Üç kez yaralansa da mesleğine aşkı hiç bitmedi

MEHMET ÇALIK - Terörle mücadele operasyonlarında üç kez yaralanan, tedavi sürecinde akciğerinin bir kısmını kaybeden, sol kolundaki işlev kaybını atlatan 37 yaşındaki gazi Astsubay Üstçavuş Ferhat Akgül, tutkuyla bağlı olduğu mesleğini ilk günkü heyecanla sürdürüyor.

ABONE OL
GİRİŞ 18.09.2018 11:37 GÜNCELLEME 18.09.2018 12:55 GÜNCEL
Üç kez yaralansa da mesleğine aşkı hiç bitmedi

Üniversite eğitiminin ardından 2004 yılında hayali olan askerlik mesleğine başlayan Akgül, bir süre Bilecik İl Jandarma Komutanlığında görev yaptı. Daha sonra Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanlığına tayin edilen Akgül, 2007'de terör örgütü mensuplarıyla girdiği silahlı çatışmada sol bacağından yaralandı. Akgül, 3 ay süren tedavi sürecinin ardından silah arkadaşlarının yanına döndü.

Bu olaydan yaklaşık 2 yıl sonra Nusaybin ilçesinde terör örgütü mensuplarının saklandığı hücre evlerine yönelik operasyonda açılan ateş sonucu bu kez vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Akgül, vücudundan 20'ye yakın saçma çıkartılıp taburcu olduktan sonra "tutkum" dediği mesleğine döndü ve arkadaşlarını yine yalnız bırakmadı.

İyileşince İzmir Yeni Foça 7. Jandarma Komando Alay Komutanlığına atanan Akgül, İzmir'de öğretmen Gülşah Akgül ile hayatını birleştirdi.

Evlendikten sonra Bingöl Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığına atanan Akgül, 2012 yılında Ortaçanak bölgesinde terör örgütü mensuplarıyla girdiği çatışmada omzundan ve göğsünden yaralandı. Akgül, tedavi sürecinde akciğerinin bir kısmını kaybetti, sol kolundaki işlev kaybını ise atlattı.

Halen Aydın Jandarma Komutanlığında görev yapan Akgül'e 17 Mart 2016'da "Devlet Övünç Madalyası" ve "Gazi Beratı" verildi.

Terörle mücadelede üç kez yaralanmasına rağmen çok sevdiği mesleğinden ayrı kalmayan gazi astsubay, eşi ve 2 çocuğunu hayata bağlanma sebebi olarak görüyor.

- "Ailemi bir daha göremeyeceğimi düşündüm"

Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl'deki çatışmada çok ağır yaralandığını söyledi.

Omzundan ve göğsünden vurulduğunu anlatan Akgül, şöyle konuştu:

"Vurulduğumda kızım 6 aylıktı. Yere düştüğümde eşim ve kızım aklıma geldi. 'Acaba onları bir daha görebilir miyim, onlarla bir daha konuşabilir miyim' diye düşündüm. Arkadaşlarım emniyet aldıktan sonra beni tahliye etmek istediler, ancak bölge sarp ve kayalık olduğu için ilk etapta bu gerçekleşmedi. Sonrasında silah arkadaşlarım ve komutanlarım helikopter yardımıyla beni bölgeden çıkarmayı başardı. Bulunduğumuz araziden dolayı oradan çıkamayacağımı, ailemi bir daha göremeyeceğimi düşündüm. O an onları tekrar görmek için dua ettim. O kadar içten dua etmişim ki duam da gerçekleşti."

- "Hastanede bulunduğum 2 yılda mesleğime dönmeyi hayal ettim"

Akgül, son yaralandığı olay sonrası Ankara'da yaklaşık 2 yıl tedavi gördüğünü dile getirdi.

Yaralandığı üç olay sonrası sadece mesleğine dönüp dönemeyeceği korkusunu yaşadığını anlatan Akgül, şöyle devam etti:

"Hastanede bulunduğum 2 yılda mesleğime dönmeyi hayal ettim. Elbette bu çabalarımda umutsuz olduğum dönemler oldu. Komutanlarımızdan bir talep olduğunda seve seve hiçbir şekilde arkama bakmadan yine göreve giderim çünkü biz Çanakkale, 15 Temmuz ve terörle mücadele ruhunu sözde değil, özde yaşayan insanlarız. Ölmek için değil, şehit olmak için göreve gideriz. Zaten gaziliğimi alarak Allah tarafından onurlandırıldım. İnşallah şehit de oluruz. O onuru da yaşamış oluruz."

Akgül'ün eşi Gülşah Akgül ise tedavi sürecinde her zaman eşinin yanına olduğunu vurguladı.

Gazi eşi olmaktan gurur duyduğunu ifade eden Akgül, "Eşim üç kez yaralanarak gazi oldu. Eşim tedavisi için çok çaba gösterdi ancak onun çabası sadece sağlığına kavuşmak için değil bir an önce görevinin başına dönmek içindi." şeklinde konuştu.

KAYNAK : AA