İYİ Partili Türkkan’ın iddialarına Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yanıt

İyi Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan’ın ‘Buğday İthalatı’ ve ‘Tohumculuk Kanunu Türk Tarımının Sevr Anlaşmasıdır’ iddialarına Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yalanlama geldi.

ABONE OL
GİRİŞ 08.06.2020 14:43 GÜNCELLEME 08.06.2020 14:46 EKONOMİ
İYİ Partili Türkkan’ın iddialarına Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yanıt
İYİ Partili Türkkan’ın iddialarına Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yanıt

İyi Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan’ın 07.06.2020 tarihinde TBMM’de düzenlediği basın toplantısında ‘Buğday İthalatı’ ve ‘Tohumculuk Kanunu Türk Tarımının Sevr Anlaşmasıdır’ iddialarında bulunmuş, aşağıdaki açıklamanın yapılması zaruri hale gelmiştir.

 

 

Sayın Türkkan’ın iddiaları doğru değildir. Buğday ve tohumculuk sektörüne ilişkin resmi veriler, bu asılsız iddiaların, kasıtlı ve yıpratma amacı taşıdığını da ortaya koymaktadır. 

Bakanlığımızca yürütülen projeler ve çalışmalar ve üretime yönelik teşvikler ile çok sayıda tarım ürününde dünya liderliğimiz devam ediyor. Türkiye, buğday unu ihracatında dünyada birinci, makarna ihracatında ikinci sıradadır.

 

 

Ülkemiz, buğday iç tüketimi tamamen yerli üretimden karşılanmaktadır. 2019 yılında 19 milyon ton olan buğday üretimimiz, 2020 yılında %7,9 artış ile 20,5 milyon ton olarak beklenmektedir. (TÜİK)

Buğdayda, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında ihracat bazlı yurtdışı temin yapılmaktadır. İthal edilen buğday; un, makarna, irmik vb. işlenmiş ürün olarak, tekrar  ihraç edilmekte, ülkemize döviz girdisi sağlanmaktadır. 2019 yılında; 7,5 milyon ton buğdayın karşılığı olan mamul madde ihracatı yapılmıştır.

Türkiye tohumculuk sektörü de kendi ihtiyacı olan tüm tohumluğu üretecek güç, yetenek ve kapasiteye sahiptir. 2006 yılında çıkarılan 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu ile Ülkemiz Tohumculuk Sektöründe Özel Sektörün örgütlenmesi ve üretim sürecinde hızla yer almasıyla sertifikalı tohumluk üretimi 2020 yılı itibariyle 1 milyon tonun üzerine çıkmıştır. Son yıllarda tarımda kaydedilen gelişmeler sayesinde; üretimde, verimde,

 

 

kalitede ve ihracatta artışlar gerçekleşmiştir. Ülkemiz tohumluk konusunda kesinlikle dışa bağımlı bir ülke değildir. 

Dünyanın en büyük üretici ve ihracatçılarından biri olan ülkemiz, üyesi bulunduğumuz Dünya Ticaret Örgütü kuralları gereği her ülkeye tohum satabilmekte ve ihracat yaptığı pazarların talep çeşitliliği ve serbest pazar gerekleri doğrultusunda nihai ihraç ürününe dönüştürmek amacıyla tohumluk ithalatı yapmaktadır.

Son yıllarda uygulanan politikalar neticesinde sertifikalı tohum ile sertifikalı fidan üretimi ve ihracatta büyük artışlar sağlanmıştır.

2002-2019 döneminde; sertifikalı tohum üretimi 145 bin tondan 8 kat artış ile 1 milyon 134 bin tona, tohum ihracatımız 17 milyon dolardan 9 kat artışla 149 milyon dolara, İhracatın ithalatı karşılama oranı %31 iken %86 seviyesine yükselmiştir.  Yurtiçinde kullanılan sertifikalı tohumluk miktarının % 96 ‘sı yerli imkânlarla yurtiçinde üretilerek karşılanmaktadır.

Ülkemizde tohumculukla ilgili faaliyette bulunan firmaların tamamı Bakanlığımız tarafından yetkilendirilmekte ve kayıt altına alınmaktadır. Hâlihazırda bunların sayısı 939’dur. Sermaye durumuna göre; bu firmalardan 879’u yerli, 40’ı yabancı ve 20’si de yerli-yabancı ortaklığı şeklindedir. Bu şirketler sadece üretim yapmakla kalmayıp aynı zamanda kendi kaynakları ile yerli çeşitler de geliştirmektedir.

YORUMLAR 4
  • ~Serdar~ 3 yıl önce Şikayet Et
    iddaa demeyin palavra bildiğin.
    Cevapla
  • Mümin 3 yıl önce Şikayet Et
    İyi parti bu ülkenin gelişmesini engellemek için milliyetçi sağ kesim adı altında kurulmuş olan ikinci chpdir.
    Cevapla
  • İşçi 3 yıl önce Şikayet Et
    Kesin öyledir ben büyük bir un fabrikası da çalışıyorum buğdayın en en az yüzde yetmiş ini Rusya'dan gelen buğdayla karşılıyoruz
    Cevapla
  • mehmet 3 yıl önce Şikayet Et
    İyi partili millitvekili iyi niyetli değildir, ancak hükümette hatalarını görmeli, tarımda çok yanlış politikalar var, çiftçilerin girdi maliyetleri çok yüksek, çiftçi kazanamıyor, bunlara çözüm bulunmalı, ayrıca çiftçiye uzun vadeli düşük faizli krediler kullandırılmalı, büyük bir sorun haline gelmiş çiftçinin atadan deden kalan hazine tarım arazileri çiftçilere verilmeli, çiftçi korkusundan bu arazileri istediği gibi işleyememektedir. sulama işlerine büyük yatırımlara öncelik verilmeli.
    Cevapla

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR