23 Haziran’a Doğru

  • GİRİŞ01.06.2019 09:37
  • GÜNCELLEME03.06.2019 08:35

YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesine ilişkin gerekçeli kararı açıkladı. Seçimin yenilenmesi 16 Milyon seçmen iradesinin sandığa şaibesiz bir şekilde yansıması açısından oldukça önemli hukuki bir karardır. İstanbul seçiminin tekrarına sebep olarak açıklanan gerekçelere baktığımızda durum sanıldığından da daha vahim. 212 bin oya şaibe bulaştığını açıklayan YSK, 754 sandığa mevzuatına aykırı olarak kamu görevlisi olmayan banka ve kargo elemanı, belediye işçisinin sandık başkanı, sandık görevlisi olarak atandığını, oy kullanma hakkı olmayanların sandığa gitmelerini izah edemedi. Boş ve mühürsüz 108 sandıkta sayım döküm cetvelleri ve sandık sonuç tutanakları imzasız ya da kayıp. Böylelikle 30 bin 281 oy buhar olup uçmuş. Ölü, tutuklu ve zihinsel engelliler adına oy kullanıldığı seçim sandıklarında yapılan usulsüzlükler hemen herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Nasıl olur da bütün bunlar seçimin neticesine müessir olamaz? Muhalefet, bunlara rağmen; “kabul ama YSK, hırsızlık var, oylar çalındı” demiyor, gibi ürettikleri düzmece kavramlar üzerinden kendilerini avutmaya çalışıyorlar. Ankara’da seçim sonuçlarına yapılan itirazını reddi, “yargının zaferi,” İstanbul’da seçimin yenilenmesi “yargı darbesi” olarak bakılması garabet halidir.

 

 

Seçimlerin doğru, meşru, demokratik ve haklı olabilmesi için CHP, ne istiyor, ne bekliyor ve ne hedefliyorsa o yönde tavır alınmalı, yazılmalı ve karar alınmalıdır. Zira meşruiyetin kaynağı CHP’dir. Hukuk, demokrasi ve insan hakları CHP’nin istediği doğrultuda işliyorsa bir anlam ifade eder. Aksi halde darbe, çete, hakaret, aşağılama, yalan, hile, aldatma küfür ve hakaret hak getire… İşçiyi, emekçiyi işinden atmak, ülkene sığınan mazlum mülteciyi aşından ve ekmeğinden etmek CHP’li belediye yapıyorsa haklıdır! Siz istediğiniz kadar “kızgın demiri soğutma” deyiniz, ülkenin âlî menfaatleri uğruna Cumhuriyet tarihinin en kritik meselesinde en cesur adımları atmanızın karşılığı “hendek” oldu? “direniş” oldu. Bunun Kürt kardeşlerimizde değil ama top yekün seküler muhalefette bir karşılığı yoktur, olmadı, olmayacak. Oyunun kuralı “yalan, hile ve aldatma.” Buna inanmaya hazır binlerce insan var. İBB’de, “60 bin bankamatik çalışan” olduğuna inananlar olduğu gibi. En azından çamur at izi kalsın. Biri Eyüp Sultan’a gider dua eder, diğer “inandığınız Allah’ınız sizin de belanızı versin,” der. Unutulmamalıdır ki 23 Haziran’a kadar her gün yeni bir yalan dolaşıma sokulacaktır.

Bayram sonrası yarış iyice hızlanacak. Çıkacağımız Ramazan, Bayram ve medeniyetimizin o naif ve güzel diline her zamankinden daha fazla ihtiyaç olacak. Başarı,  rakiplerin yalan, hile ve aldatmalarını anlatmak ve günü doldurmakla elde edilmeyeceğini bilmemiz gerek. Tebessümü elden bırakmadan İstanbul için yapılacakların anlatılması gerekmektedir. Yazılı ve görsel basın, sosyal medya sorumlu, duyarlı ve tutarlı davranmalıdır. Trollerin tahrifatına ve iletişim güvenliğine zarar vermelerine izin verilmemelidir. Farklı saiklerle sandığa gitmeyen kırgın, küskün, dargın ve kızgın insanların kapıları çalınmalı, taleplerine samimi, dürüst, inandırıcı ve çözüme odaklı cevaplar verilmeli, verilen sözler hayata geçirilmeli ve süreç itina ile takip edilmelidir. Yerine getiremeyeceğiniz sözleri vermemelisiniz. Halkın ekonomik, siyasi ve sosyal birçok sorunları var. Bunların çözüm yolu iktidardır. Siyaset halka müspet yönde dokunabiliyorsa başarılı olur. Çevreyi terk edip merkeze çekildikçe yani halktan koptukça erime hızlanmakta. Gelen şikâyetleri gözönüne aldığımızda; 31 Mart seçimine doğru bazı bakanlık birimlerinin her hangi bir araştırma ve inceleme yapmadan ceza yağdırmaları, trafik cezaları, bazı yerel yöneticilerin halka tepeden bakmaları, adaletsizlikleri ve sorumsuzluklarının faturası iktidara kesilmiştir. Sandığa gitmeyen seçmenin kahir ekseriyeti daha önce AK Parti’ye oy vermiş seçmenler olduğu bilinen bir gerçektir. Başkan Erdoğan’ın, parti teşkilatına yönelik, “çalmadığınız kapı sıkmadığınız el sizin değildir” ifadeleri, tam ve katıksız bir şekilde hayata geçirilmelidir. Sandığa sahip olunmalı, seçmenin iradesine müdahale edilmesine izin verilmemelidir.

 

 

Şu ana kadar adayların, plan ve proje bazında söylemlerine baktığımızda; Marmaray, Avrasya, 3. Havalimanı ve 3. Köprü gibi devasa büyük hizmetlere imza atan Binali Yıldırım’ın yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. CHP’nin mazisinde böyle büyük projeleri hayata geçirdiği görülmüş değildir. O halde İstanbul politik fanatizme kurban edilmemelidir. Suların akmadığı, çöp dağlarının biriktiği, grevlerin milleti canından bezdirdiği, çevre kirliliğinden etrafın görülmediği, o kötü yılların olumsuz hatıralarının tekrar yaşanmaması en kalbi temennimizdir.

23 Haziran İstanbul seçiminin milli iradenin tecellisi olması arzusuyla Ramazan Bayramının milletimize, İslam âlemine hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim.

Vesselam.

Yorumlar11

  • SONUÇ 4 yıl önce Şikayet Et
    Her şey aynı. hatalı seçim kurulları oluşturan aynı seçim müdürleri aynı seçmen listeleri ile farklı bir sonuç için seçim yapılacak bakalım SONUÇ ne olacak
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Tolga Han DOĞAN 4 yıl önce Şikayet Et
    Hak yerini bulmuştur.İnananlar ve gayretli Vatanseverler sayesinde Hırlısı Hırsızı Hayini Çakalı Gün Yüzüne Çıkmıştır.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • halil 4 yıl önce Şikayet Et
    güzel
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • İsa Dilek 4 yıl önce Şikayet Et
    Seçimlerin neden iptal edildiğinin meşruiyetinin kaynağının CHP diyerek ilginç bir perspektiften bakmışsınız. Kaleminize sağlık hocam
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Emrah Polat 4 yıl önce Şikayet Et
    Yine muazzam bir yazı olmus. Zillet ittifakının adayının projeleri hiç dile gelmiyor. Biz çok iyi biliyoruz ki kendisi bir proje... Allah milletimize basiret versin
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat