ederdi. Ancak bu zemin,  Cumhuriyetin ilanıyla kaybolmuş ve Kemalizm üç tarz siyaset anlayışını bitirmiş, ulusçuluk ve batıcılık ekseninde modernite çabaları başlamıştır. Batıda ve ülkemizde aklın, bilgi kaynaklarının üstünde tutulması, aklı kutsallaştırmıştır. Bu da bir ‘akıl tutulmasıdır’ der, Horkheimer. Modernite insanı araçsallaştırdı. İnsanlığa, teorikte özgürlük, eşitlik ve adalet vadetti. Fakat uygulamada onu pasifleştirdi ve bir eşyaya dönüştürdü. Oysa tabi akıl, hikmetin peşinde olan akıldır. Bilgi yoğunluğu yaşadığımız bu çağda aklın araçsallaştırılması özgür iradenin önünde büyük bir engeldir. Batı, hegemonyasını  savaş, sömürü ve milyonlarca insanın yok edilmesi, sürgünü ve topraklarının işgali ile tesis etmiş ve etmeye devam etmektedir.  Modernite insanlığa gözyaşı, ölüm, sömürü ve talandan başka bir şey bırakmamıştır. Bu da ancak barbarlıkla ifade edilir. Avrupalı modernistler; bu cinayetlerini gölgelemek, tüketim modelini, hayat tarzını empoze etmek için,  “Medenileşmenin”  “Modernleşmeden”  hiç farklı bir şey olmadığını anlattılar. Ve kendilerine bağlı kolonyalistleri yetiştirdiler. Artık batının sömürü düzenini savunacak yerli aydınlar ve din baronları ile iş tutacaklardır. Bu aydınlar kendilerine asla yanılmaz rehber ve yol gösterici rolü veriyorlardı. İnşallah önümüzde ki hafta bu küresel tezgahı yazmaya devam edeceğiz.

Vesselam.

Yorumlar11

  • Abdürrezzak sarın 5 yıl önce Şikayet Et
    Gerçekleti dile getirmişsiniz elinize sağlık
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Nezir Demircan 5 yıl önce Şikayet Et
    Sağolasın Mehmet Hocam.Bu konuda çok yararlandığımı ifade edeyim.Moderniteyi alet olarak kullanıp İslâmı küçük düşürmeğe çalışanlar,insaf ölçülerinden yoksundurlar.Yoksa yüce dinimiz,akla ve mantığa çok değer verir.Hürmetlerimle.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Lokman 5 yıl önce Şikayet Et
    Kaleminize ve yüreğinize sağlık Müdürüm. Çok güzel bir yazınız ve değerlendirme yapmışsınız. Allah'a emanet olunuz.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Mikail Alkan 5 yıl önce Şikayet Et
    Hocam güzel bir değerlendirme yapmışsınız. Elinize sağlık.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Ismek serkan 5 yıl önce Şikayet Et
    Güzel yazılarınız ve görüşleriniz için teşekkür ederiz. Kaleminize sağlık mehmet hocam
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat