Referandum sürecinde FETÖ’nün motivasyonu

.

  • GİRİŞ25.02.2017 12:03
  • GÜNCELLEME25.02.2017 12:03

“15 Temmuz kontrollü darbe girişiminden sonra, 20 Temmuz'da gerçek darbe yapıldı. 20 Temmuz’da hiç kimsenin unutmaması lazım. Parlamentodan OHAL yetkisinin alındığı tarih. Asıl darbe 20 Temmuz da oldu. Binlerce insan hapse atıldı, 1 milyondan fazla aile mağdur edildi.” Bu sözler maalesef Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’na ait. Maalesef. Çünkü bu dil, FETÖ dilidir. Bu dil; 15 Temmuz’u yok sayan, “Yenikapı ruhunu” öldürmeye çalışan zihniyetin, FETÖ’nün dilidir. Bu dil, FETÖ’ ye yarar, bu dil, FETÖ’ nün açık-gizli tüm unsurlarına referandum sürecinde motivasyon kazandırır. Zira FETÖ elebaşı da, örgüt üyeleri de 15 Temmuz’u bu üslup ve yaklaşımla yorumluyorlar. Bu ülkeye yaptıkları ihanetin, döktükleri 248 şehidin ve 2.193 gazinin kanlarının üzerini örtmeye çalışarak, darbe girişimine katılan, destek olan örgüt üyeleri ve örgütle iltisaklı binlerce ihanet şebekesi elemanını, maşasını mağdur gösterme çabasındalar. FETÖ’nün referandum sürecinde aldığı pozisyon bu zemindedir ama asıl dikkat edilmesi gereken, bu pozisyona FETÖ dışından verilen destektir. FETÖ ile aynı pozisyonda yer tutarak referandum sonucuna aynı beklentiyle odaklanmaktır. Referanduma bu zihniyetle, bu üslup ve dille gitmek FETÖ’ nün referandum sonucuna yönelik beklentisiyle ortaklaşmaktır. Beklentiye göre; referandum da önerilen hükümet sistemi değişikliği reddedilmeli ki, Türkiye’de siyasi bir türbülansın başlaması mümkün olsun. Bu türbülans mevcut hükümeti zedelesin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı güçsüzleştirsin. Böylece ülke fırtınalı, sisli, kara bulutlu bir siyasi iklime dönüşsün ve bunun ürünü olarak da yeniden “Erdoğan’sız AK Parti” karanlık denkleminin yeni versiyonu sahaya sürülsün. 7 Haziran seçim sonuçlarıyla ortaya çıkan yapay, sahte, gerçeği yansıtmayan koalisyon güzellemeleri yeniden sahne alsın. İradesi millete bağlı olmayan, yapay, zorlama, millet ve ülke çıkarını yok sayarak yapılan yapay koalisyonların etkin gücü; “koalisyon lobisi” kaybettiği gücü ve zemini tekrar ele geçirsin. Bu gizli heves, FETÖ ihanet şebekesinin fayda umduğu kaotik yeni bir siyasi iklimdir. Bu iklimde FETÖ; toptancı yaklaşımla bugünlerde yaygınlaştırılmaya başlanan mağduriyet söylemine bel bağlaması, “15 Temmuz’un değil asıl 20 Temmuz’un darbe olduğu” zihniyetine tutunması kaçınılmaz hale gelir ve FETÖ için kaybedilenlerin telafisi başlar. Zira fırsat doğduğunda FETÖ; bugünden yaygınlaştırılmaya çalışılan, 15 Temmuz’a, Yenikapı ruhuna ilişkin aykırı söylemlerden yararlanmaması mümkün değildir. Çünkü FETÖ ihanet şebekesi, kendisi için tek çıkış yolunun bu olduğunu çok iyi bilmektedir. Onun için referandum sürecinde motivasyon kazanabilme gayretindedir. Bu motivasyonu onu sağlayacak olan; “15 Temmuz kontrollü darbe, 20 Temmuz asıl darbe” sözlerinde olduğu gibi özensiz, sorunlu, zihin bulandırmaya yarayacak dil, üslup ve yaklaşımlardır. Bugünlerde başlayan FETÖ yargılamalarında, FETÖ sanıklarının tavırları, mahkeme salonlarındaki tarzları ve verdikleri ifadeler, dikkat çekmeye çalıştığımız referanduma odaklı motivasyon kazanmalarının işaretleridir. Hiç kimsenin 15 Temmuz şehit ve gazilerinin kanlarını dökenlerini, bu ihanet şebekesinin iltisaklı hainlerini ayırmaksızın herkesi mağdur gösteremez. Hiç kimse 15 Temmuz gerçeğini gizleyemez, ihaneti örtemez, mücadeleyi sulandıramaz, soğutamaz. O gecenin direnişiyle başlayan yeniden dirilişi hiç kimse durduramaz. Bu millet buna asla müsaade etmez, edeni de unutmaz… 16 Nisan’ dada etmeyeceği gibi…

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat