Güvenli bölge ABD'nin oyalama taktiğinden mi ibaret?

.

  • GİRİŞ15.08.2019 07:52
  • GÜNCELLEME16.08.2019 07:51

Ankara-Washington arasındaki Suriye mutabakatı hayata geçiriliyor. Türk ve Amerikan askerlerinden oluşan ortak bir harekat merkezi kuruluyor. Harekatın faaliyetleri kapsamında Türk İHA’ları gözlem için uçuşa başladı.

 

 

Türkiye, Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon için tüm hazırlıklarını yapmış, Suriye’ye girmek için geri sayıma geçmişti.
Pentagon ise Ankara’ya ısrarla bir plan sundu.

Daha önce ABD Başkanı Trump’ın bahsettiği plandı bu.
O planda sınır hattı boyunca 32 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturulması söz konusuydu.
Pentagon, Trump’ın planındaki hattı 14 kilometreyle sınırladı.
Hattı ikiye ayırdı.
Birinde Türkiye ile ortak diğerinde ise sadece Amerikan askerlerinin bulunacağı bir plan çizdi.

 

 

Türkiye-Suriye sınırı boyunca Fırat’ın doğusundan itibaren 5 kilometre derinliğinde bir hat, güvenli bölge olarak adlandırılıyor. Burada Türk askeri bulunacak.
5 kilometrenin güneyinde aynı güzergahta Amerika kontrolünde 9 kilometrelik bir koridor daha var.

Amerikan planında toplam 14 kilometre derinliğindeki iki hattan oluşan güvenli bölgeye bir üçüncü koridor daha ekli.
4 kilometre derinlikte olan bu hat, Pentagon tarafından “yedek koridor” olarak hazır tutuluyor.
Belli ki Amerikalılar, Türkiye ile pazarlığı geniş tutmak için alternatif tekliflerini şimdiden hazırlamışlar.

Şanlıurfa’da güvenli bölge ve bu bölgenin kontrolünün sağlanması için Müşterek Harekat Merkezi adlı bir ortak platform kuruluyor.
Bu amaçla bir grup Amerikan heyeti Urfa’ya geldi.

Pentagon’un güvenli bölge planının Ankara tarafından kabul edilmesi, plan çerçevesinde Şanlıurfa’da ortak harekat merkezi kurulması, bu iki hamle kafaları karıştırdı.
Bir kesim, Amerikan planını “ABD’nin oyalama taktiği” olarak yorumluyor ve Ankara’yı bu oyalama planına kanmakla suçluyor.
Ortak harekat merkezi için Şanlıurfa’ya gelen Amerikan heyetini ise “Amerikan askerleri Türk topraklarında” şeklinde provakatif bir dille servis eden yayın organlarıyla, sosyal medya hesapları da cabası.

Evet Amerikan heyeti Şanlıurfa’da ama işgal için falan orada değiller, olamazlar da zaten.
Nasıl ki yıllardır Amerikan heyetleri, S400 veya Suriye konularında Ankara’nın kapısını aşındırıyorsa, bu heyet de o görüşmelerin bir parçası olarak Urfa’da.
Türkiye’nin kontrolünde, Türk topraklarında kurulan ortak harekat merkezinde, Suriye’deki PKK teröristlerinin sınırımızdan uzak tutulmasını koordine etmekle görevli bir grup Amerikan askeri personelinden bahsediyoruz.

Gelelim diğer konuya, Amerikan güvenli bölge planının Ankara tarafından kabul edilmesine.
“Ne duruyoruz, bu bir Amerikan oyalama taktiği, Amerika bizim Suriye’ye girmemize engel oluyor, bırakalım Amerikalıları Fırat’ın doğusuna girelim” diyenler var.
Haklı olabilirler.
Ama peşin hüküm de vermemek lazım.

Evet güvenli bölge planını Amerika, biz Fırat’ın doğusuna girmeyelim diye ısrarla sundu.
Bunun için bir çok kez pazarlık masası kurdular, Türkiye’yi ikna etmeye çalıştılar.
Sonunda Türkiye, o plana “evet” dedi.
Ama evet derken, Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon olasılığını da imha etmedi.

ABD’nin planına bakılacak, vaatler yerine getiriliyor mu getirilmiyor mu, bu ölçüp, biçilecek.
Eğer bu bir oyalama taktiği ise Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon için yaptığı sevkiyat ve hazırlıklar yerli yerinde duruyor.
Türkiye, ABD’nin ısrarla üzerinde durduğu planda bir yamuk yapma ihtimaline karşılık operasyon seçeneğini koz olarak elinde tutmaya devam ediyor.

Ortada 5 kilometre derinliğinde bir hat var.
Suriye sınırında Fırat’ın batı hattında daha önce Azez-Cerablus ve Afrin’de olduğu gibi Fırat Kalkanı olarak adlandırılan bölgede Türk askeri varlığı bulunuyor, öte tarafında İdlib’te de askerimiz var.
5 kilometre derinlikte olsa da bu planla birlikte Fırat’ın doğusundaki sınır bölgesinde de askerimiz olacak. Ve oraya PKK teröristleri yaklaşamayacak.

Bu ilk başta küçük görünse de önemli bir kazanım.
Top yekun bir operasyonun olası kayıpları, maliyeti, getirdiği riskleri hesaplandığında, ilk etapta derinliği az da olsa askerimizin yer alacağı bir koridorun kurulması, aylardır yürütülen “operasyon diplomasisinin” ilk kazanımı olarak göze çarpıyor.

Yeter mi, yetmeyebilir. Bunu zaman gösterecek.
Amerikalıların samimiyeti gösterecek.
Ancak unutmamak lazım ki, bu hat yeterli olmasa veya Amerikalılar samimi davranmasalar da, Türkiye oyalanmış, kandırılmış falan asla olmayacak.
Çünkü hali hazırda, Fırat’ın doğusu için tüm hazırlığını yapmış, bir ordumuz var ve Mehmetçik sınırın karşı tarafında eli tetikte bekliyor.

Neticede PKK-PYD terör örgütü Amerika’nın Suriye’deki ortağı.
Amerikalıların kimlerle dost olduğu bu saatten sonra bizi bağlamaz.
Bizi ilgilendiren kısmı, ülkemize karşı tehdit olmaktan çıkarılmaları.
Bu da Amerikan-Türk ortaklığındaki bir mutabakatla olabiliyorsa, olacak.
Olamıyorsa, Türkiye’nin tek başına yapacağı operasyonla olacak.
Türkiye, ABD’yle bu güvenli plan mutabakatında uzlaşırken, “hiçbir zaman ve asla Fırat’ın doğusuna operasyon yapmayacağım, elimi eteğimi Suriye’den çekeceğim” diye bir madde imzalamadı.
Amerikalılar neyin planını yaparlarsa yapıyor olsunlar, son söz yine Türkiye tarafından söylenecek.

Yorumlar1

  • ATAKAN KOÇ 4 yıl önce Şikayet Et
    Terörle mücadelenin sembol isimlerinden E. Orgeneral Necati Özgen: ✔ Suriye konusunda siyasetin ve bürokrasinin yaptığı hatayı ne strateji ne taktik düzeltebilir ✔ Biz ‘Güvenli Bölge' anlaşmasıyla ABD'yi Suriye'de kalıcı hale getirdik, meşruiyet kazandırdık ✔ ABD bizimle anlaşarak özerk bölge haline getirilen devletçiği, YPG/PKK'yı koruma altına aldı ✔ ABD buradan gitmeli ve Suriye'nin kuzeyinde tedbiri biz almalıyız. Ama ÖSO ile değil TSK'yla
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat