Bu da 'annelik depresyonu'

Hamilelerde depresyon, kaygı ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik problemlerin ortaya çıkabileceği belirtildi.

ABONE OL
GİRİŞ 14.01.2016 14:13 GÜNCELLEME 14.01.2016 14:13 Anne Çocuk
Bu da 'annelik depresyonu'

Hamileliğin, anne adaylarını doğum sonrasına kadar uzanan süreçte, çeşitli psikolojik rahatsızlıklara açık hale getirdiğini kaydeden Psikolog Gündoğdu, “Hamilelik, sadece kadında yol açtığı fiziksel değişimle değil, duygusal ve psikolojik yansımalarıyla da, anne adayları için, yeni bir sürecin başlangıcını oluşturuyor" dedi.

Anne adayının, doğum öncesi ve sonrası, psikolojik rahatsızlıklara yakalanma riskinin oldukça yüksek olduğuna dikkat çeken Psikolog Gündoğdu, “Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı araştırmaya göre, hamile kadınların yüzde 10'nun psikolojik rahatsızlıklara yakalandığı tespit edilmiştir. Bu oran, ülkemizin de içinde bulunduğu, gelişmişlik düzeyi artan ülkelerde daha da fazladır. Hamile kadınların en çok yakalandığı psikolojik hastalıklardan birinin, depresyon.

Doğum öncesi ve sonrası annenin depresyona girme riski artmaktadır. Bakım veren anne depresyon sebebiyle kendine ve bebeğine bakamaz hale gelebilir. Bu anneyi olumsuz yönde etkileyebileceği gibi, bebeği gelişimsel açıdan da olumsuz etkileyecektir. Bebeğin ihtiyaçlarının karşılanamaması ya da aksaklığa uğratılması, bebeğin ilerleyen hayatında insan ilişkilerinde zorluk yaşamasına neden olabilir, bebek kişilik bozukluğu geliştirebilir, depresyona girme riskini artırabilir" diye konuştu.

"Depresyondaki annenin intihar riski var"

Bu dönemin anne için de son derece zor bir süreçtir olduğunu, hatta depresyondaki annenin intihar etme riskinin bile artabileceğini ifade eden Gündoğdu, “Ayrıca diğer aile üyeleri de ( eş ve diğer çocuklar, anneanne, babaanne, dede gibi) bu durumdan etkilenecektir. Bakım veremeyen annenin ihtiyacına aile üyelerin desteği gerekebilir. Sosyal desteği kuvvetli olmayan anne, bu durumdan daha çok etkilenebilmektedir. Baba, annenin psikolojik durumundan etkilenebilmekte ve bu durum onun iş hayatında ve özel yaşantısında sorunlar yaşamasına sebep olabilmektedir" şeklinde konuştu.

Hamilelikte bir diğer ruhsal problemin, annenin kaygı seviyesinin doğum öncesi ve sonrasında yükselmesi olduğuna işaret eden Psikolog Gündoğdu, bu durumun tüm aile için hayatı kabusa dönüştürebileceğine vurgu yapıyor ve bu aşırı kaygı halini şöyle anlattı:“Anne bebeğinin sağlığı hakkında endişeye kapılabilir, bebeğe zarar verilebileceği korkusu yaşayabilir. Örneğin, bebeğe mikrop bulaşabileceğini, hasta olabileceğini, üşütebileceği konusunda normalden fazla düşünmeye başlayabilir. Bebeğe hastalık bulaştırabileceği ya da zarar verebileceği düşüncesiyle bebeğe dokunamaz ya da başkalarına dokundurtmayabilir. Sürekli bunları düşünerek hayatı olumsuz yönde etkilenebilir. Bebeğe yeteri kadar iyi bakım veremediği, yetersiz bir anne olduğu hissine kapılarak kendini suçlayabilir."

Annenin çocukluk tecrübeleri önemli

Hamileliğin anne adayında çocukluktaki kötü izleri de su yüzüne çıkarabileceğini kaydeden Psikolog Gündoğdu, “Şayet anne çocukluk döneminde cinsel istismara uğradıysa, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldıysa, hamileliği süresi ve sonrası, annede Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşama riski de artacaktır. Bu durumda yaşadığı kötü tecrübeler gözünde canlanabilir. Anne adayı, kendi geçirdiği çocukluk dönemini hatırlayacaktır ve çocuğa da olumsuz şekilde davranabilir" uyarısında bulundu.

Annenin ruhsal sağlığının, hamilelik dönemi ve sonrasında, fiziksel sağlığı kadar önemli ve ciddiye alınması gereken bir konu olduğuna dikkat çeken Psikolog Gündoğdu, “Anne ve anne adayı, psikolojik tedavi ve terapi ile normal sağlığına kavuşabilmektedir. Daha mutlu anneler gülümseyen bebekler ve sağlıklı bir nesil devamı için, lütfen bebek bekleyen çiftler ve yeni bebeği olanlar, bu dönemde yardım almaktan çekinmesinler ve gecikmesinler" şeklinde konuştu.

KAYNAK : İHA