Erdoğan'ın Filistinli vekilleri kabul etmesine çıldırdılar

  • GİRİŞ05.02.2019 08:43
  • GÜNCELLEME06.02.2019 08:44

Başkan Erdoğan geçtiğimiz hafta sonu İsrail Parlamentosunun Filistin asıllı milletvekillerini kabul etmişti. O görüşme ırkçı Lieberman’ın bir hayli canını sıktı.

 

 

Savunma Bakanlığından istifa eden Evimiz İsrail Partisi genel başkanı Avidgor Lieberman, 9 Nisan’daki seçime hazırlanırken, Knesset’teki Filistin asıllı milletvekillerin Türkiye ziyaretinde Başkan Erdoğan ile yaptıkları görüşmeye tepki gösterdi.

Türkiye’nin Suriye’de PKK terör örgütüne yönelik operasyonlarında İsrail Başbakanı Netanyahu PKK teröristlerini savunmuştu. Lieberman da bu ziyaretten yola çıkarak Arap milletvekillerine PKK teröristlerini de ziyaret etmeleri çağrısında bulundu.

 

 

Lieberman çok net şekilde PKK ile Kürtleri aynı kefeye koyup, PKK teröristleri için “Kürtler” ifadesini kullandı.

Filistin asıllı vekillerin Başkan Erdoğan’ı ziyaret etmeleri İsrail rejiminin PKK terör örgütüne verdiği desteğin bir kez daha açığa çıkmasına da yol açtı.

İsrail’in Türkiye düşmanlığı sadece PKK teröristlerine kucak açmakla sınırlı değil. İşin bir de Türk vatandaşlarının Kudüs ziyaretlerine yönelik engelleme boyutu var.

Dünyadaki neredeyse bütün ülkelerin Ortadoğu başlığı içerisinde İsrail-Filistin politikaları mevcuttur. Türkiye bunu bir adım daha ileri taşımış ve Filistin politikasının yanına bir de Kudüs politikası eklemiştir.
Bu anlamda Türkiye’nin hiçbir ülkenin Dışişlerinde olmayan “Kudüs Politika” başlığı vardır.

Türkiye Türk vatandaşlarının Umre ziyaretlerine Kudüs-Mescid-i Aksa programlarını eklediğinde İsrail’in tepkisiyle karşılaşmıştı.
Başkan Erdoğan’ın girişimleriyle Türkler son yıllarda Kudüs’ü sahipsiz bırakmadılar.
İsrail’in bu adıma yönelik hamleleri oldu.
Mesela Mescid-i Aksa’ya Türk bayrağıyla girişler yasaklandı, Türk bayrağı taşıyanlar göz altına alındı.
İsrail polis ve askerleri Kudüs’te ay yıldızlı bayrak avı başlattı.
Sonraki adımda Türk vatandaşlarına yönelik göz altılar sıklaştı.
Ve nihayetinde Türk vatandaşlarının yılda birden fazla Kudüs ziyareti yapmalarına yasak getirildi.

Sadece Kudüs’te değil, İsrail Gazze’de de Türk bayrağına tahammül edemiyor. Kudüs’te ay yıldızlı bayrağımızı yasaklarken, abluka altındaki Gazze’ye sınırdan ateş açan İsrail askerleri 4 Temmuz günü elinde Türk bayrağı taşıyan Filistinliyi vurmuştu. Türk bayrağı taşırken keskin nişancıların hedefi olan bir başka Filistinli ise 22 Temmuz’da şehit edilmiş, cenazesi ay yıldızlı bayrağımıza sarılmıştı.

Filistin’de TİKA başta olmak üzere Türkiye’nin Filistinlilere yönelik yardımlarını yürüten kurumlara da bir çok engellemeler çıkarılıyor. Oysa aynı İsrail, FETÖ’nün bu bölgedeki yapılanmasını destekliyor.

İsrail medyası 2014 sonrası Türkiye’nin Kudüs’e olan ilgisinden rahatsızdı.
2017 Mayıs ayında Ha Yom gazetesi, “Erdoğan Kudüs’ü Türkleştiriyor” manşetiyle bu tedirginliği dile getirmişti.

Trump’ın 6 Aralık 2017’deki Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etme hamlesine de en sert tepki Türkiye’den gelmiş, Başkan Erdoğan’ın girişimleriyle o skandal karar BM Genel Kurulunda kadük hale getirilmişti.

İsrail işgal ettiği topraklarda zulüm üstüne zulüm yaparken, en büyük korkusu Türkiye çünkü biliyor ki Arap coğrafyasında kurdukları tezgahı ancak ve ancak Türkiye bozabilir.

Nitekim Arap vekillerin ziyaretinin peşinden İsrail’in son dönemde bir takım sıkıntılar yaşadığı Ürdün Kralı Abdullah’ın da Başkan Erdoğan’ı ziyaret etmesi İsrail’in tedirginliğini daha da arttırdı.

Gelinen noktada bir grup Filistinli vekilin Başkan Erdoğan’la görüşmesi İsrail tarafından “PKK teröristleriyle de görüşün” şeklinde bir reaksiyona yol açabiliyor.

Açıkçası bu durum Filistin topraklarını işgal eden gaspçı Siyonist rejimin, bir hırsızın girdiği evde duyduğu tedirginliğin aynısını iliklerine kadar yaşadığını gösteriyor.

Başkan Erdoğan’ı ziyaret eden Arap vekillerle ilgili bir de not verelim. Nasıl oluyor da bir Filistinli İsrail parlamentosunda milletvekili olabiliyor, diyenler çıkabilir. Filistin dört ayrı toprak parçasına bölünmüş durumda. Kudüs, Batı Şeria, Gazze ve 48 şehirleri. 48 şehirleri 1948’de İsrail işgal devleti kurulduğunda İsrail haritasına dahil edilen bölgelerdir. Yafa, Umm Fahm, Berşeba, Akka, Hayfa gibi Arap şehirlerinde 2 milyondan fazla Filistinli vardır. Sürgün edilenlerin dışında orada kalmayı başaran bu Filistinliler, İsrail tarafından “Arap vatandaş” olarak adlandırılır. İsrail kimliği olan bu Filistinliler aynı zamanda seçimlere girip, yine 48 şehirlerinde yaşam mücadelesi veren Filistinlilerin oylarıyla seçilme şansına sahiptirler. 48 şehirleri, Kudüs, Batı Şeria ve Gazze olmak üzere birbirinden ayrılmış 4 toprak parçasında yaşamaya mahkum edilen Filistinlilerin bu durumu aslında İsrail’in bu coğrafyadaki bölüp, yönetme politikasının da bir göstergesidir.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat