Dünya Sağlık Örgütü hasta-vaka ayrımı meselesini nasıl gördü?

Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, bugün Haber7'de yazdığı köşe yazısında son günlerde çok konuşulan vaka-hasta sayıları ile ilgili DSÖ'nün tutumunu yazdı.

ABONE OL
GİRİŞ 06.10.2020 09:23 GÜNCELLEME 06.10.2020 09:23 GÜNCEL
Dünya Sağlık Örgütü hasta-vaka ayrımı meselesini nasıl gördü?
Dünya Sağlık Örgütü hasta-vaka ayrımı meselesini nasıl gördü?

Acet köşesinde konuya ilişki yaptığı değerlendirmede, "Dünya Sağlık Örgütü’nün bu konuyu ‘mesele etmediği’ kolayca anlaşılabiliyor" ifadelerini kullandı.

 

İşte Mehmet Acet'in o yazısı:

Dünya Sağlık Örgütü’nün Avrupa Ofisi, geçtiğimiz Cuma akşamı, Türkiye’nin Kovid-19 mücadelesini konu alan bir açıklama yaptı.

 

Açıklama tam da Türkiye’de hasta sayısı-vaka sayısı tartışmalarının ortasında iken gelince, “Acaba bu konuda ne düşünüyorlar, nasıl bir tepki verdiler” merakı içinde açıp metni okudum.

Açıklamada ne dendiğine birazdan değineceğim ama bir cümle ile özetleyecek olursak, Dünya Sağlık Örgütü’nün bu konuyu ‘mesele etmediği’ kolayca anlaşılabiliyor.

"HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAYACAKLAR"

Öbür taraftan üç paragraftan oluşan açıklamanın, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Her vaka hasta değildir” sözlerini skandal olarak nitelendiren çevreleri hayal kırıklığına uğratacak bir niteliğe sahip olduğu da rahatça söylenebilir.

Onlar açısından işin daha kötüsü ise, açıklamanın büyük bölümünde Türkiye’nin korona mücadelesinden övgü dolu sözlerle bahsedilmesi.

O halde Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasının detaylarına şimdi bakabiliriz.

Açıklamanın birinci paragrafında, “Türkiye’nin semptom göstermeyen kişiler de dahil olmak üzere tarama testlerini yapabilmek amacıyla Nisan ayındaki günlük test kapasitesini Ağustos ayından itibaren üç katına çıkarmasını ve virüsün yayılmasını önleme stratejisini takdire şayan bulmaktadır” deniliyor.

“Bu sayede herhangi bir semptom göstermeyen kişiler de dahil sağlık sisteminin daha fazla insana ulaşabilmesi mümkün olmaktadır.” diye devam ediliyor.

Açıklamanın ikinci paragrafında da ‘takdir ifadeleri’ devam ediyor. “Türkiye, semptom gösteren ya da göstermeyen tüm Kovid-19 pozitif vakalarını izole etmektedir. Bu yaklaşım bulaş zincirini kırmak için bir ön koşuldur” deniliyor.

Açıklamanın üçüncü paragrafı Türkiye’de bazı haberlerde, “DSÖ Türkiye’ye çıkıştı” anlamına gelecek bir dille yansıtıldı.

Peki acaba öyle mi?

En iyisi önce bu bölümün tamamını aktaralım.

Açıklamanın final bölümü olan paragrafın Türkçe tercümesi şu şekilde:

“DSÖ, aynı zamanda, konuyla ilgili DSÖ rehberi kapsamında veri toplama ve pandemiye yanıt önlemlerinin uyumlu hale getirilmesine yönelik çağrılar yapmaktadır. DSÖ, raporlama ve veri toplama mekanizmalarının güçlendirilmesi ve geliştirilmesi için Türkiye’nin de dahil olduğu tüm üye ülkelerle düzenli ve gerekli görüldüğünde istişarelerini devam ettirmektedir. DSÖ olarak, Kovid-19’un durdurulabilmesi için pandemi sürecinde veri paylaşımını daha güçlü hale getirmek ve kanıta dayalı kararları desteklemek amacıyla karşılaşılan sorunlar ve çözümleri ele almak üzere bölge ülkelerini bir araya getirmeyi planlamaktayız.”

Açıklamanın bu son bölümü böyle.

Buradan nasıl bir anlam çıkarılabilir?

Hasta sayısı-vaka sayısı ayrımı nedeniyle bir çıkışma durumu söz konusu mu?

Öyle değilse de, DSÖ kurumsal pozisyonu gereği tepkisini kibarca ortaya koydu diye düşünülebilir mi?

Hayır, o da değil.

Peki bu açıklama hangi anlama geliyor?

Şu anlama geliyor:

Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye’nin korona rakamlarını açıklama biçiminden değil, Avrupa ülkelerinin pek çoğunun farklı yöntemlerle çalışmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor ve bu raporlamaların ‘uyumlu hale’ getirilmesi ihtiyacına değiniyor, bu hedefe ulaşmak için de tarafları bir araya getireceğinden söz ediyor.

Yani, mikroskopla fotoğraf karesinde leke aramaya çalışanlara buradan ekmek çıkmıyor.

DSÖ'NÜN ODAK NOKTASI

Açıklamanın ilk iki paragrafında görüldüğü gibi, DSÖ’nün odak noktasında, korona ile fiili mücadele ve bu mücadelenin sonuçları var.

Türkiye, kendine özgü filyayon/tarama modeliyle dünyada çok az ülkenin yapabildiğini yaptı, virüsün yayılımının durdurulabileceğini, bulaş zincirinin kırılabileceğini gösterdi.

Hastanelerin yoğun bakım servisleri makul düzeyde.

Ülkenin sağlık kapasitesi, ‘ben korona hastası olabilirim’ diyen herkese ulaşabilme, tedavi edebilme kapasitesini koruyor.

Gerek ‘hasta’, gerek ‘vefat’ sayısı, dünya ortalamasının gerilerinde.

Odaklanılması gereken nokta burası olmalı.

İPİN UCU KAÇMADI

Sağlık Bakanlığı’nın rakamların tamamını açıklamaması, ipin ucunu kaçırdığı anlamına gelmiyor.

Aksine başka ülkelerin ulaşabildiğinden çok daha fazla ‘vakaya’ ulaşılabiliyor ve açıklanan rakamlarda revizyona gidilmesinin temel gerekçelerinden biri de bu.

Türkiye ulaştığı kapasite ile daha fazla vaka tespit edebiliyor.

Avrupa ülkelerinin çoğu dahil dünyanın pek çok ülkesinde ise, insanlara ancak hastanelere başvurduklarında test yapılabiliyor.

Bu da rakamlarda uyumsuzluğa yol açıyor.

Dünya Sağlık Örgütü’de bu durumun farkında olmalı ki, Türkiye’ye haksızlık yapmak istemiyor.

Yaptıkları açıklamada böyle bir özen içinde oldukları görülebiliyor.

YORUMLAR 10 TÜMÜ
  • İstanbullu 3 yıl önce Şikayet Et
    Sözcü gazetesi kimin sözcüsü. Halkın değil, bizim değil.. Ülkemize zarar verebilme ihtimali olan herşeye taraf. Kuyuya bir taş attı... Gerek yok bu kadar uğraşmaya. Gerçek yüzlerini ifşa edin. Korkmayın. Halk sizinle
    Cevapla
  • Hatice 3 yıl önce Şikayet Et
    Her vaka hasta olmasa bile hasta etme potansiyeli var. Bizim de vatandaş olarak hasta sayısına değil vaka sayısına bakmamız lazım. İl il de vaka sayısı(hasta olmasa bile) açıklanmalı. Kişisel tedbirlerin böylece daha ciddi tutulacağı kanaatindeyim.
    Cevapla
  • BAYRAM KARAASLAN 3 yıl önce Şikayet Et
    Lütfen DSÖ denilen terörist yapıyı referans almayın.Bu virüsün bu sevyeye gelmesinin temel nedeni DSÖ ödür.Küsel güçlerin maşasıdır.Başlarındaki adam kendi ülkesi Etyopyayı aşı ve ilaç dememe tahtası haline getirdi.
    Cevapla
  • Kul 3 yıl önce Şikayet Et
    Bu örgüt küreselcilerin avucunda açıklamaları hiç samimi değil . Amaç haber yoluyla ve testlerle bu korkuyu hep canlı tutmak insanları aşı ve çipe mecbur etmek .aşılar onlar için büyük bir sermaye olduğu gibi biyolojik silah ,test için alınan örnekler ayrı bir muamma, bunlar üzerinde gen haritası konusunda çalışıldığı söyleniyor .Buradan fazlaca pis kokular yükseliyor.DSÖ midemi bulandırıyor
    Cevapla
  • Mehmet 3 yıl önce Şikayet Et
    Baslarim sizin DSÖ nize
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR