Kaşıkçı olayını FETÖ ile savunmaya kalkıyorlar

.

  • GİRİŞ12.10.2018 08:33
  • GÜNCELLEME13.10.2018 09:40

FETÖ’DEN MEDET UMMAYA BAŞLADILARSA DURUMLARI ÇOK KÖTÜ DEMEK Kİ
Suudi Arabistan’ın en önemli yayın organlarından olan Al Arabiya, Kaşıkçı meselesinde Riyad yönetimine yönelik suçlamaları yalanlamaya çalışırken, FETÖ tetikçilerine sığındı.

Firari FETÖ üyesi Emre Uslu Kaşıkçı olayında Türk emniyetini yalanlayan, Türkiye’yi itham eden paylaşımlarda bulundu.
Al Arabiya televizyonu ise FETÖ teröristi Uslu’nun twitter paylaşımlarını manşetten haber yaptı.
Üstelik o yalan haberlerde firari teröristi “Türk akademisyen ve köşe yazarı” diye tanıttı.

Al Arabiya’nın Kaşıkçı savunmalarında kullandığı dil de enteresan.
15 Suudi görevli İstanbul’a gelip, başkonsolosluğa giriyor kısa süre sonra Türkiye’yi terk ediyor.
Yaklaşık 17 saatlik bu sürecin tüm görüntüleri ortaya çıktı.
15 görevlinin kim oldukları da ortaya çıktı.
İçlerinde emniyet yetkilileri de var adli tıp uzmanları da.
Ama Al Arabiya 15 kişilik heyetin “turist” olduğunu iddia ediyor.
Tüm haberlerinde “15 Suudi turist” ifadesini kullanıyor.
Adamlar İstanbul’da sadece 17 saat kalmışlar, buna turist diyorlar.
Yani 15 turist, Riyad’dan kalkıp İstanbul’a gezmeye geliyor, bir günü bile doldurmadan, “hadi bu kadar gezmek yeter” deyip, geri dönüyor.

Suudi Arabistan ve BAE’nin en etkin yayın organının Kaşıkçı olayındaki suçlamalara karşı FETÖ teröristinden medet umması ve görüntüleri ortaya çıkan Suudi timinden, “İstanbul’a gezmeye gelen 15 turist” diye bahsetmesi nereden bakarsanız bakın, komik bir durum.

 

 

Trump’ın Kaşıkçı olayını sahiplenmesi de ilginç.
Ülkesinde Trump’a yönelik büyük baskı var.
“Suudi Arabistan senin müttefikin ama adamlar kalkıp Amerika’da çalışan bir gazeteciyi öldürüyor, bunun hesabını sor” diye Amerikan başkanına pres uyguluyorlar.

Trump bu nedenle Kaşıkçı olayına sahip çıkıyor olabilir.
Değilse Suudi Arabistan için çanlar çalıyor demektir.
Çünkü eğer Trump bu sahiplenmeyi ciddi ciddi yapıyorsa o zaman farklı bir tablo ortaya çıkabilir.

ABD Başkanı, bir süredir Suudi Krallığını “bedava petrol ver” diye tehdit ediyordu.
Hemen ardından Kaşıkçı krizi patlak verdi.
Şimdi Trump eğer baskıları püskürtmek için değil de hakikaten Kaşıkçı meselesine sahip çıkıyorsa o zaman akıllara şu geliyor, “Trump gaza getirip, her dediğini yaptırdığı Riyad’daki dostlarını ortada bırakabilir”.

Bu nasıl olur?
Trump toplam değeri 2 trilyon dolar olan Suudi petrol şirketi Aramco’yu da istemiş, Kral Selman halka arzı durdurmuştu. Sonrasında da Trump’ın “ben olmasam orada 2 hafta oturamazsın” tehdidi gelmişti.

Kaşıkçı’yı Suudi yönetiminde ABD ve İsrail etkisindeki grup ortadan kaldırdıysa, Trump istediğini alamadığı takdirde o ekibi her an satabilir.

Meseleye bu pencereden bakınca dışardan birileri Suudi yönetimindeki etkin azınlığa Kaşıkçı konusunda infaz izni veya telkini vermiş, o onayın ardından Kaşıkçı krizi orantısız ve düşüncesiz güçlerin bir araya getirilmesiyle bu noktaya kadar sürüklenmiş diyebiliriz.
Aynı kişiler şimdi Riyad’daki etkin azınlığa “istediğimizi vermezsen bu işte seni ortada bırakırız” mesajıyla tehdit ve şantajda son perdeyi oynuyor olabilirler.

Tekrar edelim.
Suudi Arabistan halkını hatta Kraliyet ailesini, hanedanını Kaşıkçı meselesinden de İslam dünyasında diğer yapılanlardan dolayı da top yekun suçlamamalıyız.
Bu işlere kalkışanlar, tehditlerle birilerinin komutasına girenlerdir.
Şimdi zor durumda kaldıkları belli.
Ya daha fazlasını verip, bu çukurdan kurtarılmayı bekleyecekler.
Ya da tasfiye olacaklar.
FETÖ’den bile medet umar hale geldiklerine göre içine düştükleri durum hakikaten vahim.

 

 


 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat