Bartın'da "Kudüs Sancısı" paneli

Gazeteci- yazar Ahmet Taşgetiren, Bartın Kültür Merkezinde düzenlenen panelde yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Donald Trump’ın, seçim konuşmalarında Kudüs'ü 'İsrail’in başkenti' olarak tanımak üzere, “Büyükelçiliğimizi Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyacağız” diye bir vaatte bulunduğunu hatırlattı.

Trump’ın seçilmesi ve kendi ülkesinde bir yığın tartışmaların ardından, seçim döneminde ettiği vaadi devreye sokma kararını verdiğini belirten Taşgetiren, "Trump, büyükelçiliği Kudüs'e taşıma noktasındaki kararı imzaladı. Bu aşamadan sonra Kudüs, bizim gündemimize daha farklı bir aşamada girmiş oldu. Kudüs, aslında bir sancı olarak devam ediyordu, bu sancı bu karardan sonra daha çok şiddetlendi. 'Bu olmamalı' dedik ve Türkiye'nin önderliğinde Amerika'nın bu tavrına karşı bir kampanya başlatıldı. Sonra Amerika'nın bu tavrına karşılık, Türkiye’de İslam İşbirliği Teşkilatı'nın bir toplantısı oldu. Bu toplantıda, Amerika'yı almış olduğu bu karardan geri dönmeye çağıran, Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak ilan eden ve dünyayı Filistin devletini tanımaya çağıran bir karar metni çıkarılarak imzalandı." dedi.

Türkiye'de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı'nın toplantısına bazı devletlerin devlet başkanı, bazı devletlerin de düşük seviyede temsilcilerle katıldığına dikkati çeken Taşgetiren, şöyle devam etti:

"Suudi Arabistan'ın, Mısır'ın, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) daha düşük bir temsille bu toplantıya gelmiş olmamaları altı çizilecek bir hadisedir. Bunun üzerine bu karar, Türkiye Mısır'ın inisiyatifiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne götürüldü. Bu konseyde 15 üye var 15 üyeden 14'ü Amerika'nın bu kararından vazgeçmesi yönünde oy kullandı. Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesinden birisi olan Amerika veto yetkisini kullandı. Daimi ülkelerden birisi bu kararı veto ettiğinde Birleşmiş Milletlerden karar çıkmıyor. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Amerika’ya yaptırım niteliğindeki bu kararı onaylamadı."

Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden (BMGK) çıkan bu karardan sonra kararı genel kurula götürdüğünü hatırlatan Taşgetiren, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 128 üyenin oyuyla Amerika'nın tavrına karşı bir karar çıktı. Bu Türkiye'nin başarısıydı, İslam Dünya’sının başarısıydı. Daha doğrusu insanlığın başarısıydı. İnsanlığın başarısının bu tarzda devreye girmiş olması hakkın, adaletin, yeryüzünde icra noktasına gelmiş olması için yeterli olmuyor. Birleşmiş Milletler'den (BM) 128 üyenin Amerika'nın bu tavrına karşı çıkması, Filistin’in orada bir devlet sahibi olmasına karar vermesi, Maalesef, Kudüs’ün statüsünün bu tarzda değiştirilemeyecek olması böyle bir sonuç üretemiyor." dedi.

Türkiye önderliğinde İslam dünyasının bu hamlesinden sonra İsrail’in Doğu Kudüs’e binlerce Yahudi'yi yerleştirme kararı aldığını hatırlatan Taşgetiren, şöyle devam etti:

"Şimdi İsrail oturdu dedi ki 'Ben binlerce Yahudi'yi daha Doğu Kudüs'e yerleştireceğim, yeni inşaatlar yapacağız ve buna kimse mani olamaz.' Birisi İsrail’in ve Amerika'nın kulağından tutacak, 'Sen ne yapıyorsun?' diyecek ve Kudüs'te haklı olanların hakkı yerine gelmiş olacak. Şimdi soru şu, bu gerçekten olacak mı? Yani Netanyahu’nun kulağından tutacak kim? Türkiye, ya da 1 milyar 700 milyonuz, 57 İslam ülkesi var. Bu İslam ümmeti dediğimiz hadise, Netanyahu’nun ya da Trump’ın kulağından tutarak, ‘Sen ne yapıyorsun? İnsanlıkla mı savaşıyorsun’ diyebilecek mi? Kudüs acısı, Kudüs sancısı biraz içimize yansımalı. Orada ne kaybediliyor? Mescid-i Aksa’ya ne yapıyorlar, buraya giriş çıkış nasıl bir prosedüre tabi bunu biraz bedenimizde hissetmemiz lazım.”

Taşgetiren, şu anda Mescid-i Aksa’ya İsrail askerleri denetiminde girildiğini aktararak, sözlerini şöyle tamamladı:

"İsrail askerleri 'girme' dediklerinde ise girmiyorsunuz. Hazreti İbrahim’in makamına gitmek istediğinizde barikatlardan geçiriliyorsunuz. Kudüs, Mescid-i Aksa işgal altında bir toprak parçası. Birleşmiş Milletler'in kararı bir sonuç verecek mi? Filistin ne zaman kurtulacak? Şöyle verecek. Ümmet, ümmet olduğunda verecek. Şimdi o güçler, Kudüs için bizim henüz bir filli bir müdahale yapabilme imkanımızın olmadığını düşünüyorlar. İslam Dünyası olarak bir tarafımızı çökerttiler."