3 Şubat’ta yapılan CHP genel kongresinde genel başkan adayı olan Muharrem İnce, “CHP’nin genel başkan adayı doğal cumhurbaşkanı adayıdır kaçamaz. Partiyi ben yöneteyim ülkeyi başkası yönetsin. O zaman koltukta neden oturacaksın ki?” dedikten birkaç ay sonra aday olup genel başkanının izinde olduğunu kanıtlayarak bizleri yanıltmadı.

İnce’nin “ 2019 seçimini de Erdoğan çok rahat kazanır” diyerek nasıl öngörülü olduğunun altını da çizmemiz gerekli. CHP’de az bulunan bir siyasi akla sahip İnce’yi bu açıdan tebrik etmemiz lazım. Gerçi o da aday olduktan sonra değişti ama en azından geçmişteki görüşleri ortada.

Peki, Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’yi tıpkı Sarıgül taktiğiyle minder dışına mı çıkarmak istiyor? Evet, aslında Kılıçdaroğlu’nun böyle bir planı olduğu Ankara kulislerinde söylenen ve kamuoyuna yansıyan bir durum. Muharrem İnce de bunu mutlaka hesap etmiştir.

İnce, Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy oranını yüzde 1 bile arttırsa ki, bütün çabasını ve enerjisini bu yönde harcayacak, ondan sonra Kılıçdaroğlu’nu devirmek için eline en güçlü kozu alıp, olağanüstü kongre isteyecek. Kılıçdaroğlu, İnce’yi tasfiye etmeyi planlarken CHP’de kazan kaynayacak ve genel başkanlık koltuğu İnce’ye geçecek.

Çünkü şu görünen bir gerçek ki, Kılıçdaroğlu’nun İnce’yi açıklarken ki tavrı siyasi etik olarak yerlerdeydi. Bir genel başkan partisinin Cumhurbaşkanı adayını “Gel buraya Muharrem İnce” diye açıklar mı? Orada gösterilen tavrın özeti şuydu: Sen, benim gösterdiğim bir adaysın, benimle arandaki farkı hiçbir zaman unutma.

Şimdi bir tarafta Başbakan Binali Yıldırım ve Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı açıklarken ki, tavrı, devlet nizamını, tertibini, ahlakını düşünün. Bir de CHP ve adayının. Kesinlikle AK Parti ile CHP arasında yüzyılları aşan bir fark var. CHP hala ilk çağda iken, AK Parti yeni çağa geçmiş durumda.

Son sözü yine dün asansörde bir türlü gidemeyip zemin katta kalan İnce’ye verelim: CHP bu kafayla iktidar olamaz. Daha asansöre binemiyoruz.”

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner