Fethullah Gülen neden dönmemeli

  • GİRİŞ23.10.2008 14:29
  • GÜNCELLEME23.10.2008 14:29
Sayın Fethullah Gülen dönmemeli çünkü Ergenekon bitmedi
 
İnsanın kendisini aldatma yöntemlerinden birisi de bir şeyleri saklamak için bazı şeyleri abartma eğilimidir. Bu davranış biçimi bilerek ajan provakatörlerce yapılır. Bilmeden yapılması ise aşırı muhabbet veya düşmanlık gösteren kişilerce olur.
 
Sayın Fethullah Gülen toplumda aşırı sevenleri ve aşırı karşı olanları çok fazla bulunan biri olarak çok konuşulan bir kişiliktir. Onun üzerinden bazı oyunlar ve hesaplar yapıldığını görmek mümkün.
 
Öncelikle Sayın Gülen ile ilgili bir emekli general grubunun şu tartışmasını not etmek istiyorum. Bu tartışma cumhurbaşkanlığı seçimi öncesine ait... “Fethullah Gülen’in Humeyni’den farkı yoktur. Humeyni nasıl Fransa’dan rejimi değiştirerek döndü ise, o da  şartlar hazır olunca Amerika’dan aynı şekilde dönecektir.”  Onun üniversite diploması olmadığını söyleyenlere ise “Bence o Azerbeycan’dan üniversite diploması almıştır” cevabı verilmişti.
 
Bu kanaatin Türkiye’de belli bir kesimde yaygın olarak bulunduğu biliniyor. Bu korku bazı odaklar tarafından psikolojik savaşın ‘Gri propaganda’ yöntemi ile ‘pireyi deve, habbeyi kubbe’ yapma biçiminde propaganda edildiğini görüyoruz.
 
Sayın Gülen’in geçmişte Başbakan Tansu Çiller’in ayağına gitmesi, siyasetle ilgisi var gibi anlaşılmasına neden oldu. Siyasilerle görüşen veya yaptığı işlerden dünyevi çıkar sağlayan her din adamından kurulu düzen kuşkulanır.
 
Bunun tarihteki örneği dindar bir padişah olan İkinci Murat idi. Hacı Bayram-ı Veli’nin vergi muafiyeti nedeniyle müritleri çok artmıştı, kıskananlar devamlı şikâyet ediyorlardı. Padişah konuyu inceletti, görevlendirdiği kişiye Bayram-ı Veli sadece bir buçuk müridinin olduğunu söyler. Bunu ispat etmek için bütün müritlerini topladığı ve bir senaryo hazırladığı biliniyor. Şeyhinin yolunda kendini kurban etmeye hazır müritlerine davet töreni yapar, bir çadırda gizlice kurban kesip kanını akıtır. Sadece bir kadın bir erkek iki müridi gelir. Bunun üzerine padişahın mahcup olduğu söylenir.
 
Sayın Gülen’i yakından tanıyanlar dünyalık peşinde koşmadığını, siyasi bir talebi olmadığını söylüyorlar. Bu söylemin bizzat kendisinden daha çok duyulmasına ihtiyaç var. Yoksa kuşkular daha da artar, üzerinden yapılan hesaplar taraftar bulur.
 
Kırsalda PKK, şehirde Ergenekon benzer işlevi yapıyorlar. Seçim öncesi hesaplar, insanların kararlarını etkilemek ve kutuplaşma sağlamak için korkunun ve güvensizliğin yükselmesi iki tarafında çıkarına uygun geliyor.
 
Ergenekon olgusunu komedi olarak tanımlayıp  değersizleştirme veya aşırı tepki verme  klasik kullanılan bir uygulama oldu. Silivri Duruşmaları’nda gösteri yapan taraftar veya karşıt gruplar bindirilmiş psikolojik savaş taburlarıdır.
 
Aynı hassasiyet alanı ve aşırı duygu yüklü bir konu da irtica söylemidir. Gülen hareketinin hızlı büyümesi ve dünya çapında etkinliği çok dikkat çekiyor. Sayın Gülen gizli siyasi islam niyeti olan bir kişi olarak propaganda ediliyor. Açık ve net olmayan tutumlar bu propagandayı besliyor.
 
Sayın Ali Bulaç’ın yazısında belirtildiğine göre Sayın Gülen’e Türkiye’ye dönme konusunda yoğun baskı yapıldığı anlaşılıyor. Türkiye’de siyasi tansiyonu yükseltmek isteyenlerde aynı şeyi istiyorlar. Çünkü kurtlar bulanık havayı sever. Ama Türkiye’nin açık ve aydınlık havaya ihtiyacı var.
 
Battal Gazi’nin savaş taktiklerinden birisi psikolojik savaş taktiği olarak kullanılır. Gece karanlıkta Battal Gazi düşman çadırlarını arasına girer bir grup insanı kılıçtan geçirir sonra kaybolurmuş. Oluşan bu kaosta düşman farkına varmadan birbirini kılıçtan geçirirmiş.
 
Bugün bakıyoruz Kürt kimliği, başörtüsü ve irtica konusunda ortaya tartışma malzemesi sürüp, bu konuları canlı tutup oluşan kaosdan faydalanmak isteyen kurtlar bekliyor. Hatta eski Cumhurbaşkanlarından birisinin  Sayın Gülen’in gelmesi için tavsiyelerde bulunduğu biliniyor.
 
Doğu toplumu olarak duygu temelli hareket etmeye çok yatkın bir toplumuz. Durup düşünüp kâr zarar analizi yapmadan alınacak kararlar ve gösterilecek tepkilerin hep karşıtını, zıddını ve düşmanını beslediğini unutmamalıyız.
 
Herkesin yerini belli etmesini isteyen askeri akıl yerine, herkesin konuşup, tartışıp derin düşünerek ve anlamaya çalışarak hareket ettiği ortak akla ihtiyacımız vardır.
 
Siyasal cinayetlerin açıklanmadığı, Anayasa Mahkemesi’nde bile hukukun yargı içi siyasete kurban edildiği, Ergenekon davasına gizli açık baskıların yapıldığı, baskı yapanın karşı taraf baskı yapıyor diye propaganda ettiği bir ortam var.
 
Bu ortamda derin ve kirli ilişkilerin açığa çıkması, doğru siyaset ve hukukun kamuoyunda daha çok aydınlanması daha çok netlik ve saydamlığa kavuşması gerekiyor.
 
Bu nedenle sürüye kurt çekmemek için herkesin soğukkanlı, şahsi hesap içinde olmadan ve sağduyulu davranması gerekir. Her zamandan daha çok kendimize karşı dürüst olmamız gerekiyor.
 
Gizli çetelerin beynine henüz ulaşılamadı, ortamı karartmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim.
NEVZAT TARHAN – HABER 7
 
 

Yorumlar30

  • hamza salman 15 yıl önce Şikayet Et
    halil kardeş.... Belkide ikrar ediyorlardır nedersin? Artık öyle bir zamanda yaşıyoruzki hiç bir şey gizlenemiyor. Ahmet furkanın söylediklerini kayıtlı belgeleriyle (tevil edilmemiş haliyle) internette bulabilirsin.Yazarlar gazete küpürleri vs.ama burda dile getirilmesine ne editörler izin veriyor nede şakirtleri.Ya hakarete uğruyorsunuz onlara cevap dahi vermeden yada engelleniyorsunuz.Nevzat hocamın da dediği gibi bu cemaat çok müphem hem liderleri hemde asıl fikirleri aslında açık veriyorlar ama tevil ustaları çok.
    Cevapla
  • isimsiz kahraman 15 yıl önce Şikayet Et
    sn. NEVZAT TARHAN. her zamanki gibi harika bir yazı yazmışsınız sizi tebrik ederim ...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Turkish hero 69 15 yıl önce Şikayet Et
    Fethullah Gülen böyle bir şey demez. Bence yeniçeri kendisi söylüyor.Geçen gün yine bu sitede aynı yazıyı yazmıştı.Kopyala yapıştır yapmış
    Cevapla
  • Hattab 15 yıl önce Şikayet Et
    gelmesin. Sizlerden kimi görsem, Filistini bilmez, Afganistanı bilmez, Keşmiri bilmez, Çeçenistanı bilmez, Irakı bilmez, Şehid Şeyh Abdullah Azzamı bilmez, Şehid Hattabı bilmez, yani cihad beldeleri ve mücahidleri, mücahid komutanları bilmez, çoğunuz kafanızı kuma saplamışsınız, diyalog, yabancı hayranlığı,sevgisi hoşgörüsü bürümüş sizleri.
    Cevapla
  • Ahmet YILDIZ 15 yıl önce Şikayet Et
    sapla saman. Yorumcu arkadaşlar yazıyı dikkatli okuyun. Yazarın niçin gelmemeli gerekçesini anlarsınız. bir zamanlar "ağzı olan konuşuyo" diye bir söz vardı şimdi herkes yorum yazıyor ama ne yazdığını bilen sayılı. Hocaefendi kendisini düşünseydi çoktan gelirdi sevgili arkadaşlarım. ama bağrına taş basıyor ve gelmiyor.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat