ASO şubat ayı meclis toplantısı

Özdebir, ASO'da düzenlenen odanın şubat ayı meclis toplantısında ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Ekonomik koşulların büyümeyi daha zor ve maliyetli hale getirdiğini belirten Özdebir, küresel iklimde beklentilerin bozulduğu bir ortamda, Türkiye'de beklentilerin bozulmaya devam etmesinin ekonomide dengelenme sürecini olumsuz etkilediğini söyledi.

Özdebir, Ağustos 2018'de başlayan ve derinleşerek devam eden kur ataklarının ekonomide önemli tahribat yarattığını anımsatarak, hükümetin kur şokunun ardından uyguladığı önlemlerin, makro ekonomik değişkenlerde dengelenme sürecini başlattığını bildirdi.

Hükümetin aldığı önlemlerin, henüz birçok makro ekonomik değişkende kırılganlıkları tam olarak ortadan kaldıramadığını vurgulayan Özdebir, "Ekonomimizin şu anda en önemli sorunu güvendir. Ekonomik canlılık güven ortamı oluşturulduğunda söz konusu olacaktır. Güven ortamının artırılmasına yönelik birtakım tedbirler almak zorundayız." diye konuştu.

Özdebir, KDV ödemelerinin yüzde 50'sinin hızlı ödenmesi için gösterilen gayretin sanayiciler açısından çok önemli olduğuna dikkati çekerek, katma değer vergisi iade ödeme sürecinin hızlandırılmasına ilişkin tebliğin piyasadaki likiditeyi artıracağını dile getirdi.

Merkez Bankasının aldığı kararla "zorunlu karşılık oranları"nda indirime gitmesiyle piyasaya yaklaşık 15 milyar liralık likidite sağladığını aktaran Özdebir, "28 Şubat bu yapılandırmaların son günü. 28 Şubat'ta bu yapılandırmaların gereğini yerine getirmezsek, haklarımızı kaybedeceğiz. 7 Ağustos 2018'den bugüne kadar çok bir şey değişmedi. Birçok işletmemizin bırakın karları, ciroları, ücretleri bile karşılayamayacak seviyede düşmüş durumda, özellikle yatırım malı üretenlerde. Onun için, hükümetimizden tekrar rica ediyoruz, 28 Şubat tarihini en az 4-5 ay daha uzatsınlar." ifadelerini kullandı.

- "Destek politikaları gözden geçirilmeli"

Türkiye'deki destek politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğine işaret eden Özdebir, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Tarım politikalarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması ve bilimsel tarım politikalarına geçilmesi bir zaruret halini almıştır. Hem üreticiye hem sanayiciye hem de tüketiciye kazandıran 'sözleşmeli tarım' modeline geçmemiz gerekiyor. Havza bazlı üretim ve destekleme modelini işler hale getirmek gerekiyor. Bu model sayesinde, etkin üretim planlaması, verimlilik artışı, üreticinin kar artışı, arz-talep dengesi sağlanacak ve üretim planlaması ile tarımda uluslararası rekabet gücü artacaktır."

Özdebir, sanayi üretim endeksi, kapasite kullanım oranı ve perakende satış hacmi endeksi rakamlarının üretimde ve talepte daralmayı işaret ettiğini, sanayinin temel yatırım faaliyetlerini oluşturan ara malı ve yatırım malları alt sektörlerindeki gerilemenin, ekonominin potansiyel büyüme sınırlarında ciddi kayıplar oluşturduğunu söyledi.

Göstergelerin, geçen yılın 4'üncü çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarında daralma beklentisini güçlendirdiğini belirten Özdebir, şunları kaydetti:

"Büyümenin itici gücü sanayi sektörüdür. Ekim 2018'de 28 milyon 819 bin istihdam söz konusu iken, rakam Kasım 2018'de 28 milyon 591 bin olarak gerçekleşmiş, son bir ayda toplam 230 bin istihdam kaybı olmuştur. Son bir yılda iş gücü yüzde 1,6 artarken, istihdam yüzde 0,7 azalmış ve işsizlik oranı Kasım 2018'de yüzde 12,3 seviyesine yükselmiştir. Hükümetin işsizlik sorununun çözümünde, '2019 istihdam seferberliğini' başlatmasını önemli bir adım olarak görüyor, bu politikanın başarılı olacağına inanıyorum."