Başbakan Yıldırım canlı yayında soruları yanıtladı

Başbakan Binali Yıldırım, soğan ve patates fiyatlarındaki artışa ilişkin, "Spekülasyondan öte bir şey değil, göreceksiniz birkaç gün sonra böyle bir meseleyi konuşmayacağız." dedi.

ABONE OL
GİRİŞ 21.06.2018 12:14 GÜNCELLEME 21.06.2018 12:14 GÜNCEL
Başbakan Yıldırım canlı yayında soruları yanıtladı

Yıldırım, A Haber - ATV ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu.

Seçim sonrası alınması düşünülen ekonomik tedbirlere ilişkin soru üzerine Başbakan Yıldırım, bunların şimdiden planlandığını belirtti. Son günlerde dolardaki dalgalanmaya iki etkenin neden olduğuna işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti:

"Biri dış kaynaklı etkenler. Uzun süreden beri ABD, Avrupa Birliği fonları gelişmiş ülkelere gidiyordu. Çünkü oralarda yatırım cazip değildi, ABD'de faiz çok düşük, Avrupa Birliği'nde çok düşük. Trump, işsizliği azaltmak, ekonomiyi canlandırmak için ABD menşeli yatırımcıları evlerine davet etti. ABD'nin dışarıda 4,5 trilyon doları var, gelişmiş ülkelerde yatırım yapan. Onları çağırdı. Bunu nasıl çağırıyor, 'Paraları getirin' diye emir verecek hali yok. Faizleri artırıyor. Merkez bankası faizleri artırınca fonlar yuvaya dönmeye başladı. Aynı şeyi Avrupa Merkez Bankası yaptı onların da 2,4 trilyon avrosu var. Onlar da gelişmiş ülkelerden kendi ülkelerine dönmeye başladı. Ne oldu? Dış kaynakla büyümeyi hedefleyen, dış yatırımlarla büyüme ihtiyacı olan ülkelerde hareketlenmelere, kurlarda oynaklıklara sebep oldu."

Son bir senede petrol fiyatının yüzde 70 artığını, bunun petrol üretimi olmayan ülkelerde cari açık bakımından olumsuzluklara neden olduğunu aktaran Yıldırım, "Bir de buna jeopolitik riskleri koyarsanız, Türkiye'nin bulunduğu konum itibarıyla, güneyimizde yaşanan istikrarsızlık, terör vesaire. Şu anda gelişmekte olan ülkelerin tamamı ABD ve AB'nin bu politikaları yüzünden sıkıntı yaşıyor." ifadesini kullandı.

Başbakan Yıldırım, söz konusu sıkıntıyı çok ağır yaşayan Arjantin, Brezilya gibi ülkelerin olduğunu belirterek, "Allah'a şükür bizimki şu anda kontrol altında, bir sıkıntımız yok." dedi.

- "Vatandaşı etkileme çabaları var"

Son günlerde patates ve soğan fiyatlarındaki artış hatırlatılarak, "Vatandaş ülke ekonomisi üzerinde oynanan oyunların büyük ölçüde farkında ama bugün yaşananların altında da bir şeyler arıyor. Siz katılır mısınız?" denilmesi üzerine Yıldırım, "Ortalık toz duman, her gün bir spekülasyonla vatandaşı etkileme çabaları var." karşılığını verdi.

Başbakan Yıldırım, seçim kampanyalarının dürüstçe, kısa vadeli kişisel beklentilerle değil, ülkeye fayda sağlayacak şekilde yapılmasının önemine değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Zaman zaman sebze, meyve, gıdalar üzerinden siyaset yapıldığı oluyor ama burada da çok aymaz bir şekilde 'Soğan kuru dolar kurunu geçti' gibi... Olay çok mevzi bir olay. Belirli bölgede, soğanın çok yoğun yetiştiği bölgelerde afetlerden rekoltede düşme var. Daha mahsul ortaya çıkmadan, 'Soğan, patates fiyatları bu sene yükselecek' dedikodusu öne sürülüyor ve oradan başlıyor fiyatlar yükselmeye. Açıkçası spekülasyonlardan öte bir şey değil, göreceksiniz birkaç gün sonra böyle bir meseleyi konuşmayacağız."

İzmir'de hal esnafı ile bir araya geldiğini, onların sorunlarını dinlediğini belirten Yıldırım, "Sebze-meyve halindeki insanlar adeta günah keçisi haline getirilmiş. Onlar da çok haklı olarak diyor ki 'Bizim, bire alıp 10'a sattığımız yok en fazla satılan maldan kazandığımız yüzde 5, kanunen bize tanınan hak bu.' Esasında sorun tarladan hale gelinceye kadar olan tedarik zincirindeki kayıplar." diye konuştu.

Taze sebze ve meyvenin ilk gün tüketicinin önüne konulmaması durumunda ikinci gün yüzde 40'ının, üçüncü gün ise hepsinin atıldığına dikkati çeken Yıldırım, bunun yasal alt yapısını oluşturduklarını, soğuk tedarik zincirine geçileceğini bildirdi.

- "Millet ne film döndüğünün farkında"

Yıldırım, 19 Haziran'da patatesin fiyatının 2,5 - 3 lira, soğanın ise 4,5 lira olduğunu hatırlatarak, "Bir gün sonra nasıl oluyor birden bire fırlayıp gidiyor. Bunun mantıklı bir izahı yok. Millet ne olduğunun ne film döndüğünün farkında." dedi.

Başbakan Yıldırım, seçim sonrasında güven ve istikranın tekrar devam etmesiyle her şeyin değişeceğini belirterek, "Güven ve istikrar tekrar işi normalleştirecek. Ekonomiyle ilgili orta ve uzun vadede ciddi yapısal reformları yapmamız gerekiyor. Onların da ne olduğunu biliyoruz, çalışmalarını yaptık. Küresel şartlardan kaynaklı zorluklarımız var. Bunların bilincinde olarak, hızlı hareket ederek, tedbirlerimizi alarak üretime dayalı ekonomiyi daha da hızlandıracağız." ifadesini kullandı.

Gelecek dönemde beş hedef sektörde büyümeyi sağlamayı planladıklarına işaret eden Yıldırım, bu sektörlerin makine imalat, otomotiv, kimya-ilaç, elektronik ve gıda olduğunu açıkladı. Yıldırım, söz konusu sektörleri stratejik olarak nitelendirdi.

Yıldırım, "Türkiye bundan sonra büyümesini, kalkınmasını bu 5 alana odaklanarak gerçekleştirecek. Bu 5 odak sektörün Türkiye ekonomisine, milli gelire gelecek yıllardaki katkısı 137 milyar dolar olacak. İstihdama katkısı 3,5 milyon ve ihracata katkısı da 172 milyar dolar. Mevcut ihracatımızın miktarından daha fazla. Yüzde 15 ihracatta yüksek teknolojinin payı olacak." diye konuştu.

Söz konusu projeksiyonun hayata geçmesi durumunda vatandaşın cebine ilave olarak 2 bin doların gireceğinin belirtilmesi üzerine Başbakan Yıldırım, "Daha fazla" karşılığını verdi.

Hedef sektörlerde büyümenin gerçekleşmemesi için bir neden olmadığını, ithalata en bağımlı alanlardan kimyada yerlileştirme, millileştirme, proje bazlı destek sisteminin hayata geçirildiğini belirten Yıldırım, ciddi bir ilginin olduğunu, otomotivde ise Türkiye'nin önemli bir konuma sahip olduğunu söyledi.

Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin gıda konusunda Avrupa birincisi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"2002'de AK Parti iktidarı geldiğinde gıdada dördüncü sıradaydık. Hani 'Gıda, hayvancılık, tarım öldü, bitti' diyorlar. Dün Sayın Akşener'in bir beyanını gördüm, 'Türkiye'yi 6 senede tarım ihracatçısı ülke yapacağız'. Herhalde Türkiye'nin tarımda net bir ihracatçı ülke olduğunun farkında değil. Rusya'ya, Ortadoğu'ya, Uzakdoğu'ya biz sürekli sebze, meyve ihraç ediyoruz. Dolayısıyla ülke yönetmek için ülkenin neyi var, neyi yok, imkanları, kabiliyetleri ne, bunu da bilmek lazım. Hiçbir hizmeti olmadan, izi olmadan ülke yönetmeye talip olmak işte böyle açığa düşmeye neden oluyor."

(Sürecek)

KAYNAK : AA