KARDEŞ ÜLKEDE NELER OLUYOR? Mihriban Aliyeva ile Azerbaycan’da değişim rüzgârı

...

  • GİRİŞ17.11.2019 11:39
  • GÜNCELLEME17.11.2019 11:39


Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, toplumdan yükselen seslere kulak tıkamadı. Başkan Yardımcılığına Mihriban Aliyeva’nın getirilmesi ile değişimin düğmesine basıldı. Ülkede eski alışkanlıklar bir kenara konuyor ve bambaşka bir politika izleniyor.
 

Sanatı, medeniyeti, kültürel kodları, derin tarihi ve edebiyat altyapısı ile Azerbaycan, Kafkasya’nın göz bebeği... Azerbaycan, toprakları Ermenistan tarafından işgal edilen, badire üstüne badire atlatan ve bütün kayıplarına rağmen sistemini, devlet geleneğini düzene sokmayı başaran bir ülke…

Azerbaycan, Ermeni lobisi ve dünyadaki destekçilerinin gücüne rağmen, topraklarındaki işgali, dünya kamuoyuna iletmek için ciddi projelere imza attı. Başkan İlham Aliyev’in siyasi iradesi, tutum ve duruşu, bu konuda Azerbaycan’ı ilmek ilmek başarıya götürmüş durumda.
Gürcistan, Ermenistan ve Ukrayna özelinde bakıldığında; Rusya ile büyük çatışma içinde bulunan güçlerin, çevredeki ülkeleri konu ettiğini ve edeceğini görmezden gelmezsek, Azerbaycan’ın şu anki siyasi adımlarının anlamını analiz etmek kolay olacaktır.
İran ve Rusya ile komşu olması sebebiyle de Azerbaycan’ın konumu ve rolü, farklı boyutlarda yorumlanmalı. İran nüfusunun hatırı sayılır kısmının Azerbaycan Türklerinden oluşumu ise İran’ın Azerbaycan siyasi hayatına nasıl bir sirayet etme çabasında olduğunu açıkça göstermekte. Petrol rezervlerinin, Azerbaycan’ı büyük satranç oyunlarının merkezi hâline getirmesi de nasıl bir girdap içinde kendini koruyabildiğini anlamamız için ciddi ipuçları vermekte. Bu durum, Başkan İlham Aliyev’in denge politikasının nasıl dizayn edildiğinin de göstergesi olmalı.
Unutmamak gerekir ki, Azerbaycan gibi eski siyasi yapısıyla hesaplaşarak yeni siyasi oluşum içine girme gayretindeki bütün devletler için bu safha uzun ve meşakkatli olmakta. Hâlen sosyal dinamiklerin yerine oturtulamadığından problemlerin olması doğaldır ve hâliyle bu açıklar zaman zaman hem çevredeki devletlerin, hem de Kafkasya ve özellikle derdi petrol olan Batılı güçlerin kullanmak istediği vakadır. Ülkedeki muhalif seslerin olması tabii. Bu, Azerbaycan devleti için problemlerin toptan çözülmesi için önemli enstrümandır. Sovyetler Birliği’nden çıkış safhasında da Azerbaycan’daki bu toplumsal birliktelik, mühim katkı sunmuştu.


ALİYEV ESKİ KADROLARDAN KURTULUYOR
 
Azerbaycan ekonomik olarak güçlendi, hâlen de değişimin kalıcı hâle getirilmesi için Başkan Aliyev’in ciddi hamleleri söz konusu. Lakin hâlihazırda ekonomik ve siyasi yönden çözülmeyen problemler var. Yönetici kadroların halkla ilişkilerinde sıkıntılar mevcut ve maalesef halktan kopuk seslerin çıkmasına yol açan provokatif eylemler söz konusu. Bu sadece muhalif cephedeki, daha ziyade geleceğini Batı ile yürümekte gören bazı odak noktalarında sezilmemekte. Hükûmet içerisindeki kemikleşmiş eski kafalı kadroların, yıllardır görevden gitmemek için harcadığı eforu da göz ardı etmemek gerekir.
Başkan Aliyev, toplumun nasıl bir değişim istediğine, gerçek anlamda kulak verme siyasetini genişletmeye başladı. Lideri veya devlet başkanını ayakta tutacak tek şeyin, kendi halkı ile ittifak içinde olmaktan geçtiğinin farkında. Sosyal medya ve tüm medyayı, halktan çıkan sesleri ve hatta en uçtaki marjinal sesleri bile duymanın, bu seslere kulak vermenin ve oluşan açıkları kullanmak isteyen ciddi güçlerin elinden alınmasının gerektiğini görebilmek, bir siyasetçi veya devlet başkanı için önemli beceridir.
Uzun yıllar ülke yönetiminde olmuş, yaşları hayli ilerlemiş isimler halkta ciddi itiraz konusu idi. Yeni nesle kapı açmak, günümüz değerleri içerisindeki kendi millî değer ve kimliğini koruma refleksini pekiştirmek oldukça gerekli durum. Bunu özellikle Başkan Yardımcılığına getirilen Mihriban Aliyeva’nın izlediği yol ve yöntem, daha da ileriye götürdü.
 
MİHRİBAN ALİYEVA GERÇEĞİ
 
Uzun zamandır Haydar Aliyev Fonu’na Başkanlık eden Mihriban Aliyeva, Avrupa ve dünyada ciddi kültürel ve sosyal projelere desteğiyle dikkatleri kendi üzerine çekti. Azerbaycan’a, uluslararası ciddi karşılığı olan projeleri getirerek, dünyadaki Azerbaycan karşıtı lobilerle baş etme çabasını sürdürdü. Her taraftan abluka altına alınan Azerbaycan’da yaşananların dünyada bilinmesi için kültürel projelerle abluka yarılmaya başladı. Mihriban Aliyeva’nın Başkan Yardımcılığına getirilmesini, bu dallardaki başarısının sonucu olarak yorumlamak bizi sahici sonuçlara götürmekte.
Halk nezdinde ciddi karşılığı olan Mihriban Aliyeva, farklı bir yol denemeye başladı. Toplumdaki farklı siyasi katmanları, hatta aykırı sesleri bile ‘merkeze çekme, onları dinleme ve itiraz ettikleri konulara çare bulma’ siyaseti, Hanımefendinin siyasi akıl üretme konusunda başarısını da göstermiş oldu.
Mihriban Hanımın Aliyev yönetimine muhalif kesimlere, hatta neredeyse nefret dolu siyasi oluşumlara yönelik ‘yumuşak ve dinleyen taraf’ profilini ortaya koyması, toplumsal barış açısından Azerbaycan’a yeni ivme katmakta.
Azerbaycan yeniden ve daha farklı değişim moduna geçtiğini, son aylarda attığı adımlar ile âdeta haykırmakta. ‘Yönetimden gitmesi mümkün olmayacak’ denilen isimleri emekliye ayırma biçimi ise devlet geleneği açısından, yeni düzeni oraya koymakta.
“Sovyetler Birliği çökse de, hâlen zihniyetlerde Bolşevik tefekkürü hükmü sürmekte. Gelenin, gideni yok etmesi siyaseti üzerine bindirilen Bolşevik bakış açısı, Azerbaycan’ın geleceği açısından korkunç bir vakadır…” Marjinalleşen siyasi güçlerin bu ifadelerine baktığınızda, idaredeki kadrolara ‘nefret söylemleri’ ile bakıldığı açıktır. Lakin bunu yönetimdeki eylem ve halkı görmezden gelen kadroların pekiştirdiği de bir hakikattir. Bazı valiler ve bakanların halkla ilişkilerindeki tutumu ve halkı hor gören bakış açısı, beraberinde marjinalleşen aykırı seslerin devreye girmesini tetiklediği herkesin malumudur. Dolayısı bu marjinal uçlar, daha ziyade Azerbaycan’a korkunç sonuç vadetmektedir! Unutmamak lazım ki İran-Rusya-Batı üçgeninde; “Azerbaycan’da böyle bir felaket hâsıl olursa ne yapılır?” sorusu çok önemlidir!
İlham Aliyev bütün bunların farkına vararak, değişim rüzgârını başlatmış görünüyor. Eski kafalı, değişime açık olmayan, halkla arasındaki bağı koparmış isimleri, saygı ile emekliliğe ayırmakta. Halkla arası açılan vali ve yerel yönetimlere ceza vermekte, genç neslin temsilcileri ve rüşvetten uzak isimlerin yönetime getirilmesi, halkta yeni umudun yeşermesine sebep olmakta.
Mihriban Aliyeva’nın, özellikle merhum Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey ve onun ailesine duyduğu saygı ve bunu gösteren eylemler ise toplumsal barış açısından hatırı sayılır siyasi adım olarak nitelendi. Merhum Elçibey’in evinin yeniden tamir edilmesi ve oğluna teslim edilmesi, halkta sempati ile karşılandı.
Elçibey’in aylar önce vefat eden eşinin tüm cenaze masraflarının Mihriban Aliyeva tarafından üstlenilmesi ise gelenek açısından Mihriban Aliyeva’nın değerler sistemine nasıl baktığını ortaya koyduğu için alkışla karşılandı. Azerbaycan yönetimini en uç ithamlarla suçlayan, Aliyev ailesine eleştiri dolu iç söylemlerle muhalefet yapan ekibin temsilcisi olan aktivist Oktay Gulaliyev’in, kaza sonucu hastanelik olması da Mihriban Aliyeva’nın dikkatinden kaçmadı. Kazada Aliyev yönetimi suçlansa da Gulaliyev’in Başkan Yardımcısının özel uçağı ile Türkiye’ye gönderilmesi ve bütün tedavi masraflarının da Haydar Aliyev Fonu tarafından üstlenilmesi, Azerbaycan’daki toplumsal barışın adresinin de Mihriban Aliyeva olduğunu bize net bir şekilde göstermekte.
Azerbaycan, ne Gürcistan ne de Ukrayna gibi maceralı rüzgârlara kendini kaptıramaz. Çünkü Azerbaycan’ın yeri ve rolü farklıdır. Jeostratejik olarak Azerbaycan’ı, bu geldiği noktada ezme çabasında olan güçlerin olduğu açıktır. Ermenistan tarafından yapılan ve sürekli savaşa itekleyen provokatif hamlelerin esas sebebi de budur. Yeni gerilim ve yeni savaş ortamı, büyük güçler için yeni zemin oluşumu demektir. Bunu doğrudan gören ve bu değişimi başkalarının eliyle değil, kendi içindeki milletinin yerli ve millî unsurlarıyla birlikte çözebilmek, başarının en büyüğü olacaktır.
 
AZERBAYCAN TÜRKİYE İÇİN HAYATİ
 
Azerbaycan’daki yeni değişim rüzgârı, ülkeyi büyük felaketten kurtaracak mahiyettedir. Başarılı olması ise önce Azerbaycan, sonra Türkiye açısından hayatidir. Başkan Aliyev ile Başkan Yardımcısı Mihriban Aliyeva’nın bu hamleleri, hem Azerbaycan’daki toplumsal katmanlar hem de Türkiye tarafından desteklenirse, kapıya dayatılan “büyük felaket senaryoları” suya düşmüş olacaktır. Unutmamalıyız ki Azerbaycan; Türkistan’a kadar uzanan yolun en önemli halkası ve Türkiye açısından da en güvenilir limandır. Bu limanı başka hayallere merkez etmek isteyen Azerbaycan’ı çevreleyen büyük güçlerin, İslam ve Türk dünyasının önemli mihenk taşının dengesini bozma gayreti, “demokrasiye özgürlük” söylemleriyle süslense de facianın ta kendisidir! Azerbaycan toplumu kendi sıkıntılarını, içeride kendi değerleri ve kendi devletinin aklı ile çözebilecek siyasi, kültürel ve geleneksel birikime sahiptir...

TÜRKİYE GAZETESİ

Yorumlar1

  • erdem değer 4 yıl önce Şikayet Et
    sayın aliyevler eğer Azerbaycanımızı şaha kaldırmak istiyorlarsa Ganire Paşayeva gibi Türk milliyetçisi siyasileri, Ramil Seferov gibi kahramanları ve Azerin gibi milliyetçi Türkçü sanatçıları koruyup kollamalı, gerekirse emrivaki ile devlet yönetiminde önemli konumlara getirmelidir.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat