Sezai Karakoç ile Cahit Zarifoğlu omuz omuza..

.

  • GİRİŞ07.06.2019 10:41
  • GÜNCELLEME10.06.2019 09:21

Cahit Zarifoğlu, 7 Haziran 1987'de, 47 yaşında aramızdan ayrıldı.

 

 

Cahit Zarifoğlu ile 1977’den 1987’ye kadar, tam on yıl ilişki içindeydim. Mektuplaşmalar, ziyaretler ve sohbetlerinden istifade çabaları.. Bu ilişkinin hayatıma derin etkileri oldu..

Şiire ilgim, sözkonusu ilişki sayesinde heves olmanın ötesinde benim için sorumluluk haline geldi.  

 

 

Yönlendirmesiyle, temas halinde olmam gereken İslami kaynaklara ulaşabilmek için ilahiyat okudum. Kaynakların önemini kavradım. Üstatlardan öğrenecektim, nasıl yararlanacağımı; öyle de oldu.

Takip edebildiğim kadarıyla Necip Fazıl Kısakürek - Cahit Zarifoğlu ilişkisi, Sezai Karakoç’u nasıl izleyeceğimi öğretti bana, diyebilirim. Cahit Zarifoğlu’ndan öğrendim Diriliş görüş ve hareketini; öyle kısa ama özlü bir şekilde anlattı ki hayat boyu Sezai Karakoç’un çizgisinde niçin yürümem gerektiğini hemen anladım.

Dahası kültür, sanat, edebiyat ve siyaset dünyasında Sezai Karakoç’u örnek alarak İslami bir duruş, Hüseyni bir tavır sahibi oldum; kalıcı dostluklar edindim. 

Şairin diğer şairlerle ilişkisi, özellikle bir üstada bağlanması bir bilinç durumu, hatta düzey meselesidir. Çağımızda dergaha kırk yıl düzgün odun taşımak demek üstadın ayak izlerini takip ederek meseleleri hakikate götürmek demektir, ana ilkeleri güncel olaylara uygulamak..

5 Haziran 2019, Çarşamba; Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde Sezai Karakoç ile bayramlaşma fırsatı buldum. Yüksel Kanar ile Haseki'de bulunan Yüce Diriliş Partisi İstanbul İl Başkanlığı’na gidip sohbetinden istifade etmeye çalıştık.. 

Katılım bir hayli fazlaydı. Üstat, bayramlaşmadaki canlılıktan güç aldı, moral buldu. Güzel bir bayram konuşması yaptı, tek kurtuluşun İslam Birliği politikası olduğunu anlattı.

Sezai Karakoç konuşmasında İslam aleminin durumunu değerlendirdi. Mısır'da İhva-ı Müslimin'in ABD ve Avrupa’nın bir oyunu olan Arap Baharı'na gafil yakalandığını hatırlattı.  ''İmkanımız olsaydı, uyarırdık.. Uyaramadık.'' dedi. Diriliş hareketinin esaslarının İslam milleti, İslam ülkesi, İslam medeniyeti ve İslam devleti olduğunu belirtip tek tek açıkladı. Konuşmadan önce ve sonrasında başkanlık odasında sohbet etme fırsatı bulduk.

Sezai Karakoç’u dinlerken, otuz yıl önce kaybettiğimiz Cahit Zarifoğlu’nu, sohbetlerini hatırladım.. Hakikate sadakat, İslam milletinin birliğini savunma, dertleriyle dertlenme ve problemlerin çözümüne katkıda bulunma çabasıyla Cahit Zarifoğlu’nu Sezai Karakoç’un yanında  düşündüm.. Necip Fazıl Kısakürek, Büyük Doğu Partisi’ni kapatmak zorunda kalmıştı; lideri olduğu partiyle mücadele edememişti. Böyle düşünmemde ziyaretçiler arasında Selahattin Eş’i ve birkaç eski dostu da görmüş olmam etkili olabilir. 

Cahit Zarifoğlu hayatta olsaydı Yüce Diriliş Partisi kadrolarının ön saflarında Sezai Karakoç’la omuz omuza mücadele ederken görebilirdik, dedim kendi kendime. Cahit Zarifoğlu'nun Sezai Karakoç’un lideri olduğu Yüce Diriliş Partisi'ni bırakıp başka partilerde siyaset yapacağını düşünmek imkansızdır.

Cahit Zarifoğlu’nun eserlerini, özellikle bazı şiirlerini okumak, özlemi dindirmese de katlanılır kılıyor. Aynı dertleri paylaşmak ise zaman ve mekan perdelerini ortadan kaldırıp gönülleri buluşturuyor. 

İslam milleti, şairlerinin aydınlattığı Sırat-ı Müstakim üzere ilerleyerek dokuyor hayatı ve tarihi.. Şairleri susmadıkça, elbette İslam’ın küfür karşısındaki şanlı mücadelesi kesintisiz sürecektir.

Yorumlar2

  • fergan 4 yıl önce Şikayet Et
    İslam mefkuresi ve şuurlanma çalışmaları neden bir vakıf ya da dernek çatısı altında değil de siyasi partiler kanunu çerçevesinde hareket etme zorunluluğu bulunan bir siyasi parti oluşumunda icra ediliyor. Türkiye'de müslümanların siyasi tarihi ve mücedelesi düşünüldüğünde üstadın kurduğu YDP'nin nasıl bir katkısı oldu? veya bir katkısı oldu mu? veya nitelikli müslümanların/insanların siyasete katkısına engel mi olunmaktadır? gibi kendime sorular sormaktayım.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Baki Fani 4 yıl önce Şikayet Et
    Yerinde ve samimi tespit için şükranlarımı sunarım. Bu yorumunuzu bir analiz sorusu olarak sorup; liyakatli, ehli gönül, ehli fikir dairesinde istişare edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat