Eskişehir STK ve iş dünyası buluşması

Başbakan Binali Yıldırım, "2017'nin ilk çeyreği, yüzde 5 büyüme. İkinci çeyrek bundan da yüksek olacak, merak etmeyin. Yıl sonunu, hedefimiz yüzde 4,4'tür, 5'in üzerinde kapatacağız." dedi.

ABONE OL
GİRİŞ 10.09.2017 17:48 GÜNCELLEME 10.09.2017 17:48 GÜNCEL
Eskişehir STK ve iş dünyası buluşması

Başbakan Yıldırım, Eskişehir Valiliği tarafından bir otelde düzenlenen iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları buluşmasında yaptığı konuşmada, ihracatın artırılması gerektiğini, 80 milyonluk bir ülke için 55 bin ihracatçının yeterli olmadığını, ihracatçıların sayısını artırmak için engelleri birer birer kaldırdıklarını söyledi.

Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii AŞ'nin (TÜLOMSAŞ) Türkiye'de yerli üretim adına en güzel örneklerden biri olduğunu belirten Yıldırım, "TÜLOMSAŞ bugün Avrupa'ya, Amerika'ya lokomotif yapıyor, milli tren projesi üzerinde çalışıyor ama sadece TÜLOMSAŞ olarak düşünmeyin 400 ekosistem oluştu, buralara iş yapan firma oldu." diye konuştu.

Yıldırım, Türkiye'nin cari açığının ve bütçe açığının önüne geçilebilmesi için ihracatın ve üretim içinde yerli payının artırılması gerektiğine işaret ederek, katma değeri yüksek tesisler kurmanın önemine dikkati çekti. Başbakan Yıldırım, "Herkesin yaptığı işi yapmaktan vazgeçeceğiz, kilogram başına daha yüksek gelir getiren işlere yöneleceğiz. Bir yandan alın teriyle üretirken diğer yandan da akıl teriyle üreteceğiz. Akıl teri şu anda daha önemli hale geldi. Dünyanın en büyük şirketleri artık büyük fabrikaları olanlar değil, hiç bacası, fabrikası olmayan, bir sandalye, bir kasa, bir bilgisayar... Akıl, bilgiye sahip olmak, bilgiyi üretmek ve bilgiyi ticarete dönüştürmek geleceğin ekonomisidir, ülkeleri öne çıkaracak konulardır." değerlendirmesini yaptı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının modern cumhuriyetin temellerini attığını hatırlatan Yıldırım, "Allah onlardan razı olsun, mekanları cennet olsun. Bu ülke için can veren bütün şehitlerimizi rahmetle, şükranla anıyoruz." dedi.

Başbakan Yıldırım, yokluk ve yoksulluk içinde kurulan Cumhuriyet'in 2002'ye kadar üst üste ortalama yüzde 4,5, 2002'den 2010'a kadar yüzde 5,7 büyüme sağlandığını, 2010-2016 arası büyümenin yüzde 6,7'ye çıktığını aktararak, iç ve dış ekonomik krizlere, şoklara rağmen sağlanan bu başarının Türkiye'nin ekonomik temelinin sağlamlığını gösterdiğini dile getirdi.

Türkiye'nin 2016'da darbe girişimiyle karşı karşıya kaldığını, buna rağmen 2016'nın yüzde 2,9 büyümeyle tamamlandığını kaydeden Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Avrupa'dan daha fazla büyüdük. '2017'de Türkiye belini doğrultamaz. Turizm çöküyor, ekonomi krize giriyor.' dediler. Bütün felaket tellalları sokağa çıktı, Türkiye karşısında her türlü aracı, imkanı kullandılar ama hükümet olarak, Cumhurbaşkanı'mızın da riyasetinde çok hızlı kararlar aldık. 250 milyar dolar Kredi Garanti Fonu marifetiyle bir kaynak kullandırdık. Tam 322 bin firma buradan istifade etti ve o kriz söylentileri falan hepsi boşa çıktı. Sonra ne oldu? Yüzde 5 büyüme. 2017'nin ilk çeyreği, yüzde 5 büyüme. İkinci çeyrek bundan da yüksek olacak, merak etmeyin. Yıl sonunu, hedefimiz yüzde 4,4'tür, 5'in üzerinde kapatacağız. Bu oran ne anlama geliyor? OECD ülkeleri içinde en yüksek büyüme. G20 içinde de üçüncü. Kalıcı refah ne zaman ancak mümkün? Daha fazla yatırım, daha fazla üretim, daha fazla istihdam, daha fazla ihracat. Alma ağacının altında oturmayacağız, satma ağacı. Daha çok satmak için gayret edeceğiz. Bu nedenle büyümeyi daha dengeli, daha kapsayıcı, sürdürülebilir kılacak yeni reform, yatırım ve ihracat seferberliğini başlattık. İhracata dayalı büyümenin gerektirdiği adımları atıyoruz."

- "Komşunuzun işini elinden almayın, yeni müşteri bulun"

Yıldırım, ihracat desteklerinin geçen yıldan itibaren üç kat arttığını vurgulayarak, ihracatçıların Kredi Garanti Fonu kredilerini yüzde 100 kullandıklarını hatırlattı. Eximbank'ın imkanlarının genişletildiğini, ihracatçılara yeşil pasaport da verilmeye başlandığını ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gelin hepimiz ihracatçı olalım. Kafamıza ihracatçı olmayı yerleştirelim, kapı kapı, dünya kazan biz kepçe dolaşalım ama gittiğiniz yerde komşunuzun işini elinden almayın, yeni müşteri bulun. Bir adet var, çorapçı var, bir müşteri bulmuş oraya mal satıyor. Yandaki başka yerden müşteri bulacakken, ter dökecekken gidip diyor ki 'Ben 10 sent daha ucuza vereyim, benden al.' Ne faydası var ki bunun? Bizim ülkemize bir hayrı yok. İlave müşteri, ilave kazanç. Buna bakmamız lazım ve uzun vadeli görmemiz lazım. Dünyaya mal ve hizmet ihraç edebiliyorsanız o zaman işte o bahsettiğimiz açık, süratle kapanacak ve bu konuları artık hiç konuşmaya ihtiyaç duymayacağız. Büyümeyi daha çok üretim ve daha çok iç tasarrufla başaracağız."

- "Marka olan küresel firmalar üretmeye ihtiyacımız var"

Türkiye'de daha çok tasarruf için atıl kaynakların harekete geçirilmesi ve yatırıma yönelinmesi gerektiğini dile getiren Yıldırım, Ar-Ge ve yenilikçilik alanlarına daha çok yatırım yapılacağını kaydetti. Ülkenin en büyük sermayesinin genç nüfusu ve girişimcilik ruhu olduğunun altını çizen Yıldırım, istihdam artırılarak nüfusun daha etkin kullanıldığını söyledi.

Binali Yıldırım, Türkiye'de 2016'da 1 milyona yakın istihdam oluşturulduğunu ancak genç nüfus ve erken yaşta emeklilik nedeniyle istihdama katılım sayısının oluşturulan istihdamın üzerinde kaldığını aktardı. Daha çok yatırım ve daha çok fabrikayla bunun önüne geçilebileceğine işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu:

"Güneydoğu'da inşallah cazibe merkeziyle yeni fabrikalar kuracağız, oradaki vatandaşlarımızın buralara gelmesine lüzum kalmadan, geleceğini, ekmeğini doğduğu büyüdüğü topraklarında arayacak. Ülkemizin mutlaka ürettiği şeylerde katma değeri yüksek ürünlere, araştırma geliştirmenin çok daha fazla olduğu alanlara yönelmesi gerekiyor. Güney Kore bunun en güzel örneğini vermiştir, seçtikleri 6 temel sektörü devlet-özel sektör iş birliğiyle kalkındırarak bugün hepimizin bildiği birçok küresel firma üretmişlerdir. Türkiye'de mutlaka marka olan küresel firmalar üretmeye ihtiyacımız var."

- "Bu iş mi kardeşim"

Türkiye'nin marka olan küresel firmalar üretmeye ihtiyacı olduğunu hatırlatan Yıldırım, bu tür firmalardan birine örnek olarak Türk Hava Yollarının verilebileceğini belirtti. Başbakan Yıldırım, ulaştırma bakanı olduğu dönemde Türk Hava Yollarına ilişkin yaşadığı şu anısını anlattı:

"Ulaştırma bakanıyım, Türk Hava Yolları yüzde 100 devletin. 55 uçağı var, 60 yere uçuş yapıyor topu topu 8 milyon yolcu taşıyor. Bu böyle gitmez. Peki niye gitmez? Çin'e gittik, döneceğiz, resmi ziyaret, 'Efendim, uçak arızalandı gidemiyoruz.' dediler. 'Niye kardeşim?', 'Bir parça lazım'. Alın, takın gidelim. 'Olmaz efendim, alamayız. Ankara'ya yazdık yeni uçak gelecek, onlar ihaleye çıkacak, teklifleri alacaklar, parçayı alacak, sonra gelecek, yapılacak, ne zaman biterse o uçak dönecek.' dediler. Boş uçak oradan kalktı, Çin'e geldi, bizi, diğer yolcuları da aldı, geldi. Bu iş mi kardeşim? Bu ne ticarete ne ülkenin menfaatlerine, geleceğine uyar. O gün orada karar verdim, buraya bir şey yapmak lazım. Geldim dedim ki Sayın Cumhurbaşkanı'm, o zaman başbakanımızdı, burayı elden çıkarmamız lazım. Bunlar kamu mevzuatına tabi olduğu müddetçe iflah olmazlar. Bu kararı verdikten sonra o günkü yöneticiler geldi, şikayet ettiler. 'Başbakan'ım, Bakan bizi öldürmeye, iflas ettirmeye karar vermiş.' Tekrar Başbakan beni çağırdı, 'Ne oluyor bu iş?' dedi. Dedim ki bunlar bir şey yapmasak zaten ölecek, bir şey yaparsak yaşama şansları olacak. Onun için bu iş doğru bir iştir. Stratejik bir alan olduğu için de halka arz edelim. Birine satmayalım, bayrağımızı taşıyor dedim. Bunu gerçekleştirdik, ne oldu? Havacılıktaki göstergelerimiz diğer bütün göstergelerimizi ikiye katladı, dünya büyüklüğünden bahsediyorum."

- "Biz buradayız"

Havayolunu halkın yolu yaptıklarını dile getiren Yıldırım, 33 milyon olan iç-dış hat yolcu sayısının 200 milyona yükseldiğini ifade etti. Havaalanı sayısının 26'dan 56'ya çıktığına dikkati çeken Başbakan Yıldırım, Türk Hava Yollarının daha önce 55 olan uçak sayısının 400'e yaklaştığını aktardı. Yıldırım, Türk Hava Yollarının 100 milyona yakın yolcuyu taşıdığını belirterek, "Bir marka oldu. 246 noktaya uçuyor. Afrika'ya bizden daha fazla uçan yok. 44 noktaya uçuyor. Yani yapınca oluyor." şeklinde konuştu.

Yıldırım, yaşananların kendilerini dünyanın en büyük havalimanını yapmaya getirdiğini dile getirerek, "1970'li yıllarda havacılığın merkezi Amerika kıtasıydı, 1980'li yıllarda Avrupa'ya geçti, önümüzdeki on yıl içinde havacılığın merkezi Türkiye'dir. Çünkü o yıllarda zenginlik doğudan batıya doğru hicret ediyordu, şimdi batıdan doğuya doğru döndü. İster doğudan batıya gidin, ister batıdan doğuya geçin Türkiye'den geçmeden edemezsiniz. Biz buradayız." ifadelerini kullandı.

Bir milyona yakın nüfuslu Eskişehir'i Anadolu topraklarının kavşak merkezi olarak nitelendiren Yıldırım, havacılık, demiryolu teknolojileri, ağır sanayi gibi teknolojik, stratejik sanayinin kentte yer aldığını belirtti. Kente yapılması planlanan şehir hastanesi ve yatırımlara ilişkin bilgi veren Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bunları yapabilmek için vizyon, hedef, hayal etmek, hayalleri gerçeğe dönüştürmek lazım. 15 yıl önce iktidara geldiğimizde ne söz vermişsek, ne hayal etmişsek hepsini gerçeğe dönüştürdük elhamdülillah. Sizler de bunu karşılıksız bırakmadınız. 12 seçim gördük, 5 genel seçim, 3 referandum, 3 yerel seçim, bir cumhurbaşkanlığı seçimi, elhamdülillah hepsinde de Eskişehir bize desteğini artırarak bugünlere getirdi. 2019'da artık sizden final istiyorum. Eskişehir bunu başarır, süper şehir Eskişehir'e Süper Lig de yakışır."

- Şehit ailesiyle oturdu

İş dünyası ve sivil toplum kuruluşları buluşmasına Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Maliye Bakanı Naci Ağbal, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Harun Karacan, Çiğdem Karaaslan ile AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak da katıldı.

Başbakan Yıldırım'ın, masasında Diyarbakır'ın Sur ilçesinde PKK'lı teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda şehit olan polis memuru Ali Sevim'in eşi Demet Sevim ve 1,5 yaşındaki oğlu Eyüphan da yer aldı. Yıldırım, şehit oğlu Eyüphan'ı sevdi ve oyuncak hediye etti.

(Bitti)

KAYNAK : AA