Yer altında tonlarca altının olsa da maden açmanı engellemeye çalışıyorlar.
Birileri bunu “ağaç” bahanesiyle organize ediyor.
İlk akla gelen isim altın milyarderi George Soros.
Soros dünyanın bir çok ülkesinde kurduğu ağlarla, sokak olaylarının fitilini ateşlemede maharetli biri. Aynı zamanda altın konusunda da çok hassas.

Soros gibilerinin ilk amacı parayı ya da altını cukka etmek olmayabilir, asıl dertleri parayı, altını veya petrolü kontrol edebilmek. İlla ceplerinde olması şart değil. Ama kendi kontrolleri dışında bir yerlerde para kazanılmasına, altın ya da petrol çıkarılmasına asla tahammül edemiyorlar. Uzun vadede bakınca dünyanın bütün değerli madenlerini kendi oluşturdukları denge çizelgesinde kontrol altında tutup, kasalarına yönlendirebiliyorlar.

Altın kavgasının özü böyle.
Gelelim Türkiye’ye.
Bir kere şunu kesinlikle vurgulamak lazım.
Adı üstünde “yer altı zenginliği”.
Yerin altında, her hangi bir yerde, olabiliyor bu zenginlik.
Üzerinde ağaç olabilir veya bir başka şey, kimse karar veremiyor, buna.

Türkiye’deki altın madeni oksijen çadırı olarak bilinen Kaz Dağlarında değil.
Üstelik maden çalışması yapılırken, yerin üzerindeki ağaç katliamının da önüne geçiliyor, kaç ağaç kesildiyse, toprağıyla, fidanıyla, fazlasıyla, başka bir yere transfer ediliyor.

Bu tarz konularda ön plana çevreciler çıkar. Hemen arkasına muhalefet takılır.
Organizasyonun tepesinde ise Soros gibi milyarderlerin menfaatleri vardır.

Romanya’da aynısı yaşandı mesela.
Romanya Avrupa’nın en zengin altın rezervlerine sahip.
Verespatak bölgesinde 2000 ton altın ve 1600 ton gümüşle Avrupa’nın en büyük madeni yer alıyor.

Gazeteci Selami Haktan geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabında izah etmişti.
2000 yılında Romanya, ağır ekonomik krizden çıkmak için Verespatak’taki altın madenlerini açma kararı almıştı.
Soros vakıflarından yüzbinlerce dolarlık ödüller alan İsviçreli gazeteci ya da çevreci Stephanie Danielle Roth adlı kadın hemen Romanya’ya gitmiş hatta maden çıkarılması planlanan köye yerleşmiş, önce köylüleri ardından Rumen halkını sözde bilinçlendirip “burada maden açılırsa, doğa yok olacak” diye maden karşıtı eylemler başlatmıştı.

O kadının tek başına fitilini yaktığı maden karşıtı eylemler yıllarca devam etti. O arada Romanya’da bir çok kez hükümet değişti. Yeni gelen başbakanlar oldu, onlar da aynı madeni açmayı denedi fakat başaramadı.

90’ların sonunda başlayan altın tartışması 2000’li yıllardan itibaren geçtiğimiz seneye kadar devam etti. Bu süreçte bir çok Rumen başbakanın altın madenini açma hamlesi maden karşıtı kampanyalara takılıp, engellendi.

Nisan 2018’de ise son noktaya gelindi.
Devreye direk BM girdi.
Verespatak bölgesinin tarihi ve doğal güzellikleri nedeniyle UNESCO dünya mirası listesine alınması için süreç başlatıldı.

Romanya başbakanı "eğer Verespatak Dünya Mirası listesine dahil edilirse, buradan değil altın, solucan bile çıkaramazsınız" dedi ve ülke ekonomisinin bu bölgeden çıkacak altına şiddetle ihtiyacı olduğunu söyledi.

Romanya hükümeti bir kez daha madeni açmayı denerse bu kez karşısında sadece Soros vakıflarının eylemcilerini değil BM’yi de bulacak.
Avrupa’nın en büyük altın madeni UNESCO himayesine girerse dokunulmaz olacak.

2016’da yatırımlarını altına kaydıran milyarder Soros, 2000 yılında Romanya’daki o maden açılmasın diye tek seferde Michigan merkezli Charles Stewart Mott Vakfı ve ABD'nin Alman Marshall Fonu aracılığıyla 426.800 doları eylemcilere dağıttı.
Hükümetler ısrar ettikçe Soros musluğu hiç kesmedi, madeni açtırmamak için BM’yi devreye sokma sürecine kadar milyonlarca dolar akıttı.

Peki dünyanın sayılı milyarderlerinden olan ve altın yatırımlarıyla dikkat çeken Soros, Avrupa’nın en büyük altın madeni açılmasın diye milyonlarca dolar harcıyorsa, o maden kapalı kaldığı sürece kaç milyar dolar kazanmış oluyor, acaba?

Romanya Müslüman bir ülke değil, AB üyesi bir Avrupa ülkesi.
Romanya’daki o altın çıkarılsa, Romanya zenginleşecek belki bu zenginlik diğer balkan ülkelerine de yansıyacak.
Ama böyle bir durumda Soros ve onun gibilerin dünyada kurdukları finansal düzenin dengeleri bozulmuş olacak.
Kendi kontrollerinde olmayan bir para akışı bir yerden başka yerlere gidip, geliyor olacak.
İşte onların de derdi bu, paraya direk sahip olmak değil de dünyadaki bütün parayı kontrol etmek, kimin zengin kimin fakir olacağına karar verebilmek.

Son olarak Venezuela örneğini hatırlayalım.
Altın ve petrol zengini Venezuela’da darbe girişimi olurken de sebep aynıydı, darbeyi başaramadılar ama Venezuela’nın petrol gelirlerine el koydular, altınlarını Türkiye’ye göndermesine ise engel oldular.