Aile toplumunun çekirdeğidir

.

  • GİRİŞ02.09.2019 09:23
  • GÜNCELLEME03.09.2019 10:50

Kuran-ı Kerim, "İçinizden bekar olanları evlendirin / nikahlayın" (24 Nur Suresi; Ayet:32) ayeti ile Müslümanları evliliğe yönlendirmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) de evlilik kurumuna büyük önem vermiş ve sünnetiyle İslam toplumunu yönlendirmiştir.

 

 

Kuran-ı Kerim, şöyle dua edilmesi gerektiğini bildirmektedir:

"Eşlerimizden ve soyumuzdan göz aydınlığı olacak çocuklar armağan et ve bizi takva sahiplerine imam / önder kıl" (25-Furkan Suresi, Ayet: 74)

 

 

Kadın-erkek ilişkisi, Allah’ın emri olarak nikah ile meşruiyet kazanmaktadır; dolayısıyla mümin eşler, hayatın nimet ve zorluklarını paylaşmak için, zevk almak ya da soyunu devam ettirmek için değil, Allah emrettiği için, Allah’a itaat etmek için imanları gereği evlenmişlerdir:

 ’Allah size kendi cinsinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar türetti; sizi güzel ürünlerle rızıklandırdı. Onlar yine de bâtıla inanıp Allah’ın nimetine karşı nankörlük mü ediyorlar?’’  (16-Nahl Suresi; Ayet: 72)

Allah'ın indinde kullukta herkes, erkek de kadın da eşittir:

‘’Müslüman erkekler, müslüman kadınlar; mümin erkekler, mümin kadınlar; ibadet ve itaat eden erkekler, ibadet ve itaat eden kadınlar; özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar; sabreden erkekler, sabreden kadınlar; gönlünü ibadete vermiş erkekler, gönlünü ibadete vermiş kadınlar; (Allah için) yardım yapan erkekler, yardım yapan kadınlar; oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar; iffetlerini koruyan erkekler, iffetlerini koruyan kadınlar; Allah’ı çokça anan erkekler, çokça anan kadınlar; işte bunlar için Allah büyük bir ödül hazırlamıştır.’’ (33-Ahzâb Suresi; Ayet: 35)

Tarih boyunca batıl yaklaşımlar yüzünden mağdur olan "kadın" ikinci sınıf insan muamelesi görmüş ve kişiliği gözardı edilip dişiliği ön plana çıkarılarak ezilmiştir-sömürülmüştür. '’Kadın" bir şahsiyet olarak sadece Allah'ın dini olan İslam'da onurunu/izzetini kuşanabilmiş ve rolünü hakkıyla icra edebilmiştir.

Allah'ın indinde üstünlük ne sınıfsaldır / etniktir(kavimseldir) ne erkeğin ne de kadınındır, üstünlük sadece takva iledir:

‘’Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.’’  (49 - Hucurat Suresi; Ayet: 13)

Evlilik; bir kemal arayışıdır; sevgi / saygı, emek, sadakat, anlayış ve fedakarlık ister. Evli çiftler, dünya hayatı denilen imtihan sürecinde dosttur, sırdaştır, sevinci de hüznü de varlığı da yokluğu da beraberce paylaşır. Kendisinden sorulacağımız / sorgulanacağımız Kur'an'dır:

‘’Şüphesiz bu Kur’an hem senin için hem de toplumun için bir hatırlatmadır ve bir şereftir. Yakında ona uyup uymadığınızdan sorguya çekileceksiniz.’’ (43 - Zuhruf Suresi; Ayet: 44)

İslam toplumunun temelinde Kur’an-ı Kerim vardır; mümin erkek ve mümine kadının nikah ile gerçekleştirdiği evlilik, inanç toplumunun temelini oluşturan Allah ile iletişimdir:

‘’İşittik ve itaat ettik. Bağışlamanı dileriz ey Rabbimiz! Dönüş de ancak sanadır, dediler.”  (2-Bakara Sûresi; Ayet: 285).

Eşler seçtikleri İslami yaşam tarzıyla ilahi iradeye uyum sağlama çabasına girmişlerdir artık. Kim takvayı kuşanırsa (erkek kadın farketmez) üstün olan odur:

 ‘’Bir mümin erkek veya bir mümin kadının, Allah ve resulü bir emir ve hüküm verdiklerinde artık işlerinde bundan başkasını seçme hakları olamaz. Allah’ın ve resulünün emrine itaat etmeyenler doğru yoldan açıkça sapmışlardır.’’  (33 Ahzâb Suresi – Ayet: 36)

Nikah, hem Allah ile iletişim olarak hem de eşler arasındaki bir iletişim olarak tevhit inancının en somut tezahürüdür. Kuran-ı Kerim, nikahı, kocanın önce Allah’a sonra da eşine verdiği ‘sağlam bir teminat’ olarak niteler:

‘’Onlarla bir yastığa baş koyduğunuz halde ve onlar sizden sağlam bir ahit almışken, siz onlardan mehirlerini geri nasıl alırsınız?’’  (4-Nisa Suresi; Ayet:21)

Nikahla tesis edilen aile, İslam toplumunun çekirdeğidir. Kadın-erkek, ebeveyn-evlat ilişkisi, İslam’a göre ahlakı güzelleştiren erdem temeli üzerinde, adalet, merhamet ve şefkat ekseninde oluşmaktadır. Evlilik sayesinde eşler nefis zindanından kurtulmaktadır. Sevgi, doğruluk, bilgelik, şecaat, iffet, cömertlik, adalet ve merhamet gibi erdemler Allah'ın emirleri ve Müslümanların hayatını şekillendiren değerlerdir:

 ‘’Allah’ın varlık ve kudretini gösteren tarihin yasası olarak; kendilerine ısınmanız için, size içinizden eşler halinde yaratması, birbirinize karşı sevgi ve şefkat var etmesidir. Elbette bunda, düşünen kimseler için ibretler vardır.’’  (30-Rum Suresi; Ayet: 21)

Kuran- Kerim, evliliğin mahiyet ve keyfiyetine yönelik sınırlarını bildirmiştir, erkek ve kadını sosyal gerçeklik içinde somut bir biçimde tanımlamıştır, nerde/nasıl durması gerektiğini vaaz etmiştir, müslüman erkek ve kadınların birbirlerine güvenilir dostlar/yardımcılar oldukları özellikle vurgulanmıştır:

‘’Âmâ, topal ve hasta gibi özürlülerin, evlerinizde yemek yemelerinde bir sakınca yoktur. Sizin de eş ve çocuklarınızın evlerinden, babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarları size teslim edilmiş olup bakımını üstlendiğiniz yerlerden yahut da arkadaşlarınızın evlerinden izinsiz yiyip içmenizde bir günah yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah tarafından bereketli ve feyizli bir sağlık ve esenlik dileğiyle birbirinize selâm verin. Allah, düşünüp hikmetini anlamanız için size âyetlerini işte böyle açıklamaktadır.’’  (24 Nur Suresi; Ayet: 61)

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat