7 kişilik aileyi katleden cani 'Barışın sağlanması için gittim' dedi!

Konya’da aynı aileden 7 kişiyi öldüren Mehmet Altun, "Barışın sağlanması için gittim. Amacım öldürmek değildi. Kendimi kaybettim hepsine ateş ettim" dedi. Davada, savcılık Whatsapp görüşmelerinin ABD'den talep edilmesini istedi.

ABONE OL
GİRİŞ 14.12.2021 20:22 GÜNCELLEME 14.12.2021 21:41 GÜNCEL
7 kişilik aileyi katleden cani 'Barışın sağlanması için gittim' dedi!
7 kişilik aileyi katleden cani 'Barışın sağlanması için gittim' dedi!

Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 7 kişinin katili Mehmet Altun hakkında "Canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürme" suçundan 7’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, "Yakarak mala zarar verme" suçundan 8 yıla kadar hapis, "6136 sayılı yasaya muhalefet" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve "Konut dokunulmazlığının ihlali" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına katil zanlısı Mehmet Altun tutuklu bulunduğu Kırıkkale F Tipi Cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Duruşmada, haklarında ’Canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürmeye azmettirme’, ’Yakarak mala zarar vermeye azmettirme’ suçlarından dava açılan 10 sanığın da yargılanmasına başlandı.

"BARIŞIN SAĞLANMASI İÇİN GİTTİM, AMACIM ÖDLÜRMEK DEĞİLDİ" 

Duruşmada, ilk olarak katil zanlısı Mehmet Altun ifade verdi. Olayı anlatan Altun, “Ablam Ayşe Keleş orada 20 yıldır yaşıyor, 20 yıldır tanırım. Yakın yürüme mesafesinde bu adrese sürekli giderim, hatta hafta sonları orada geçerdi. Çocukluğumdan beri husumet var. İlk husumet 20 yıl önce. Biz onlara yardım ederken tanıştık. Ablam onlara gitti, ağlayarak geldi. Sorduk, yevmiye ile çalışıyorduk, sürekli kavga vardı. Problemi ben de bilmiyordum. 18 yaşımda çalışırken, taş geldiğini gördüm. Taş bana doğru, bacağıma geldi. Sonra ben bunları saklanırken gördüm. Herkes işinde gücünde, onların işi gücü olmadığı için. Kesinlikle başka kimseyle husumetimiz yok. Buraya ev yapmayın demiş. 20 yıl önce alınan bir evin sahibi de bunlar yüzünden gitmiş. Askerden geldim. O sırada babama telefon geldi, babam ablama gitti. Sonra şüphelendim, gittim. 2010 yılında olan bu olayda o zaman da kavga olmuş, ben de babamdan tüfeği aldım havaya ateş ettim, karakolluk oldum. 2018 yılından beri silahım var. Evim kırsalda olduğu için silah aldım. Bu olaydan önce 3 ay işsizdim. Önceki kavgadan haberim yoktu, sonradan gittim. Kavgadan sonra 1 hafta ablamda kaldım, sonra evime gittim. Karşı taraftan tehdit olduğu için onlarla 1 hafta kaldım. Daha sonra ortalığın yatıştığına inandıktan sonra evime gittim. Bu silahı olay günü evden yanıma aldım. Öncelikle Keleşoğlu ailesinden bu olaylarla ilgili, son yaşanmış olayla ilgili azmettirme gibi bir şey söz konusu değildir. Amacım bu değildir. Barışın sağlanması için gittim. Amacım öldürmek değildi, kasten öldürme değildir, ben kasten öldürmedim” dedi.

"BENİ TANIMASINLAR DİYE BELEDİYEDEN GELİYORUM DEDİM" 

Zanlı Mehmet Altun, mahkeme başkanının “Silahı ne amaçla aldın” sorusuna ise “Evim kırsal alanda olduğu için, birkaç kere hırsızlık olayı da oldu, ben bu olaylardan sonra kendime 2018 yılında silah aldım. Olayla ilgili silah almak aklıma dahi gelmedi. Silah aldığım tarihte karşı tarafla benim aram iyiydi. O zaman bu kadar kötü değildik. İl dışına çıktım olaydan önce. Psikolojik sorunlarım vardı. Ailevi sorunlarım vardı, kafamın dağılması için gittim, gezdim. Karşı tarafın ailesine gitmeye 2 gün önce karar verdim. Büyük kavgadan sonra sürekli tehdit edildiğimiz için, aramız düzelsin diye gittim. Kimseyle konuşmadım, kendi ailemden izin vermediler çünkü ailem de göndermezdi. Ben kendim karar verdim. 2 şarjör aldım, silahımı çantasıyla kendimi korumak için yanıma aldım. Benzini önlem için aldım, başka bir niyetim yoktu. Kamera olduğunu bilmiyordum. Saat 18.00 gibi gittim oraya. Gündüz kimseyle konuşmadım. Silahı bir gün önce yanıma aldım, benzini de olay günü kiralık araç ile giderken aldım, aracı ise iki gün önce kiraladım. Barışmak için gittim, dosyayı aldım, maske taktım. Dosyaya isimleri yazdım. Beni tanımasınlar diye belediyeden geliyorum dedim, bizim belediye ile bir işimiz olmaz dediler. Barış da gelsin dedim. Sonra araca binerek olay yerinden çıktım" şeklinde konuştu.

"KENDİMİ KAYBETTİM HEPSİNE ATEŞ ETTİM" 

Barış Dedeoğulları’nın geldiğini gördükten sonra maskeli bir halde tekrar eve girdiğini anlatan Altun, "Bahçede beni tanır gibi oldular, o sırada silahı çıkardım. Yaşar amca lütfen dur, sadece konuşacağım dedim. Hakaret, tehdit devam etti. Olayda kızları bana saldırdı. Silahı ateşlemeden önce taş attılar. Saldırmayı düşünmeyin dedim, kaçtım. Mesafemi hatırlamıyorum o anda kendimi kaybettim hepsine ateş ettim. Takip mesafesini de hatırlamıyorum. Evin avlusunda hep beraberdik. Kaç el ateş ettim hatırlamıyorum. Bir kere şarjör değiştirdim. Onlar yere düştükten sonra birine ateş ettim. Diğerlerine ateş ettim mi bilmiyorum. İçeri gidip birine iki kez ateş ettim. O da içeri silah almaya gitti diye düşünmüştüm. Maktullere kaç kere ateş ettim hatırlamıyorum. O anki ruh halimle orada kalmam 15-20 dakika oldu. Çıktım araca bindim, aklıma benzin geldi, benzini kullandım. Kameralar kalmasın, delil kalmasın dedim yaktım. Çıktım sonra Bozkır’a gittim, aracı kırsala koydum saat 8 gibi köyüme gittim. Telefonum açıktı. Rent a car işletmecisi arkadaşım aradı, uyardı hızlı gittiğimden ceza gelecek diye. Başka da kimseyle konuşmadım. 4-5 gün Bozkır’da, kırsal bölgelerde kaldım. Eve gelmediğim için arayan olmadı. Sonra kartı kırdım, telefonu attım. Ne yapacağımı bilmediğim için öyle yaptım” şeklinde konuştu.

Zanlı Altun, “Seni olaya azmettiren var mı” sorusuna ise “Beni kimse azmettirmedi. Yönlendirme gibi bir şey olmadı. Aklımda bir kin yoktu ama sürekli konuşmak istiyordum. Son 3-5 yıla kadar husumet olmadı, Ramazan ayındaki konuya kadar. Olaydan bir hafta önce oradan araç ile geçerken el kol hareketi yaptılar. 10 yıldır o yoldan geçme diye ailem beni uyarıyordu” dedi. Mehmet Altun son olarak, “Olay felaketle sonuçlandı, pişmanım” dedi.

OLAYIN GEÇMİŞİ 

Olay, 30 Temmuz Cuma günü saat 18.50 sıralarında merkez Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi Özşahin Sokakta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Yaşar Dedeoğulları’na (65) ait eve gelen husumetli olduğu yan komşusu Lütfi Keleş’in başka mahallede oturan kayınbiraderi Mehmet Altun, bahçede aileyle bir süre konuştuktan sonra yanındaki tabancayla bahçede bulunan Yaşar Dedeoğulları ve eşi İpek Dedeoğulları (62) ile çocukları Serap (36), Serpil (32), Sibel (30), Metin (45) ve Barış Dedeoğulları’nı (35) ateş ederek öldürdü.

Katil zanlısı Mehmet Altun, 4 Ağustos 2021 tarihinde İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve Bölge Özel Harekat birimlerinin çalışmaları neticesinde Bozkır ilçesi civarında saklandığı yerde yakalandı. Altun, 5 Ağustos tarihinde çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

'KİMSE AZMETTİRMEDİ'

Saldırının ardından memleketi olan Bozkır ilçesindeki köylerine gittiğini anlatan Altun, ''Daha sonra olay yerinden ayrıldım. Bozkır'a gittim. Saat 18.30-  20.00 sıraları köye gittim. Giderken telefonum açıktı. Sadece araç kiralama firmazı sahibi aradı. Hızlı gittiğim için uyardı. 4-5 gün bağ, bahçe kırsal alanda yaşadım. Köye gittikten sonra sim kartı kırıp attım. Bana ulaşsınlar istemedim. Kimse beni azmettirmedi. Böyle bir şey söz konusu bile değil. Onlara karşı kin duymuyordum. Sadece konuşmak istiyordum. Bana izin vermiyorlardı. 3-5 yıl husumet olmadı aramızda. Taki ramazan ayına kadar. Olaydan birkaç gün önce evlerinin önünden geçerken, el kol hareketi yaptılar ama önemsemedim. Böyle olsun istemedim. Özür diliyorum. Pişmanım''dedi.

Duruşma diğer sanıkların dinlenmesiyle devam etti. 

DİĞER SANIKLAR SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ

Konya'da, Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi tabancayla öldüren ve ardından evi ateşe veren tutuklu sanık Mehmet Altun'un dinlenilmesinin ardından 12 Mayıs'ta 2 aile arasında yaşanan kavga nedeniyle tutuklu bulunan diğer sanıklar Lütfi Keleş ile Veli Keleş'in oğlu Ali Keleş, SEGBİS üzerinden, tutuksuz sanık Veli Keleş ise duruşma salonunda ifade verdi. 

Mehmet Altun'un eniştesi Lütfi Keleş, 'azmettirme' suçlamasını reddederek, ''Böyle bir şeyden haberim yoktu. Haberim olsaydı da kabul etmez, yaptırmazdım. Hep ara bulmaya çalışıyordum. 12 Mayıs'taki olaya sonradan katıldım. Cezaevine girdikten sonra Mehmet Altun ile görüşmedik. Ziyaretime eşim, çocuklarım, ablam ve eniştem geldi. Eşimin kardeşi olduğu için eşi ve annesi, babasıyla Mehmet Altun, evimize ara ara ziyarete gelirdi. Olaydan 4-5 ay önce bana silahının olduğunu söylemişti ama hiç görmedim. Aileden kimsenin azmettirdiğini düşünmüyorum, olamaz da. Harun oğlu Ali Keleş, cezaevine para gönderiyor" dedi. 

Dedeoğulları ailesinin avukatlarından birinin "12 Mayıs'taki kavganın ardından suçun üstlenilmesini kim istedi?" sorusu üzerine Lütfi Keleş, "Tarım işleriyle uğraştığımız için işlerimiz kaldı. Eşim de tutukluydu. Bu nedenle suçu üstlendim. Karşı taraf devamlı tahrik ediyorlardı. O yüzden 'Uslandılar mı?' diye sordum. Bizi yalan ifadeyle içeri soktular. Mehmet Altun, kendi Facebook hesabından silah resmi göstererek 'Güzel mi?' diye sordu. Ben de 'Silahlarla ilgilenmem, senin de mi var?' diye sordum. Onda silah olduğunu bu şekilde öğrendim. Benim Kürtlerle bu zamana kadar bir sorunum olmadı" cevabını verdi.

'MEHMET ALTUN İLE SAMİMİYETİMİZ YOK'

Mayıs ayındaki kavga nedeniyle tutuklu olan Ali Keleş de ifadesinde şunları söyledi:

"Veli Keleş, babam olur. Olayla ilgili Mehmet Altun ile görüştüğümüz, konuştuğumuz yoktur. Yolum düştükçe hallerini, hatırlarını sormak için uğrarım. 2 aile arasında geçen hiçbir olaya karışmadım. 2010'daki olayı sadece duydum. Mehmet Altun ile samimiyetimiz yok. 12 Mayıs'ta yaşanan kavga olayında yer aldım. Bu yüzden yargılanıyorum. 12 Mayıs'taki olaydan sonra Mehmet Altun ile bir görüşmemiz olmadı. Silahı olduğundan haberim yoktu, telefon açtığımda annem ile görüşürüm. Dosyadaki imza olayından haberim yoktu. Eşim, oğlum ve annem ziyaretime geldi. Babam ile beraber cezaevinde olduğumuz için kuzenim Ali ağabey, bizimkilere para yatırır. Bizimkiler de sonra ona ödeme yapar. Hiç kimse ile 'Şikayetten vazgeçilirse cezaevinden çıkabiliriz' gibi bir görüşme yaşanmadı."

Sanıklardan Veli Keleş de suçlamaları reddederek, "Böyle bir şey olduğunu bilsek asla kabul etmezdik. 12 Mayıs'tan sonra kimseyle olayımız olmadı. Mehmet'in bu olayı yapacağından haberimiz yoktu. Böyle bir konu aramızda hiç konuşulmadı. Olay günü ailemden kimseyi görmedim. Olaydan sonra Ali Çalık beni aradı. Dedeoğulları tarafından ateş sesi geldiğini söyledi" dedi. 

​Duruşmaya ara verilirken, aranın ardından diğer sanıkların dinlenilmesine devam edilecek. 

SANIKLAR: OLAYLA İLGİMİZ YOK

Konya'da aynı aileden 7 kişinin öldürüldüğü olayı gerçekleştiren Mehmet Altun'un yanı sıra azmettirmek suçlamasıyla yargılanan sanıkların dinlenmesine, verilen aranın ardından devam edildi.

Sanıklardan Yahya Çalık, olayla ilgisinin olmadığını öne sürerek, ''Olayla ilgimiz, alakamız yok. Mehmet Altun'u tanırım ama 3 yıldır hiç konuşmadık. En son Lalebahçe Karakolu'nda karşılaştık. Bu olay konusunda hiç konuşma, toplantı olmadı. Arabuluculuk istesem, yaşı daha büyük birisini seçerdim. 12 Mayıs öncesi benimle husumetleri yoktu. 2010'dan sonra da yoktu. 2010'daki olayda sadece kulaktan duyma şeyleri biliyorum. Mehmet ile tanışmışlığım, diyaloğum da yok. Böyle bir şeyi yapacağı aklımıza gelmedi. Olaydan tarladayken haberim oldu. Diğer akrabaların tarım işçileri haber verdi. 'Dedeoğulları ailesinin evi basılmış. Siz de burada durmayın' dediler. Daha sonra kendimizi koruma altına almak için polisi aradık. Üzerimize atılı suçları kabul etmiyorum'' dedi.

Yahya Çalık'ın sanıklar arasındaki oğullarından Ali Çalık da şunları söyledi:

''Mehmet Altun'u tanırım ama muhabbetimiz hiç yok. 2-3 yıldır da konuşmayız. Azmettirme suçunu kabul etmiyoruz. İşime gelip gidemiyorum. Olayla hiç ilgim olmadığı halde 94 gün cezaevinde kaldım. 12 Mayıs olayında ise 20 gün cezaevinde kaldım. O olayla da hiçbir bağım yok. 2010 yılındaki olayda ben çocuktum. Kulaktan duyma biliyorum. Dayım Lütfi Keleş, kavgaya karşı bir adamdı. Bize hep 'Belaya uymayın' derdi. Eve giderken bile farklı yerden giderdi. Suçlamaları kabul etmiyorum.''

Yahya Çalık'ın diğer oğlu sanık Ramazan Çalık, ''Evimiz dayım Lütfi Keleş'in eviyle 1,5 kilometre uzaklıkta. Haftada bir ancak giderdik. 2010 yılındaki olayı hatırlamıyorum. Sadece o günden beri komşusuyla konuşmadıklarını biliyorum. Mehmet Altun'un numarası bile ben de yok. Olayı da kuzenimden öğrendim. Olayla da ilgim yok. Bu konuyla ilgili konuşmamız olmadı. Mehmet'in neden bu olayı yaptığını bilmiyorum. Aklımız almadı. 3 ay boyuncu suçsuz yere cezaevinde yattım. Suçlamaları kabul etmiyoruz'' diye konuştu.

'MAHKEME' ADLI WHATSAPP GRUBU KURDUM'

Aynı adı taşıyan 3 sanıktan Ali Keleş, 'Mahkeme' adlı WhatsApp grubunu kendisinin kurduğunu belirterek, ''Bu şahısların hepsi akrabalarım. Olaya karışan 3 aile var. Hiçbir olaya karışmadım. Bu insanlar çarşı-pazar bilmezler. Bunlar cezaevindeyken onlara yardım ettim. Paralarını yatırdım. 12 Mayıs'taki olayda yer almadım. Hakkımda bu konuyla ilgili dava da açılmadı. 2010 yılındaki olayı, 12 Mayıs'ta yaşanan olayın ardından öğrendim. 11 yıldır o mahallede oturmuyorum. Olaylara kavgadan sonra dahil oldum. Evin erkekleri cezaevinde olduğu için onlara avukatlarını tutup, paralarını yatırdım. Hepsinin masraflarını da geri aldım. WhatsApp grubunu ben kurdum. Onun nedeni ise 3 farklı aile olduğu için davayı öğrenmek amacıyla beni arıyorlardı. O yüzden dosyadaki son gelişmeleri paylaşmak için kurduğum bir grup. Grubun konusu dava olduğu için adına 'Mahkeme' koydum. Mehmet ile muhataplığım yoktur. Neden yaptı onu da bilmiyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum'' ifadelerini kullandı.

AİLENİN GERİYE KALAN TEK FERDİ KONUŞTU

Saldırıya uğrayan Dedeoğulları ailesinden geriye kalan, olaydan önce de yaşadığı İngiltere'ye gitmek için Ankara'da bindiği uçağın kalkışına dakikalar kala acı haberi alıp Konya'ya geri dönen Çetin Dedeoğulları, Mehmet Altun'un kiralık katil olduğunu öne sürdü. Çetin Dedeoğulları, ''Organize suç olduğuna inanıyorum. Daha önceki olayda ailemi öldürmek istediler. Cezaevine girip, çıktıktan sonra da bu olayı planladılar. Mehmet Altun'u da kiralık katil olarak gönderdiler. Bu işi de Ali Keleş organize ve finanse etti. 12 Mayıs olayından sonra 14 Mayıs'ta Türkiye'ye geldim. Sürekli tartıştıklarını anlatıyorlardı. 22 Mayıs'ta bir olay oldu. Hepsinden şikayetçiyim. Ailemi katlettiler. Kurban olarak da Mehmet Altun'u seçtiler'' dedi.

Yıllar önce soyadını değiştirdiği belirtilen Yaşar Dedeoğulları'nın kardeşleri Cengiz, Öner Rıfatoğlu ve Erdal Rıfatoğlu ile Ercan İnik, Filiz İşkin, Güneş İnik, Naime Kızılgedik ve Ayfer Karasu sanıklardan şikayetçi olduklarını belirtti.

KAYNAK : İHA
YORUMLAR 46 TÜMÜ
  • ÜZKA 2 yıl önce Şikayet Et
    İyi ki barış için gitmişsin ya savaş için gitseydin ne olacaktı acaba?
    Cevapla
  • Sinan Can 2 yıl önce Şikayet Et
    Çoğu zaman hiç bir suç tek taraflı değildir her olayın mazisine iyi bakılmalı.
    Cevapla
  • R. Texaslıoğlu 2 yıl önce Şikayet Et
    Texas Eyaletinin saygıdeğer ahalisi BARIŞ için canlarını bile verirler...
    Cevapla
  • Çepni28 2 yıl önce Şikayet Et
    İdam idam idam
    Cevapla
  • mehmet 2 yıl önce Şikayet Et
    idam şart
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR