Seçim Sonuçları Nasıl Okunmalıdır?

.

  • GİRİŞ06.04.2019 09:34
  • GÜNCELLEME08.04.2019 08:59

Türkiye demokrasi tarihinde bir yerel seçimi kesinleşmeyen sonuçlara göre tamamladı. Bu seçim seçmenin mesajlarını net olarak ortaya koyduğu bir seçim görüntüsünde. Türkiye, başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte, “İttifak Modeli” kurumsallaşmaya başladı. Şimdilik kaydıyla partilerin ortak çıkarları gözetilerek bir birlikteliğin kurulacağı görüldü. Yani ‘Başkanlık Sistemi’ güvenoyu aldı. AK Parti ve MHP Cumhur İttifakı, “Ülkenin Bekası” üzerine kurulurken, CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet’in “Millet İttifakı” açık bir ifadeyle “Erdoğan karşıtlığı” üzerine bina edildi. Gelişen ve değişen dünyayı iyi okuyan, sürdürülebilir ve ağır başlı doğru stratejiler üreten partiler yahut ittifaklar kazanacaklar, kaostan beslenenler, doğru bir strateji üretemeyenler ise kaybedeceklerdir. Kimlik üzerinden siyaset yapmak yerine vatandaşı, insanımızı merkeze alan adaletli bir siyasetin daha tutarlı olacağını öngörmeliyiz.

 

 

Bu seçimlerin tahliline gelince; AK Parti, yüzde 45’le birinci, Cumhur İttifakı yüzde 52 oranında aldığı oyla seçimin galibi, MHP ve CHP’nin kazançlı, HDP, İYİ Parti ve Saadet’in erime sürecinde olduğu bir sonucu yaşadık. Yani halkımız, bir taraftan “İstikrarın” devamını isterken diğer taraftan kaostan beslenmeye izin vermedi. Hayrete şayan enerjisiyle bu seçimin galibi Başkan Erdoğan’dır. Bahçeli’nin kararlı, istikrarlı ve sabırlı duruşu başarıyı perçinlemiştir. Bütün sol oyları konsolide eden Kılıçdaroğlu koltuğunu muhafaza etmeyi başarmıştır. AK Parti, başta İstanbul olmak üzere bazı il ve ilçelerde bazı sandık görevlilerinin resmi evraklar üzerinde sahtekârlık yaptıkları iddiasıyla seçim sonuçlarına itirazda bulundu. YSK, partilerin itirazlarını inceleyecek ve kararını verecektir. İddialar; yenilir, yutulur cinsten değildir. Bu bakımdan İstanbul’un kazananı da kaybedeni de henüz belli değil denebilir. Bekleyip göreceğiz. AK Parti Ankara, Antalya gibi bazı büyükşehirleri kaybetti. Halkalı’dan Gebze’ye hızlı ve konforlu trenler, Metrolar, Metrobüsler, Marmaray ve Avrasya ile Anadolu ve Avrupa’yı birbirine bağlayan ulaşımda imzası olan, İDO Genel Müdürlüğü, Bakanlık, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı yapmış, siyaset ve hizmetin çok değerli siması Binali Yıldırım gibi bir tecrübenin, pozitif bir insanın tercih edilmeyecek olması çok düşündürücüdür. Halkın tercihi Ekrem İmamoğlu yönünde sonuçlanırsa, bize düşen “hayırlı olsun” demektir.  Eğer itiraz sebebiyle sayım sonucunda Binali Yıldırım öne çıkarsa buna sevinirim. Zira Binali Bey, İstanbul için bir şanstır.  İstanbul ve İstanbullu kazanır.

ABD, Batı ve özellikle Yunan medyası, Erdoğan’a darbe! “Erdoğan Ankara ve Konstantinapol’ü kaybetti,” başlıklarıyla verdiler. CHP sözcüsü bir gazetenin, CHP sahillerden Anadolu’ya giriyor” ifadesiyle müstemlekecilerin bakışı arasında bir fark yoktur. Ankara’da Melih Gökçek, İstanbul’da Recep Tayyip Erdoğan seçimi kazandığında, bu müstemleke basını; “Ankara’dan sonra İstanbul’da düştü” dediler. Mütareke basınının eski Türkiye özlemcilerinin nefret, intikam ve aşağılama dolu iğrenç paylaşımları bizi yanıltmadı. Bu mahallede değişen bir şey yok. Boğaziçi Aşiretinin çocukları, Kürt halkını hep aşağıladılar ve buna bugün de devam ediyorlar. Seçim resmi olarak henüz sonuçlanmamışken; “Çeyrek yüzyıldır İstanbul’a yakışır bir aile fotoğrafına hasret kalmışım. Bu fotoğraf gönlümde çiçekler açtırdı. Teşekkürler İmamoğlu Ailesi” diyen, Mine Kırıkkanat’ın faşizan ve kibirli ifadesini kınıyorum. CHP sandığa itiraz ederse, “Demokrasinin gereği,” AK Parti itiraz edince, “yersiz, anlamsız ve provoke bir olay” olarak bakılması 1946’da Merhum Menderes dönemindeki gizli oy, açık tasnifi hatırlatıyor. Eğer iddia edildiği üzere 18 bin oy, şu ya da bu hilelerle CHP veya başka bir parti hanesine kaydırılmışsa ve kanıtlanırsa bu AK Parti’ye yapılmış büyük bir operasyondur. Bunun müsebbipleri bedelini çok ağır bir şekilde ödemelidir.

 

 

Özellikle kaybedilen büyükşehir, il ve ilçelerde AK Parti teşkilatı geniş bir revizyona tabi tutulmalıdır. AK Partinin terk ettiği veyahut gönül bağı kuramadığı, belediyelerde ve devlet bürokrasisinde kapısını adeta kapattığı; “garip gureba, fakir fukaraya” bırak kapısını gönlünü açmalı ve “kimsesizlerin kimi, ekmeği, aşı ve çorbası olmalıdır.” Halktan kopuk, camii ve mescide uğramayan, sivil toplum kuruluşların önünden geçmeyen, vatandaşın telefonuna çıkmayan ya da yerinde yoktur, dedirten, insanlar arasında mağrur ve kibirli dolaşan, halka karşı sorumluklarını yerine getirmeyen, horlayan, tepeden bakan, yalan söyleyen, aldatan, sözünde durmayan, insanları aşağılayan, kaba söz ve davranışlarda bulunan, muhteris ve kendisi olmayan yönetici ve partililerle çalışılmamalıdır. Temiz, dürüst, adaletli, ahlaklı, boğazından haram geçmeyen, ehliyet ve liyakat sahibi, söz ve davranışlarıyla emsal olan, usul ve adabı bilen insanlara yer verilmelidir.

Hayat pahalılığı ve işsizliğin önlenmesi, istihdamın arttırılması adına ekonominin düzeltilmesi için laftan ziyade sonuca yönelik tedbirlerin alınması için vatandaşın cebinden elini çekmeyen dolar spekülatörleri, gıda stokçuları ile kırmadan dökmeden akıllıca mücadele edilmeli, ekonomiye içten ve dıştan yapılan müdahalelere karşı etkili mücadele edilmelidir.

                 Cumhurbaşkanı Erdoğan yapmış olduğu bir toplantıda, Bağdat’ı işgal edip yerle bir eden Hulagu’dan bahisle ibret ve hikmet dolu tarihi olayı anlatır: “Hulagu Bağdat’ı işgal ettikten sonra zulmünü artırmış mala cana kıymış, halk bu durumdan rahatsız ancak bunu dile getirecek cesareti de kendilerinde bulamıyordur. Herkes yok mu bu zalimin karşısında hakkı söyleyecek biri diye hayıflanırken genç bir âlim bu tehlikeli görevi üstlenir. Genç âlim, Hulagu’nun huzuruna çıkar. Hulagu: “Beni buraya getiren sebep nedir?” Genç âlim, “Seni buraya bizim amellerimiz/yaptığımız işlerimiz getirdi. Bizler, Allah’ın verdiği nimetlerin kadir ve kıymetini bilmedik. Makam, mevki, zevk ve sefa peşine düştük. Allah (c.c)’da nimetini bizden çekip aldı. Şayet özümüze döner, bir birlerimizle uğraşmaktan, fitne, fesattan, yalan ve hileden azade olursak, tekrar devletimize döneriz. Siz de buradan çekip gidersiniz, ”der. Bütün temennimiz hak ve adaletin tecellisi, milletle gönül bağının tesisidir.

Vesselam.

Yorumlar15

  • Hüseyin YILMAZ 4 yıl önce Şikayet Et
    Mehmet abi ağzına yüreğine sağlık özümüze dönmedikçe hüsran, bela, musibet hep kapıda olur. Ancak çekirge bir zıplar iki zıplar her defasında biz dersimizi aldık diyorlar sonuç nafile halen de almamışlar yaptıkları eylemlerle bu aşikar... Selam ve hürmetlerimle
    Cevapla
  • Mehmet K 4 yıl önce Şikayet Et
    Güzel bir yazı
    Cevapla
  • Nezir Demircan 4 yıl önce Şikayet Et
    Evet Hocam,adamlarda önemli olan “Erdoğan karşıtlığı”dır.Yoksa aday olarak seçtikleri adamlar umurlarında değil.Yani seçimde önemli olan adaylarının kazanması değil,Tayyip Erdoğanın istenmemesidir.Bu nasıl bir irade,hayret!
    Cevapla
  • servet Doğan 4 yıl önce Şikayet Et
    Selamun aleyküm tek cümleyle bu yerel seçimi katakulleye getirdiler, haçlılar. Derhal bir yol bulunmalı ve seçim tekrarlanmalıdır.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • İsa Dilek 4 yıl önce Şikayet Et
    Seçim değerlendirmeniz oldukça isabetli ve samimi. Allah razı olsun
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat