Kanal İstanbul'la ilgili CHP'nin İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapça olarak 4 dilde paylaştığı "ödemeyiz" mesajıyla ilgili CNNTürk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programında konuşan Mete Yarar, projenin başlatılıp belli bir noktaya geldikten sonra iktidarın değişmesi durumunda ne olacağı ve firmalar yerine devletlerin proje için devreye girmesi durumunda CHP'nin tavrının ne olacağını gündeme taşıdı.
Bu işin sadece CHP'nin söylemi olmadığını vurgulayan Mete Yarar aynı dili Millet İttifakı içinde olanlar ile birlikte dışardan da destek verenlerin de bulunduğuna dikkat çekerek "Bu 5-6 partinin ortak söylemi. Demekki bir strateji bu. Bu ben kızdım da "ödemeyeceğim" spontane çıkışı değil. Olay sadece Kılıçdaroğlu ile sınırlı tutulunca tablo net olarak anlaşılmıyor. Bu bir strateji." dedi.
Kılıçdaroğlu'nun 2023 yılına kadar seçime gidilmeyeceğini düşündüğünü dile getiren Mete Yarar o zamana kadar bunu engellemenin yolunun işin ihalesine girecek olan firmaların girmesinin engellenmesi olarak gördüğünü belirterek" Eğer Cumhurbaşkanı ısrarcı ise bunu uygulamaya konacak. Eğer CHP de bunun karşısında olacaksa ortaya çıkacak tablo 85 milyon için bir yük olarak ortaya çıkacak. Bu tavır projeye büyük ek maliyetler getirecek. Bu işe kredi veren ülkeler sadece iktidarı değil o ülkedeki diğer siyasi yapıların da bu projeye yaklaşımını da ele alacak. Çok daha ucuz imkanlarla verecekleri kredileri belki çok daha yüksek maliyetlerle verecekler. Ayrıca ihaleye girecek firma sayısı ne kadar çok artarsa firmaların rekabetçi ortamları teklifi daha da aşağı çekecek. Teklif veren sayısı azalırsa da tam tersi olacak. Ya da özel şirketler yerine örneğin Çin gibi devlet destekli şirketlerin ihaleye girme durumu olursa o zaman ne olacak. Çin ihaleyi alacak olsa parasını vermeyecek misiniz? CHP'nin tavrı Türkiye'ye batı şirketleri yerine devlet destekli sırtı daha güçlü devletlerin projeye girmesine yol açacak ve bunun maliyeti de çok daha fazla olacak." dedi.