AK Parti seçim beyannamesinde dış politika vizyonu

AK Parti'nin seçim beyannamesinin dış politikaya ilişkin bölümünde Türkiye-ABD ilişkilerine yönelik, "ABD ile yaşanan sorunları aşmak istiyoruz. ABD'nin özellikle PYD/YPG ve FETÖ konuları başta olmak üzere ulusal güvenliğimize ilişkin beklenti ve hassasiyetlerimize uygun somut adımları atmasının sağlanması için gerekli diplomasi ve lobi faaliyetlerine ivme kazandırılarak devam edilecektir." ifadesi kullanıldı.

ABONE OL
GİRİŞ 24.05.2018 15:44 GÜNCELLEME 24.05.2018 15:44 GÜNCEL
AK Parti seçim beyannamesinde dış politika vizyonu

AK Parti'nin seçim beyannamesi Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.

Beyannamede, parti olarak dış politikada hem süreklilik hem de değişimin esas alındığı, Türkiye'nin bağımsız, pro-aktif siyaset ve perspektif üreten bir dış politikaya kavuşturulduğu belirtildi.

AK Parti olarak Türkiye'yi öncü bir ülke haline getirme hedefiyle, her alanda dünyayla bütünleşen bir ülke olmanın şiar edinildiği vurgulanan beyannamede, ülkenin menfaatleriyle uyumlu vizyoner ve gerçekçi bir dış politika geleneğinin kurumsallaştırıldığının altı çizildi.

Beyannamede, küresel ve bölgesel ölçekteki kronik problemlerin çözülmesi için uluslararası sistemi harekete geçirmede öncülük yapıldığı, Birleşmiş Milletler (BM) sisteminin faal bir üyesi olarak, bu sistemdeki sorunlara işaret edilip, çözüm önerileri geliştirildiğine değinildi.

Türkiye'nin, dünyanın unutulmuş veya dışlanmış mazlum halkları için bir ümit ışığı olduğu, güçlünün değil, hep haklının yanında yer aldığı anlatılan beyannamede, dış politikada elde edilen kazanımların öncelikli olarak ticareti ve uluslararası doğrudan yatırımları artırarak ekonomik refahı ileriye taşıdığı ve karşılıklı etkileşime dayalı olarak sosyal gelişimi beslediği vurgulandı.

- Türkiye merkezli çok boyutlu dış politika

Dış politikanın vizyona dayalı ve çok boyutlu olmaya devam edeceği belirtilen beyannamede, şunlar kaydedildi:

"Türkiye, Avrupa Birliği (AB) hedefini stratejik bir hedef olarak görmektedir ancak Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi, diğer ilişkilerimizin bir alternatifi değil, tamamlayıcısı olarak tanımlıyoruz. Türkiye, açılan tüm fasıllara paralel şekilde reform süreçlerini tamamlamış, çıkarları doğrultusunda iş birliğinin ötesinde AB ile entegrasyonunu gerçekleştirmiş şekilde güçlü ve etkili bir ülke olarak AB katılım hedefini sürdürmektedir.

ABD ile yaşanan sorunları aşmak istiyoruz. ABD'nin özellikle PYD/YPG ve FETÖ konuları başta olmak üzere ulusal güvenliğimize ilişkin beklenti ve hassasiyetlerimize uygun somut adımları atmasının sağlanması için gerekli diplomasi ve lobi faaliyetlerine ivme kazandırılarak devam edilecektir. ABD ile yakın iş birliğinin korunması esastır. ABD'nin Suriye'de PYD/YPG'ye desteğini kesmesi, PKK ile mücadelemizde somut destek vermesi ve FETÖ'nün iadesi konularında somut adımlar atması iş birliğimizin temel unsurlarını oluşturmaktadır."

Gelecek dönemde Rusya ile ilişkilerin enerji ve ticaret başta olmak üzere geliştirilmesine çalışılacağı ifade edilen beyannamede, Kremlin yönetimiyle bölgesel konularda ve özellikle Suriye meselesinde yakın eş güdümün sürdürüleceği vurgulandı.

- "Kıbrıs konusunda yapıcı katkımızı sürdüreceğiz"

KKTC'nin ekonomik altyapısının güçlendirilmesi ve refahının artırılması için bugüne kadar kararlılıkla atılan adımlara devam edileceği belirtilen beyannamede, "Kıbrıs'ta her iki halkın siyasi iradelerini ve Ada'nın ortak sahibi olmalarını temel alan müzakere edilmiş adil ve kalıcı bir çözüm için garantör ülke olarak yapıcı katkımızı sürdüreceğiz." ifadesi kullanıldı.

Kırım'ın asli halkı olan soydaş Kırım Tatar Türkleri'nin güvenlik ve refahının temininin öncelikler arasında bulunduğu bildirilen beyannamede, Kırım Tatar Türkleri'nin hak ve çıkarlarının genişletilerek güvenceye kavuşturulması yönündeki girişimlerin sürdürüleceğine işaret edildi.

Beyannamede, Azerbaycan topraklarının işgalinin sona erdirilmesi için çaba gösterilmeye devam edileceği belirtilerek, Kafkasya ve Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerin daha da geliştirilmesi ve 2009'da kurulan Türk Konseyi'nin daha da güçlendirilmesinin temel hedefler arasında yer aldığına dikkat çekildi.

Beyannamede, Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Maarif Vakfı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı gibi kurumların da katkılarıyla Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleriyle yakın diyaloğun sürdürüleceği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Önümüzdeki dönemde de etnik ve mezhebi temellere dayanan ayrıştırıcı ve dışlayıcı yaklaşımlar ile terörizm gibi zorlu sınamalarla karşı karşıya kalan bölge ülkelerinin güvenlik ve istikrarı temin etmeye yönelik mücadelelerini desteklemeyi sürdüreceğiz. Filistin davasına tam destek veriyoruz. Ortadoğu Barış Süreci'nin sağlıklı bir zeminde yeniden canlandırılmasının gerekli olduğunu değerlendiriyoruz. Filistin makamlarıyla temas ve eş güdüm içindeyiz. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dönem Başkanı olarak önümüzdeki dönemde faaliyetlerimizi yoğunlaştıracağız. Filistin'e yönelik yardımlarımızı her alanda sürdüreceğiz. Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik her türlü gayri hukuki ve BM kararları hilafına girişime tavizsiz olarak karşı duracağız."

- Suriye'deki durum

Suriye'de 8'inci yılına giren ihtilafa da değinilen beyannamede, Türkiye'nin sahadaki gerginliklerin azaltılması amacıyla tesis ettiği 12 gözlem noktası, terörle mücadelede birliklerini sahaya sürmekten çekinmemesi, muhalefetin garantörü sıfatıyla Astana ve Soçi'de, siyasi sürecin destekleyicisi olarak ise Cenevre'de ortaya koyduğu aktif katkıyla Suriye meselesindeki etkin ve etkili aktörler arasında yer aldığını kanıtladığı hatırlatıldı.

Bundan böyle de yeni bir Suriye hedefi için çalışılacağı belirtilen beyannamede, "Arzumuz, yeni Suriye ile komşuluk ilişkilerimizi ve iş birliğimizi yeniden tesis etmek ve Suriye halkıyla tarihi, kültürel ve beşeri bağlarımız temelinde ilişkilerimizde yeni bir dönem başlatmak olacaktır." denildi.

Irak'ta kalıcı istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik çabaların sürdürüleceği vurgulanan beyannamede, Türkmen toplumunun karşılaştığı sıkıntılara en kısa sürede sürdürülebilir çözümler bulunulabilmesi için Iraklı yetkililerle iş birliğine devam edileceği belirtildi.

Beyannamede, İran ile gerek ikili ilişkiler gerekse Suriye başta olmak üzere Ortadoğu'daki barış sürecinde yakın diplomatik ilişkilerin sürdürüleceğine işaret edildi.

Afrika'da Türkiye bilincini daha da güçlendirmek amacıyla büyükelçilik sayısının daha da artırılacağı, ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayan tüm kamu kuruluşlarının faaliyetlerinin güçlendirileceği belirtilen beyannamede, "Kalkınma ve insani yardımlarla güvenlik iş birliğini dengeli bir biçimde harmanladığımız vizyonumuz çerçevesinde Afrika'ya uzattığımız yardım elini muhafaza edeceğiz. Bu modelin uluslararası toplum tarafından benimsenmesi ve başta Somali'de olmak üzere tüm Afrika'da uygulanması için gayret göstereceğiz." değerlendirmesinde bulunuldu.

Türkiye'nin 2023 hedeflerinin gerçekleştirilmesi bakımından küresel ekonominin dinamosu haline gelen Asya-Pasifik bölgesiyle siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesini teminen ikili ve kurumsal düzeyde bölge ülkeleriyle iş birliğinin güçlendirilmesine devam edileceği, başta Myanmar ve Güney Filipinler olmak üzere bölgedeki Müslüman toplulukların sorunlarının çözümüne yapıcı katkı sağlamanın sürdürüleceği vurgulandı.

Beyannamede şunlar kaydedildi:

"Önümüzdeki dönemde İİT'nin işleyişini reforme edecek bir sürecin ülkemiz öncülüğünde Bangladeş ile iş birliği halinde başlatılması, Kudüs konusunda alınan kararların takipçisi olunması ve İİT Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezinin İstanbul'da yerleşik bir uluslararası örgüt olarak faal hale getirilmesi öngörülmektedir. BM'den sonra dünyadaki en büyük ikinci uluslararası örgüt olan İİT'nin tüm İslam aleminin ortak çıkarlarına hizmet eden, saygın, işlevsel ve etkin bir konuma ulaşması için çabalarımızı sürdüreceğiz."

(Sürecek)


KAYNAK : AA