“Patlıcan moru” ve Meral Akşener’in konuşan kıyafetleri!..

  • GİRİŞ16.02.2019 12:53
  • GÜNCELLEME16.02.2019 12:53

“İnsanlar, asırlar boyu bazı gizemli mesajları muhataplarının bilinç altlarına iletmek için canlı-cansız varlıkları, anlamlı-anlamsız bazı sembolleri, renkleri ve kıyafetleri kullanmışlar.

“Subliminal” veya “tahteşşuur” da denilen ve doğrudan insanların bilinçaltını hedefleyen bu mesaj verme tekniği, reklamcılık ve propaganda alanlarında yoğun olarak kullanılmakta. Ayrıca, dizilerde ve filmlerde de bu tarz mesaj örnekleriyle sıklıkla karşılaşmak mümkün. Günümüzde bu tip “ezoterik haberleşme metodları”na en çok başvuranlar ise, hiç kuşkusuz FETÖ’cüler olsa gerek…

 “Mesiyanik” bir örgüt olan FETÖ’cülerin, Gülen’in oturduğu koltuktan kalkıp diğerine geçmesini;

“yerini Peygamber Efendimize bıraktığı” şeklinde yorumlamaları…

Yine Gülen’in;

CNN’e verdiği röportaj sırasında kameranın kadrajına giren iki çerçeveden birinde, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin vurularak öldürüldüğü tarihi Diyarbakır 4 Ayaklı Minaresinin görülmesi ve “minare ve dört ayak”tan hareketle, 1 ve 4 rakamlarıyla, 14 Ağustos’a göndermede bulunduğu iddiası…

Aynı şekilde;

Fethullah Gülen’in, 15 Temmuz darbe kalkışması”nın seneyi devriyesinde, ayakkabılarıyla seccadeye basılı vaziyette kameraların karşısına geçme küstahlığının;

“Bütün kutsallarımı ayaklar altına alıp, Amerika’nın emrine girmeye hazırım” şeklinde yorumlanması…

FETÖ’cüler arasındaki subliminal mesajlaşmalara birer örnek teşkil etmekte.

 

***

“Subliminal Mesaj Teknikleri”nin ülkemizde eskiden beri kullanıldığı, 1990’larda MİT raporlarına da yansıyan bazı uygulamalardan biliniyor.

Mesela!

Milli İstihbarat Teşkilatı;

Sağlık sorunlarını bahane ederek ABD’ye giden Fethullah Gülen’in Türkiye’deki müntesiplerine;

Zaman gazetesinin logosundaki kum saatinin iki yanında bulunan çizgiyle, sağlık durumu ile ilgili günlük rapor verildiğini çözmüştü.

Eğer o günkü baskıda çizgi uzamışsa, Gülen’in sağlık durumunun kötüye…

Şayet çizgi kısalmışsa, iyiye gittiği haber veriliyordu.

Böylece, günlük zaman gazetesi alan bir haşhaşi, gazetenin logosuna bakarak hoca(!)sının sağlık durumunu da düzenli olarak takip edebiliyordu.

(Bu bilgiyi dönemin gazetelerinde çıkan haberlerden derlediğimi belirteyim ki, sonra arkamdan “FETÖ’cü” diye atıp-tutan şeref yoksunları çıkabiliyor.)

*

Örnekleri çoğaltmak mümkün…

Lakin konuyu “kıyafete” getireceğim için son olarak;

15 Temmuz 2016’daki darbe gecesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen alçaklardan biri olan Gökhan Güçlü’nün yargılandığı Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma öncesi üzerinde giydiği ve “kahraman” anlamına gelen “Hero” yazılı tişört skandalını da hatırlatmak istiyorum…

Malumunuz,

Güçlü’nün tişörtünde yazılı olan “HERO” ifadesiyle;

“Hoca Efendi Razı Olsun” şeklinde bir gönderme yaptığı iddia edilmişti. Kamuoyunun tepkisini çeken bu tişört skandalı sonrasında, FETÖ’cü hainlerin “tek tip kıyafet” giymesini zorunlu kılan KHK’nın önü açılmıştı.

*

FETÖ’cü “HEROSPUŞTLAR”ın subliminal mesajlarından uzun uzadıya bahsettikten sonra, gelelim asıl meselemize…

Konumuz;

Meral Akşener’in, Salı günü partisinin grup toplantısında yaptığı ve maalesef benden başka kimsenin dikkatini çekmeyen “itirafı.”

Akşener

konuşmasında;

Grup toplantısına gelirken İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın üzerindeki mor kıyafeti göstererek;

"Kıyafetinizin rengi patlıcanı hatırlatıyor. Şuuraltına mesaj mı veriyorsunuz?" dediğini belirterek, “28 Şubat MGK Toplantısı”na ait bir anısını anlattı:

“Şöyle bir huyum var, kafama takılan her konuda istemsiz eylemlerim oluyor" diyen Akşener;

"28 Şubat toplantısına da yeşil bir kıyafetle gitmişim. Vallahi haberim yok, seçimimden haberim yok. Bir de üstüne üstlük şöyle bir gömlek; düğmeler sık sık sık sık. O zaman birisi dedi ki, o günün çok böyle şiddetli arkadaşlardan biri;

‘Siz, bize mesaj mı veriyorsunuz?' dedi.

Ben baktım yeşil giymişim meğer. O yetkiliye, 'mesaj vermiyorum ama şuuraltım mesaj vermiş.

Şimdi de bugün, arkadaş dedi ki; ‘patlıcanı hatırlatıyorsun’..

E!.. Öyleyim..

Kıyafetlerime bundan sonra bu gözle bakacağım”

Okudunuz değil mi?

Meral Hanım’ın dilinden dökülenleri…

“Öyleyim” diyor!..

“Kıyafetimle şuuraltı mesajlar veririm” diyor…

*

Hatırlayınız!..

Sayın Akşener, daha önce de vemişti, benzer “şuuraltı” mesajları..

Mesela;

“Yurtta Sulh Konseyi” adıyla 15 Temmuz’da darbe yapmaya kalkışan FETÖ’cülerden çok önceleri, ısrarla;

“yurtta sulh cihanda sulh” diyen de, Meral Akşener’di…

Ya da;

İçinde bol bol “yurtta sulh” geçen tweetler atan da…

Hakeza!..

Henüz MHP Genel Başkanlığına adayken, Fatih Portakal’ın yüzüne baka baka, kendinden emin bir şekilde;

“Ben başbakan olacağım” dememiş miydi, Sayın Akşener?

Sahi!..

Meral Hanım, 15 Temmuz darbe kalkışmasından önceki bu mesajları da mı “istemsizce” vermişti?

 

***

 

Yeniden Meral Hanım’ın Salı günkü sözlerine dönecek olursam…

Ne diyordu Meral Akşener;

“28 Şubat toplantısına da yeşil bir kıyafetle gitmişim. Vallahi haberim yok, seçimimden haberim yok…”

Düşünsenize!..

“Sermaye”den tutun da “seccade”ye kadar “yeşil” namına ne varsa kurutulduğu bir ortamda, elindeki “kırmızı” bezi sallayarak arenaya dalan matador gibi;

Gündemin “irtica”, havanın “buz gibi” soğuk, nezaketsizliğin ve sertliğin “yoğun” olduğu, “psikolojik harp metodları”nın ise envai çeşidinin uygulandığı “28 Şubat MGK Toplantısı”na “yeşil tayyör” giyerek katılan Meral Hanım, bu durumu;

“istemsizce” ve “habersizce” yapılmış bir eylem diye savunuyor..

Fakat!.

Kendisine “sataşan” dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya’yı da;

“Bugünün modası olacağını dört sene önceden bilmişim, çok büyük bir öngörüm varmış” şeklinde cevap vererek, dört sene evvel aldığı o kıyafeti, ilk kez o gün giydiğini hatırlatarak, bilinçli olarak daha fazla öfkelendirmeyi de ihmal etmiyor.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi, Erkaya’nın yüzüne bakarak attığı kahkaha eşliğinde, MGK toplantısında kendine ayrılan sandalyeye oturması ise işin cabası.

Anlayacağınız!...

Her ne kadar Sayın Akşener, o yeşil kıyafeti “istemsizce” giydiğini iddia etse de,

“Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürür”cesine,

toplantıda bulunan paşalara  “irtica”yı hatırlatacak bir kıyafet giymesi, bana hiç de istemsizce yapılmış bir eylem gibi gelmedi..

Sayın Akşener kusura bakmasın ama…

Salı günü giydiği “mor ceket” ne kadar masumsa…

28 Şubat 1997’de giydiği o “yeşil tayyör” de o kadar masumdur…

***

Tabii!..
Konu, Meral Hanım’ın “mesajlarla dolu kıyafetleri” olunca, bu vesileyle benim de, geçmişten kaynaklı bir olay yüzünden nedamet getirip, kısa bir açıklama yapmam elzem oldu.
Zira!..
15 Temmuz FETÖ hain darbe girişiminden yalnızca üç gün önce, farkında olmadan Meral Akşener’i “aklayan” bir algı operasyonun tam ortasına bulmuştum kendimi.
Şöyle ki;
Hükümete yakın olduğu iddia edilen “Üst Akıl Oyunları” adlı bir twitter kullanıcısı, 12 Temmuz 2016 günü, o dönem MHP Genel Başkan’ı olmak için her türlü yolu deneyen Meral Akşener’in, polis barikatı önünde çekilmiş “puantiyeli gömlek” ve “beyaz ceketli” kıyafetli bir fotoğrafını ve onun tıpkısının aynısı olan ve Almanya’da çekilmiş diğer bir kare fotoğrafla birlikte paylaşarak;
“Akşener'in giyiminden, kuşamına, duruşun'dan tutuşuna her şeyi yabancı uzmanlar tarafından belirleniyor” şeklinde bir tweet atmıştı…
Meral Akşener’den hiç hazzetmediğim halde, iki fotoğraf arasındaki “kıyafet” ve “poz” benzerliğinden yola çıkılarak, Akşener’e yüklenilmesi, doğrusu bana çok hakkaniyetli gelmemişti…
Ben de, olayın arka planına fazla kafa yormadan, internetten bulduğum ve Burhan Çaçan’a ait olan benzer bir kare fotoğrafla birlikte;
“Buradaki de Burhan Çaçan. İlk önce o çektirmiş. :))” şeklinde bir tweet atarak, farkında olmadan Meral Akşener’i aklayan bir pozisyona düşmüştüm…
“Karanlık Oda” namıyla matuf Odatv’de;
"Üst akıl" Burhan Çaçan mı” şeklinde bir başlıkla, benim attığım tweetle, Ak Partili twitter kullanıcısının iddiasını çürütmüş, üstüne bir de “dalga” geçmişti…
*
Salı günü Meral Akşener’in;
“E!.. Öyleyim.. Kıyafetlerime bundan sonra bu gözle bakacağım” itirafını duyunca, doğrusu çok mahcup oldum…
Hatta biraz da utandım…
Zira yanılmıştım.
Kendi beyanından da anlaşılacağı gibi, Meral Akşener’in;
Siyasi yaşamı boyunca, giydiği kıyafetlerle sürekli olarak insanların “şuuraltlarına” mesajlar gönderebileceğini kestiremedim…
Bu vesileyle;
“Üst Akıl Oyunları” adlı kullanıcıdan gecikmeli de olsa özür diliyor, helallik istiyorum…
*
Son olarak;
Bundan sonra, Meral Akşener’in ne dediğinden ziyade, ne giydiği ile ilgilenilmesinin daha önemli olduğuna bir kez daha dikkat çekmek istiyorum...

YENİ AKİT

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat