CHP bilmem kaçıncı seçimini kaybederken kaset sonrası gelen başkan da 9. Seçimini kaybederek kendi rekorunu kırarak tarihe geçmesini bildi.

CHP’nin seçim akşamı şizofren seçmenine hepimiz şahit olduk. Bir de Kılıçdaroğlu var ki, onun durumu çok daha karmaşık. Nasıl bir ruh haline sahip olduğunu bilim adamları henüz bulamadı.

Muharrem İnce çıkmış CHP genel başkanlığı koltuğunu almak için resmen taarruz eylemiş ama Kılıçdaroğlu hala başka bir evrende bir şeyler anlatıyor.

Basın toplantısından bahsediyorum: Agresif, sinirli ne dediğini bilmeyen bir ruh haliyle mikrofonla bile kavga edecek düzeye gelmiş. Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik etmesi zoruna gitmiş ve hala bir şeyler söylüyor ‘Tek adam’ falan izlerken gülüyoruz tabii. Soruyu soran muhabir de sırıtıyor. Yani Türkiye olarak eğleniyoruz. Seçim sonrası hakkımız tabii. O kadar yoğun tempo, stres v.s. İşte tüm bunlara karşı Kılıçdaroğlu ilaç gibi geliyor. Hele şu cümlesi bizi bizden alıyor. İki gündür açıp açıp şu cümlesine gülüyoruz. “Seçimin kaybedeni AK Parti’dir.” Aynen canım bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan var. Sonuçta o da AK Parti Genel Başkanı.

Artık Kılıçdaroğlu için yolun sonu görünüyor. Çünkü kendisi şimdiye kadar asla siyasi bir figür olamadı. Zaten milletin de CHP’ye ne kadar teveccüh ettiği 1950’den beri ortada.

Terör örgütünün siyasi uzantısı partiyi Meclis’e sokan CHP elbette bunun hesabını millete verecektir. Daha dün Ağrı’da bir bakkal kardeşimizi katleden bu vampir sürüsünün partisini taşıma oylarla Gazi Meclisi’mize yerleştiren CHP tarihe terör örgütü yandaşı olarak geçmiştir.

O kadar asker ve polisimizi şehit ve gazi vermişiz. Nice evlatlarımız yetim kalmış. Nice bacılarımızın göz yaşları dinmemiş ama sen küçük siyasi hesaplar uğruna terör örgütünün uzantısına devletin şehit aylığından kesilen parayı hediye etmişsin.

Bu yüzden artık şehit cenazelerinde çelenklerin parçalanıyor ve vekillerin kovuluyor. Sen cesaret bile edemiyorsun bir şehidin tabutuna omuz vermeye.

İşte CHP’nin özeti budur: Şimdi sizi artık kendi gündeminizle baş başa bırakıyoruz. İnce, Kılıçdaroğlu’na izotop mu öğretir? Kılıçdaroğlu ona SSK nasıl yönetilir onu mu anlatır bilemeyiz.

İşte kongre salonu, işte havada uçmayı bekleyen sandalyeler. Şimdiden ikinize de başarılar. Hadi bakalım ilk sandalyeyi masum olanınız atsın.