Paris'i daha ne kadar görmezden geleceksiniz?

.

  • GİRİŞ02.05.2019 10:13
  • GÜNCELLEME03.05.2019 09:26

1 Mayıs Paris’te bir başka oldu. Kasım ayından bu yana eyleme devam eden sarı yelekliler, Cumartesi geleneğine 1 Mayıs Çarşamba gününü de dahil edince Avrupa’nın göbeği bir kez daha yangın yerine döndü.

 

 

Sarı yeleklilere Paris’in merkezi yasaklanmıştı. Girmeye kalkıştıklarında ise polis ordusunun saldırıları başladı.



Çok sayıda yaralı vardı. Onlardan biri olan yüzü gözü kan çanağına dönmüş bir yaralı, iki kolundan iki polis memuru tarafından çekilmek suretiyle, yerde metrelerce sürüklendi.



Paris’te 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı bol bol polis şiddeti görüntülerine sahne oldu. Fransız polisi, işçiye de emekçiye de dayak atarak, “demokrasi” dağıttı.
Yaralıların yanı sıra en az 200 gösterici göz altına alındı.
Kasım ayından bu yana devam eden sarı yelek isyanında en az 11 kişi hayatını kaybetmiş, onlarca kişi kör kalmış, binlercesi yaralanmış, yüzlerce gösterici de tutuklanmıştı. 1 Mayıs’ta ise şiddetin artarak devam ettiğini gördük.
Şiddeti herkes gördü ama Avrupalıların hepsi Fransız olup, ortadaki buz gibi şiddete Fransızlar gibi Fransız kalmayı tercih etti.
Ne de olsa polis kendi polisleri, şiddet de kendi şiddetleriydi.
Tıpkı terör örgütlerini tasnifleyip, “onun terör örgütü, bizim terör örgütümüz” dedikleri gibi.

Sarı Yeleklileri savunmak bizim işimiz değil. Sarı yeleklilerle Fransa Cumhurbaşkanı Macron arasındaki kavgada taraf olmak da bizim meselemiz değil.
Ama Gezi olaylarında “demokrasi” ayağıyla, “şiddet yalanıyla” yaygara koparanların, Kasım ayından beri Avrupa’nın en gözde başkentlerinden biri olan Paris’te devam eden ve 1 Mayıs’ta iyice artan polis şiddetine sessiz kalmasını da görmezden gelecek değiliz.

 

 

Ermeni iddialarını baş tacı yapan, Strasburg’da PKK terör propagandasına destek veren, kendi gazetecilerini devlet sırrını ifşa etti diye göz altına aldırırken, devlet sırrını ifşa edip vatana ihanetten yargılandığı sırada firar eden Can Dündar’ı Elysee Sarayında ağırlayan, aynı sarayda PKK’lıları da onların uzantısı PYD’lileri de misafir eden Fransızlar, Paris’in göbeğindeki şiddeti daha ne kadar gizlemeye çalışacak, nereye kadar inkar edecek, bilmek hakkımız.

Dünyayı kasıp kavuran 68 kuşağının başladığı yer olan Paris’te 1 Mayıs 1968’den sonra belki de en şiddetli 1 Mayıs’ı gördük.
Belli ki bu şiddet devam edecek.
Onların şiddeti devam ettikçe biz de Batı’nın iki yüzlülüğünü daha açık haliyle hatta en net şekliyle görmeye devam edeceğiz.

Fransa ve Batı hala PKK’yı savunmaya devam etsin.
Hala Cezayir’de, Rwanda’da yaptıkları soykırımları inkar edip, Ermeni iddialarını sahiplensin.
Hala işlerine gelmedi diye darbelere darbe diyemesin.
France 24, BBC, DW ve VOA ile ortaklaşa yayın organı kurup, “demokrasi, basın özgürlüğü” ayağıyla Türkiye’de operasyon hayali kurmaya devam etsin.

Yolun sonu artık görünüyor gibi.
Afrika’da, Ortadoğu’da kukla yönetimler kursalar da, halkların gözü açık.
Siz görmezden gelseniz de, ortadaki iki yüzlülüğü, yalanı, üç kağıdı, sahtekarlığı, herkes görüyor, duyuyor.
Çünkü artık saklanacak hali kalmadı, mızrak çuvala sığmıyor.

Yorumlar1

  • enver 4 yıl önce Şikayet Et
    bu yazılarımızı, o ülkelerin insanlarına da ulaştırıp cesaretlendirmek gerekirse yanlış mı olur?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat