Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu ile sağlık teknolojisi ve millî sağlık hamlesi üzerine

  • GİRİŞ28.04.2024 09:26
  • GÜNCELLEME30.04.2024 09:20

Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu genç ve başarılı bir Dekan. Erciyes Üniversite Tıp Fakültesi’nde, bölgenin sağlık hizmetlerini geliştirme hedefiyle önemli çalışmalar yürütüyor. Kanser ameliyatlarında kullanılan ve Türkiye’de 6 büyükşehirden sonra hayırseverlerin desteği ile artık Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri’nde de hizmet verecek olan da Vinci Robotik Cerrahi sistemlerinin kurulumu, dijital sağlık hizmetleri ve sağlık turizmi alanında yürüttüğü çalışmalar bunlardan yalnızca bir kaçı. Kendisiyle sağlık teknolojisi ve millî sağlık hamlesi üzerine aşağıda özetlemeye çalıştığım verimli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bu vesileyle ülkemizi sağlık alanında bir dünya markası haline getirmeye dönük, ekonomik getirisiyle de ülke insanına ve ekonomisine büyük katkı yapacak tüm girişimler için öncülük edenlere teşekkür ediyorum.

Sağlık teknolojisi denilince ne anlamalıyız?

“Sağlık teknolojisi, hastalıkların önlenmesi, teşhisi ve tedavisinde hekime yardım eden yazılım, yöntem ve cihazlardır. Diğer bir deyişle sağlık teknolojisi, bilimin, sağlığa uygulanmasıdır. Sağlık teknolojisi denilince akla ilk gelenler gelişmiş tıbbi cihazlar, biyoteknolojiler ve bilişim teknolojisidir. Bunlardan en öne çıkanlar ise doku mühendisliği, genetik mühendislik, kök hücre mühendisliği, yapay zekâ ve robotik teknolojilerdir. Hekimler bundan 100 sene önce sadece fizik muayene ile teşhise ulaşmaya çalışır ve çoğu kez tedavide çaresiz kalırlardı. Bugün sağlık teknolojisi sayesinde zor hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde başarılı tıbbi uygulamalar gerçekleştirebiliyoruz.” 

Sağlık teknolojisinin önemi nedir?

“İnsanlar her zaman uzun ve kaliteli bir yaşam beklentisi içinde olmuştur. Mitoloji ya da eski yazıtlar bunun örnekleriyle doludur. 19. yy.’da ortalama yaşam süresi 31 idi. Bu rakam 20. yy.’da 48’e yükseldi. İçinde bulunduğumuz 21. yy.’da ise bu rakam 74’dür. Bu tedrici artış insanların sağlıklı yaşamayı öğrenmesinden değil, sağlık teknolojisinin gelişmesinden kaynaklanmıştır. Eskisine göre daha kirli bir çevrede, daha az doğal gıdalarla besleniyoruz ama buna karşılık ortalama yaşam süremiz son 200 yılda iki katı arttı. Bu demek oluyor ki sağlık teknolojileri, bize rağmen, kaliteli ve uzun yaşamamıza yardım ediyor.”

Sağlık teknolojisi ve ekonomi arasındaki ilişki nedir?

“Tüm dünyada ve Türkiye’de sağlık harcamaları artıyor. Dünya çapında sağlığa ödenen para 10 trilyon doları geçti. Türkiye’de ise 2023 yılındaki sağlık harcamaları 500 milyara yaklaşmış durumda. Üstelik Türkiye’de bu rakamın 76%’sı devlet tarafından karşılanmaktadır. Bu astronomik rakamlar hem hastalıkların artmasından hem de sağlık hizmetlerinin ve sağlık teknolojilerinin gelişmesinden kaynaklanmıştır. Ama buradaki önemli husus, doğru kullanılan pahalı bir sağlık teknolojisinin, uzun vadede geleneksel yöntemler uygulanmış daha ucuz tedaviye kıyasla çok daha ekonomik olmasıdır. Şu durumda ülkeler sağlık teknolojilerini geliştirdikçe, kaliteli sağlık hizmetini vatandaşlarına çok daha ekonomik şekilde sunabilmektedirler.”

Türkiye sağlık teknolojisi alanında nerede?

“Ne yazık ki sağlık teknolojilerinin geliştirilmesinde Türkiye yarışa sonradan dâhil oldu. Hastanelerimizde en sık kullanılan görüntüleme yöntemlerinden biri olan MR cihazının ilk yerli prototipi 2020 yılında üretilebildi. Hâlbuki gelişmiş ülkelerin büyük kısmı 1972’den beri kendi üretimlerine başlamışlardı. Gerek Sağlık Bakanlığımız gerekse de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız yakın zamanda sağlık teknolojilerinin millileşmesi için önemli girişimler başlattı. Buna göre kendi MR’ımızı, tomografimizi, ultrasonumuzu ve hasta başı monitörlerimizi üreteceğiz. Aşı konusunda zaten ciddi bir atılım içindeyiz. Bütün bu olumlu gelişmeler henüz filizlenmekte olan bir ağaca benzetilirse oldukça kırılgan bir dönemden geçtiğimizi ve önümüzde daha uzun bir yol olduğunu söyleyebilirim.”

Sizce milli sağlık hamlesinin önemi yeterince anlaşıldı mı?

“Ne yazık ki ben kamuoyunun bu konunun ciddiyetini yeteri kadar kavradığı kanaatinde değilim.  Bakın daha açık konuşmam gerekirse, sağlık teknolojisi, bir milli güvenlik meselesidir. Biyolojik savaş ajanlarının arttığı, genetiği değiştirilmiş gıdaların piyasaya sürüldüğü, kaçak yollardan içeriği belirsiz besin takviyelerinin ülkeye girdiği bir ortamda vatandaşlarınızı korumanın yegâne yolu bu saldırılara dirençli teknolojilerinizin olmasıdır. Dahası dünyada sinirbilim alanında muazzam gelişmeler yaşanıyor. Eğer biz beynin sırlarını diğerlerinden önce çözemezsek, insanlarımızı manipüle eden masum görünümlü gelişmiş teknolojik ajanlardan koruyamayız.

Teknolojinin nasıl kullanılacağı elbette bir niyet meselesidir. Hem iyiye hem kötüye kullanılabilir. Dünya yıkıcı teknolojilerin yarattığı acıyı daha önce defalarca kez deneyimlemiştir. Fakat sağlık teknolojisi alanındaki risk, nükleer silahlardan farklı olarak, çok daha sinsidir. Milimetrenin onda biri büyüklüğünde etkenler hücre genetiği ve beyin mimarisinde kalıcı değişiklikler yapabilmekte ve zararlarının anlaşılması, yılları bulabilmektedir. Dahası anlaşıldıktan sonra tedavi için yine ileri sağlık teknolojisi gerekmektedir.

Konun açıklığa kavuşması için son olarak şunu söylemeliyim. Son on yılda milli savunmada bize gurur veren gelişmeler kaydettik. Ama hepimiz biliyoruz ki düşman uyumaz ve yeni asimetrik saldırı yöntemleri geliştirir. Bu bağlamda milli sağlık hamlesi, milli savunmayı tamamlayan bir kalkan görevi görecektir.” 

Sizce şu anda sağlık teknolojisi alanında yapılması gerekenler nelerdir?

“Bu soruya şimdi ve gelecek için yapılması gerekenler şeklinde cevap vereyim. Şimdi için yapılacak şey, en sık kullandığımız teknolojik cihazların millileştirilmesidir. Bu hem ekonomik açıdan hem de dışa bağımlılığı azaltma açısından kritik bir adımdır. Millî savunma konusunda bunu başardıysak, millî sağlık konusunda da başarabiliriz. Son zamanlarda Sağlık Bakanlığımız bu konuda ciddi bir adım attı ve girişim yapmak isteyen özel şirketlerin devlet eliyle destekleneceğini açıkladı. Fakat ben bu konunun serbest piyasa koşullarına bağlı tutulmaması ve devlet eliyle planlı bir şekilde uygulanması inancındayım. Çünkü bu alanda yıllarca pazar lideri olmuş firmalarla mücadele en başlarda kârlı olmayacaktır. Kısa vadede kazançlı olmayan riskli işlere özel sektör girmek istemeyebilir ama devlet bunu bir güvenlik meselesi olarak görüp girebilir. 

Diğer bir konu gelecekle ilgili. Geleceğin tıbbını şekillendirecek alanlar, hücresel tedaviler, doku mühendisliği, genetik tedavilerdir. Bilimsel literatürde bu alanlarda çok hızlı gelişmeler yaşanmaktadır. Eğer bu dalga zamanında yakalanırsa, Türkiye gelecekte sağlık teknolojisi alanında dünya lideri olabilir. En büyük avantajımız bu konuda yeterli alt yapı ve nitelikli bilim insanlarımızın olmasıdır. Bu alanlarda çalışacak olan kişilere ayrıcalıklı teşviklerin verilmesi ve sadece bu iş üzerinde çalışmalarının sağlanması gerekmektedir. 

Hepsini özetlersem, millî sağlık hamlesi, özel sektör keyfiyetine bırakılamayacak kadar ciddi bir güvenlik meselesidir. Bu konuda stratejik bir planlama ve bir devlet iradesi gereklidir. Türkiye şu anda yükselen dalgayı yakalar ve kaynaklarını doğru yönlendirirse, ülke sağlığının geleceğini şimdiden garanti altına alabilir.”

* Bu tespit ve önerilerden yararlanılmasını diliyor, Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu’na konunun hassasiyetine dikkat çektiği için tekrar teşekkür ediyorum.

Sağlıcakla Kalın,

Prof. Dr. Hakan Aydın / Haber7

Erciyes Üniversitesi

X: @mediadjournal

 

 

 

 

Yorumlar5

  • Ali 1 hafta önce Şikayet Et
    Değerli hocamız dan bu milli kendi üretimimizi yapmak için sadece devletten değil gelecek nesillere bir proje hizmet veren nesiller yetiştirmek için mühendislik fakültelerinde bu konu ile bölümler açılmalı fabrikalar kurulmalı destek verilmeli.cok güzel bir konu.Devamını diliyorum saygılar
    Cevapla
  • M.A.Bayrak 1 hafta önce Şikayet Et
    Güzel bir araştırma konusu oldu benim için sağlık üzerine kendi makinelerimizi yapmak için kolları sıvamak gerekiyordu nihayet bu konuyu elen aldınız hocam.Teşekkür ediyorum
    Cevapla
  • Mustafa 1 hafta önce Şikayet Et
    Değerlendirilmesi gereken bir konu teşekkürler.
    Cevapla
  • Muhsin Aydin 1 hafta önce Şikayet Et
    Bşarılar diliyorum Allah yolunu acik etsin bilgisini artirsin
    Cevapla
  • Bursa 1 hafta önce Şikayet Et
    İlk olarak sağlıklı gıda tuketmeli insanlar. Market rafları GDO'lu gıdalar, glikozlu, yapay gıda, yapay aroma vericiler kullanılan gıdalarla dolu. Bunlar derhal yasaklanmalı. İnsanlara doğal ve gerçek gıdalar yedirilmeli. Böylece daha sağlıklı olur insanlar. .. Narenciye bahçelerinde 40-50 kuruş limon ama raflar yapay limon suyu ile dolu. Devlet önce buna bir çözüm bulunsun.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat